Fikret İLKİZ
Bazı haberleri sonbaharda hatırlarız, unutanlara hatırlatırız. O yüzden okumak için sabır diliyorum, öfkelenmenizi umuyorum.
Umutsuzluğun çığlığına kulak tıkayan sağırlara dediklerini hatırlatırız. Onların hukuk devletinde bir işe yarar mı bilmem ama şimdiki zamanda bir yararı yok.
Acılar, adaletsizlikler, güvensizlikler ve hapislik sürüyor, içeride ve dışarıda değişen şimdilik bir şey yok.
Birinci Haber “Yargı Reformu Strateji Belgesi İlk Paketi ile İlgili Düzenlenen Toplantı” başlığıyla aynı gün 26.07.2019 tarihinde TBB web sayfasında yayımlandı. Haber şöyle:
“Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ve TBB Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, Hakimevi’ndeki toplantıda bir araya geldi. (…) Yaklaşık 2 saat süren toplantının ardından Feyzioğlu, bir açıklama yaptı. Feyzioğlu, konuşmasında şunları söyledi: “Toplantıda Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin ilk paketinin daha da genişletilmesi noktasında uzlaşıya vardık. Bu kapsamda hak ve özgürlükleri genişleten ve güvence altına alan hükümler iyice güçleniyor. Bu çerçevede soruşturmada tutukluluk sürelerinin kısalması belki bir müjde olarak ifade edilebilir. Çünkü vatandaşlarımızda böyle bir beklenti var. Cezaevleri artık doluluk haddini fazlasıyla doldurmuş durumda ve azami süreler kısalarak geliyor soruşturma evresinde. Bir diğer konu. Düşünce ve ifade özgürlüğünün yargısal güvencesini artırmak amaçlı belirli suçlarda İstinaf denetiminin üzerine Yargıtay denetiminin de getirilmesi noktasında mutabık kaldık. Davaların gereksiz gecikmeler sebebiyle yıllarca uzamasını önleyecek önemli tedbirler üzerinde durduk. Bu çerçevede avukatların Avukatlık Kanunu’nu kullanarak yargıda delil olmak üzere belge toplama yetkisinin güncellenmesi hususu genel kabul gördü. Ayrıca avukatların mahkemeye sunduğu belgelerin bir kez de ilgili yerlerden istenerek davaların uzamasına yol açan uygulamayı düzeltecek tedbirler konusunda uzlaşıldı. Hukuk mesleklerine giriş sınava konusu baştan sona bir kez daha ele alındı. Her noktasında uzlaşı teyit edildi. Türkiye’nin önünü açacak, hukuk devletini güçlendirecek, tüm dünyaya demokrasimizin gücü konusunda en pozitif mesajı verecek ilk paketin Meclisimiz açıldığında ilk gündem maddesi olması için geniş bir mutabakatın bulunduğu özellikle ifade edildi. Türkiye Barolar Birliği olarak çoğulcu katılımcı anlayışla hazırlanan Yargı Reformu Strateji Belgesi’ni sonuna kadar destekliyoruz. Bu kapsamdaki mevzuat çalışmalarının ilk günden beri içindeyiz. Ağustos ve Eylül aylarını en etkili şekilde değerlendirerek, TBMM açıldığında el birliğiyle ilk paketi hazır edeceğimize inanıyorum. Strateji belgesine emeği geçen herkese başta Sayın Adalet Bakanımız olmak üzere içten teşekkürlerimizi sunuyoruz.”
İkinci benzer haber de sevindirici! Aynı gün 26 Temmuz 2019 tarihli Adalet Bakanlığının web sitesinde (http://www.basin.adalet.gov.tr/Etkinlik/bakan-gul-yargi-reformunu-hayata-gecirmek-temel-hedefimizdir) fotoğraflı olarak yayımlanan haber (virgülüne dokunmadan) aynen şöyle:
“Bakan Gül, ‘Yargı Reformunu Hayata Geçirmek Temel Hedefimizdir’ Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, “Güven veren ve erişilebilir adalet anlayışıyla hazırlanan reformu hayata geçirmek temel hedefimizdir” dedi. Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Türkiye Barolar Birliği yönetimi ile Ankara Hakimevinde bir araya geldi. Yargı reformuyla ilgili görüş alışverişinde bulunduklarını dile getiren Bakan Gül, “Tüm paydaşlarımızla reformun genişletilmesi konusunda hemfikiriz. ‘Güven veren ve erişilebilir adalet’ anlayışıyla hazırlanan reformu hayata geçirmek temel hedefimizdir.” ifadelerini kullandı. Görüşme sonrasında gazetecilere açıklamalarda bulunan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu TBMM’nin tatile girmesi nedeniyle Yargı Reformu paketinin yetişmediğini belirterek “Sayın Bakanımızın önayak olmasıyla inşallah bu paketi Ekim ayında çok daha kapsamlı hale getirerek, Meclis’ten çıkmasını bekliyoruz. Türkiye’nin önünü açacak hukuk devletini güçlendirecek, tüm dünyaya demokrasimizin gücü konusunda en pozitif mesajı verecek ilk paketin Meclisimiz açıldığında ilk gündem maddesi olması için geniş bir mutabakatın bulunduğu özellikle ifade edildi” dedi.
Feyzioğlu şu değerlendirmelerde bulundu: “Dünyada, ‘Türkiye bu konuda ciddi değildir, oyalama taktiği içindedir, hukuk devletini güçlendirme niyeti yoktur, demokrasiden sapmıştır’ diyenlere tokat gibi cevap olacaktır. Hukuk devletini güçlendirmeyi düşünmeyen bir devlet, niçin bir buçuk senedir on binlerce kişinin emek harcadığı bir reform paketi hazırlama işine girişsin ki? Burada bir samimiyet vardır.”
Diyorsunuz ki; “İstinaf denetiminin üzerine Yargıtay denetiminin de getirilmesi noktasında mutabık kaldık”. Ama “mevcut durum” hakkında bir kez daha düşünmenizi öneririm… Nasıl bir mutabakattır ki; Adalet Bakanı’na sordunuz mu Meclis tatile girmeden önce bazı kanun değişiklikleri neden yapılmadı diye? Meclis tatile girdi diye çıkmayan, çıkarılmayan ve eğer varsa, hazırsa ve belki sadece bu konuda bile olsa CMK Yasa Değişiklik Teklifi kanunlaşmadığı için mağdur olanlar hapisteler.
Cumhuriyet gazetesinden Avukat Mustafa Kemal Güngör, Güray Öz, Hakan Kara, Önder Çelik, Musa Kart, Emre İper 29 Nisan 2019 tarihinden beri Kandıra’da cezaevindeler. Az ceza aldılar diye istinaf sonrası kararları kesinleşmişti, Yargıtay’a başvurmaları için temyiz hakkı kanunen yok bu yüzden hapisteler.
Yargıtay’da temyiz hakkı olan yüksek cezalar almış Cumhuriyet mensupları için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı bozma kararı verilmesini istedi ve kararın halen hapiste olanlara da sirayetini öngörüyor. İstinaf esastan ret kararı ile az ceza alanların cezasını onamıştı. Yargıtay’dan infazın durdurulması istendi. Belki mağduriyetlerin önlenmesi için Kandıra cezaevindekiler, salıverilirler…
Bu eşitsizlik ve çıplak adaletsizlik, Cumhuriyet gazetesi mensupları sayesinde apaçık ortaya çıkalı dört ay oldu ama halen cezaevine kapatıldılar. Bir ay sonra bu eşitsizlik ve “adaletsizlik” hakkında Yargı Reformu Stratejisinin açıklamasına ve 19 numaralı dipnotuna yeniden gözatın. Sanki Ekim’de yargı reformu paketi hemen kanunlaşacakmış gibi açıklamalar yapıyorsunuz.
Anlatılanları çok kişisel bulabilirsiniz, ama adaletsizlik adaletsizliktir. Herkesi ilgilendirir. Aynı durumda olan çok kişi “kanun” bekler hale getirildi. Yargı Reformu Stratejisinden sonra iki ay bitti, bir şey yapmadınız, alkışlamaktan öte…Beş ay sonra da bir şey yapmayacaksınız.
Yeşil yapraklar sonbaharda sararır, solar, sonra kış gelir.
Türkiye Barolar Birliğinin ve Adalet Bakanlığının Meclis tatile girmeden önce neler yaptığını pek duyamadık. Belki bizlerin haberi yoktur.
Ne iyi haberler bunlar ne güzel fotoğraflar böyle, bu ne muhabbet, bu ne samimiyet ki; isterseniz Adalet Bakanının Meclis tatile girmeden önce neler dediğini kendisine sorun. Adalet Bakanı ve yetkilileriyle ve TBB yöneticileri yan yana fotoğraflar çektiriyor, basına demeçler veriyorsunuz, birbirinize çok yakışıyorsunuz. Aile fotoğrafı gibi olmuş.
Bayıldım, hallerinizdeki bu samimiyete…
Adalet Bakanlığı Basın Bürosu Bakanın kendisinden ziyade Türkiye Barolar Birliği Başkanının gazetecilere yaptığı açıklamaları haberleştirmiş ve kendi sitesinde yayımlamış… TBB Başkanının söylediği önemli birçok şeyi haberinde kullanmamış, atlamış. Ama birkaç cümlesine yer vermiş. Adalet Bakanlığı Türkiye Barolar Birliğine çok önem veriyor, çok sevindirici!
Çok rahat olmalıyız demek ki! Çünkü adalet işlerine bakanlarla mutabıksınız! Ekim ayında “beklenen paket” hem de “çok daha kapsamlı hale getirilerek” ve “inşallah” Meclisten çıkarılacakmış… Demek Yargı Reformu Paketi çok kapsamlı hale getirilmiş…Kapsamlı olanı bırakalım bir yana halen kapsamsız olan var mı acaba? Varsa nedir? Adalet Bakanı ve bildiklerini bizde bilelim… Siyasetleriniz yerine olup bitenleri bilmek hakkımızdır.
Geriye tüketilecek zamandan ne kaldı ki; tatilden sonra Ekim’de Meclis açılacak ve “beklenen paket çıkacak”. Türkiye’nin önü açılacak ve hukuk devleti güçlenecek! Dediğiniz gibi yoksa neden böyle bir Yargı Reform Paketi hazırlansın ki… On binlerce kişinin emek harcadığı reform hazırlama işine girişenlere hiç mi acımıyorsunuz?
Dünya’da ‘Türkiye bu konuda ciddi değildir, oyalama taktiği içindedir, hukuk devletini güçlendirme niyeti yoktur, demokrasiden sapmıştır’ diyenlerden misiniz yoksa?
Ben böyle diyenlerdenim. Türkiye’de bunu her vesileyle, her zaman söyleyen bir avukatım.
Beni sersem, kendilerini çok akıllı sananlar; acaba sizler kimlerdensiniz? Nerelerden gelir, nerelere giderseniz?
Yargı Reformu Stratejisi hazırlayanlara ve samimiyetleri ile muhabbetleri bol olanlara sormak lazım; “yargıda reform” yapacak kadar yargı sistemini kimler, nasıl ve neden bozdu?
Tamiratınız nedir ne olacaktır ne yapacaksınız?
Bu haberlerden yedi gün önce hapishaneler ile ilgili Bülent Sarıoğlu’nun haberi 19.07.2019 tarihli Hürriyet’te yayımlandı. Adalet Bakanlığı, 353 hapishanenin artırılmış kapasitesinin 218 bin kişi olduğunu, birkaç yıl içerisinde 85 bin kişilik yeni cezaevleri yapılacağını, tamamı “hizmete alındığında” toplam Türkiye’deki hapishanelerin kapasitesi 300 bini geçecek(miş)…Habere göre; “OECD’nin Mayıs 2019 tarihli verilerine göre, OECD ülkeleri arasında Türkiye, ABD’nin ardından hapsetme oranlarında ikinci sırada yer alıyor.” Sonra İsrail… Ne sevindirici bir haber böyle! Cezaevinde yer ayırtmaya gerek kalmadı…Hapsetme sıralamasında ikinci gelmişiz? Sevinmeli miyiz?
Cezaevleri kanayan yaradır, kanıyor…Hapishanelerle ilgili Yargı Reformu Stratejisinde 81. Sayfasında yer alan Hedef 76 ve Faaliyetler on satırdan ibarettir ve nafiledir. Güvenilir adalet umuduyla açıklanmış olan ama toplumda güvensizlik yaratan bir dirhem yargı reformu bile eğer yaşama geçirilmezse; samimiyetsizliktir, insana eziyettir, onur kırıcıdır.
Ekim ayına kadar hapiste yatanlar yatsın… Belki çıkarlar; eğer beklenen paket Meclis’e gelir ve çıkarsa…İfade özgürlüğü, tutukluluk, haklar, özgürlükler, Yargıtay’da temyiz hakkı ve hukuk devleti olmak ya da olmamak değil asıl mesele; sonbaharda mutabık kalanlardaki samimiyete bayılacaksınız!
Ekim ayında “muhabbetli samimiler” sayesinde güçlü bir hukuk devleti bizi bekliyor (!)
29.07.2019
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN