Barış umuttur, sevgidir…
Barış hoşgörüdür, demokrasidir…
Barış emektir, haktır…
Barış huzurdur, barış mutluluktur, barış özgürlüktür…
Büyük Atatürk “Yurtta sulh, cihanda sulh” demiş ve savaşın içinde ilmek ilmek onun temellerini atmış, ama bugün maalesef Dünya Barış Günü’nü Doğu-Güneydoğu bölgemizdeki terör, şiddet ve çatışmaların gölgesinde kutladık. Hem sınırlarımızın dışında, hem sınırlarımızın içinde sürüyor şiddet ve çatışmalar…
Daha düne kadar huzurun hakim olduğu ülkemiz bir anda yangın yerine döndürüldü. Hemen her gün bir yandan terör örgütünün saldırıları nedeniyle askerimiz-polisimiz şehit düşerken bir yandan, aynı 12 Eylül öncesinde olduğu gibi evinde, kapısında oturan insanlar, sokakta oynayan, bakkala giden çocuklar öldürülüyor.
Sadece Türkiye’de değil emperyalist ülkelerin, silah tüccarlarının çıkarları, kışkırtmalarıyla tüm Ortadoğu’da, Afganistan, Pakistan, Ukrayna gibi ülkelerde sürüyor çatışmalar ve iç savaşlar… Daha düne kadar sadece Türkiye’yi etkileyen savaş mağdurlarının göçü ise şimdi artık tüm dünyayı etkiliyor, özellikle de Avrupa ülkelerini…
İkinci Dünya savaşından sonraki en büyük insan göçü yaşanıyor. Silah satan, savaşları körükleyen emperyalist ülkeler de artık bu göçten yoğun bir şekilde etkileniyor.
Geçtiğimiz yıl 11 milyon insan iç savaşlar nedeniyle evlerini terk etti. BM, yılbaşından bu yana kaçak yollarla Avrupa’ya 224 bin mültecinin girdiğini açıkladı.
Son günlerde IŞİD terörünün evinden, yurdundan ettiği mülteci sayısı ise 70 bin… 7 bin yeni mültecinin de Türkiye sınırında bulunduğunu belirtiyor yetkililer…
Her gün zor koşullarda ‘umuda yolculuğa’ çıkan ve tekneleri batmaz ise en az bin mültecinin Yunan adalarına giriş yaptığına dikkat çekilirken son günlerde Avrupa’ya giriş kapısındaki ülkelerden Macaristan’ın yoğun göçten etkilendiği dikkat çekiyor. Sırbistan sınırına 175 kilometre boyunca 4 metre yüksekliğinde çit çekmesine rağmen de, ölüm pahasına “umuda yolculuğa” çıkan mültecileri engelleyemiyor.
Aldığı bu tedbir üzerine Fransa Dışişleri Bakanı’nın sert tepkisiyle karşılaşan Macaristan şimdi Budapeşte’de bekleyen mültecileri trenlerle Viyana, Münih ve Berlin’e gönderiyor… Yani artık, resmi rakamla 2.5 milyon Suriyeli’yi barındıran Türkiye değil, tüm Avrupa ülkeleri mülteci sorunuyla karşı karşıya…
Maalesef günümüzde küresel emperyalizm saldırganlığını tüm vahşetiyle, şiddetiyle sürdürmekte, dünyanın daha pek çok ülkesinde sömürü ağlarını genişletmek için savaşlar çıkarmakta, Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın pek çok noktasında insanların geleceğini tehdit etmekte, insanları mülteci konumuna düşürmekte, evlerinden, yurtlarından etmekte. Bugün milyonlarca insan açlıkla karşı karşıyayken bu insanlara yardım eli uzatmak yerine, kaynakların silahlanmaya ve savaşlara ayrılması 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana en büyük insan göçünün yaşanmasına neden olurken gördüğünüz gibi dünya barışını da tehdit ediyor.
Dünya Barış Günü nedeniyle; “insan hayatını tehdit eden savaş, şiddet ve terör eylemlerini kınarken barışın, sevginin ve hoşgörünün herkes tarafından yaşam biçimi olarak benimsendiği, savaşların, şiddetin, terörün, kavganın olmadığı, çocukların ölmediği,annelerin ağlamadığı, kızların parayla satılmadığı, kadınların öldürülmediği, silahların yok olduğu, emeğin sömürülmediği, insanlığın yok olmadığı bir dünya” diliyoruz…
İyi haftalar
Umut Vakfı
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN