“Başrollerinde Meryem Uzerli, Ozan Güven, Okan Yalabık, Belçim Bilgin ve Bora Akkaş’ın oynadığı filminin konusu ve senaryosu sağlam. Kurgusu, müzikleri şahane. Meryem Uzerli’nin de bir şarkı söylediği filmdeki oyuncuların performansları süper; özellikle de Bora Akkaş’ınki” yorumunu yapıyor gazeteci-yazar Ali Eyüboğlu.
Halen vizyonda bulunan, yapımcılığını BKM Film’in, yönetmenliğini Ozan Açıktan‘ın üstlendiği film “Annemin Yarası”, Avrupa’nın göbeğinde, dünyanın gözü önünde yaşanan insanlık dramı “tecavüz çocukları”nı ve onun yarattığı travmaları anlatan bir film.
Savaş sırasında Sırp askerin, Müslüman Bosnalı genç kıza tecavüzünden dünyaya gelen, doğar doğmaz devletin korumasına verilen “Salih” (Bora Akkaş), 18 yaşını doldurup yurttan çıkınca ailesini aramaya koyulur. Yürek yakan dram da bundan sonra başlar. “Annemin Yarası”, çoktandır sinemalarda izlemeyi unuttuğumuz sağlam bir dram ve “Film gibi film”.
Filmde Nerma karakterini canlandıran Belçin Bilgin Hürriyet gazetesinde kendisiyle yapılan söyleşide sorulara şu yanıtı veriyor:
– Nerma nasıl biri?
– Naif, masum. Yaşadığı travmayı unutmak için insan beyninin nasıl davranabileceğini gösteren bir karakter Nerma. Hayata tutunmak için her şeyi unutmayı tercih etmiş. Savaşta o bölgede yaşayan herkes gibi çok bedeller ödemiş. Her şeye rağmen Mirsad ile küçük bir dünya kurmayı başarmışlar.
– Mirsad ve Nerma’nın da çok güzel bir ilişkisi var.
– İkisi de birer kırık, yaralı ruh. Birbirlerinin yaralarını iyileştiriyorlar. Birbirlerine iyi geliyorlar. Hayat onlara bir şekilde ağır şeyler de yaşatsa hayat ikisinin birbirini bulmasını sağlamış. Böyle adi yanları olabiliyor hayatın.
– Filmde çok güzel bir ekip yer alıyor.
– Bu senaryonun gücü. Senaryo her aşamada daha da derinleşerek, karakterlerin o dönemde yaşadıklarına da inerek acayip bir serüven yaşattı. Yönetmenimiz Ozan’ın kurduğu dünyanın çok da büyük bir etkisi var. Orada olmak, orada kalmak ve onun ne istediğini bildiğimiz için bizi yönlendirdi. En büyük güç tabii ki senaryo ve senaryodaki bütün karakterlerin çok katmanlı oluşu.
– Belgrad’da çekim yapmak sizin için nasıl bir deneyimdi?
– Başka bir film için gitseydik farklı hissedebilirdim ama bu hikayeden sonra şehrin her yeri bana biraz kasvetli geldi. Savaşın izleri hâlâ vardı ama buna rağmen insanların mutluluğu, savaşın izlerini silmeye çalışıp devam etmeleri de motive ediciydi. Şehre girdiğiniz zaman hâlâ savaş yıllarından kalan kırık dökük, bombalanmış binalar var. Bu binaları da koruyorlar unutmamak istercesine. Bedeller ödeyerek gelmişler ama bedellerle yüzleşmişler de sanki. Belgrad’daki ekibimiz çok iyiydi. Bizim için bu tecrübeyi unutulmaz kıldılar.
Annemin Yarası, aynı coğrafyada yaşayan insanların bir gün içerisinde iki düşmana dönmesi, bununla birlikte yaşadıklarının hikayesi. Savaşın kazananı yoktur diyen bir film. “Kurban, taraf ya da düşman herkes bu savaşın bedelini ödeyecektir” diyor. Salih de savaşın ta kendisi gibi.
Okan Yalabık ise filmle ilgili sorulara “İzleyen hafifleyecek” yanıtını veriyor:
– Filmde sizi yakalayan nokta ne oldu?
– Hikayenin geneli ince bir noktadan geçiyor. Bunu da kendince çok güzel bir yerden anlatıyor. Her yöne gidebilen bir konusu var. Son derece derli toplu. Önermesi de çok değerli. Filmin sonunda seyirci güzel ayrılacak.
– Siz Mirsad’ı canlandırıyorsunuz. Nasıl bir karakter Mirsad?
– Savaşta bacağını kaybetmiş. Savaştan sonra da savaşın artçı durumu hayatında devam ediyor. Bir şekilde karısı Nerma’yla beraber bunun üstesinden gelebiliyor. Umut ve sevgiyle bunu başarıyorlar. Bu da gıpta edilecek bir durum. Ama ondan sonra işler başka türlü ilerliyor.
– Salih herkesin hayatına dokunuyor filmde ama en çok size etkisi oluyor.
– Bütün karakterlerin savaşla ilgili travmatik bir durumu var. Salih de bütün bu karakterlerin gelip dokunduğu, yeniden bazı yaraları açtığı bir durum. Sevginin en önemli ilaç olduğunu öneriyor film.
– Belgrad günleri nasıldı?
– Tamamen filmin yörüngesinde, dolu dolu çalıştık. Ben diğer oyunculara göre nispeten daha geç başladım. Ama çok iyi geçti Belgrad çekimleri. Dikkat dağıtıcı. Bizi uyaran hiçbir şey yoktu.
– İzleyenler bu filmden nasıl ayrılır?
– Farkındalıkla. Biraz da hafifleyecekler. Gözyaşını veya kahkahayı manipüle eden bir taraf yok filmde. Bu konuyu çok sağlıklı bir şekilde işleyen bir film. Ozan Açıktan bu anlamda enerjiyi ve duyguları çok iyi tanıttı film içerisinde.
Umut Vakfı
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN