Hemen herkesin belleğinde hoş bir anısı vardır “anne terliği”nin…
Annelerin, yaramazlık yapan ya da sözünü dinlemeyen çocuğuna (kaç yaşında olursa olsun) peşinden savurduğu terlik aslında tatlı sert bir gözdağıdır, ihtardır…
Terlik yemeyen insan sayısı (şimdiki çocukları saymıyorum) her halde çok çok azdır… Çünkü anneler genellikle kızsalar bile çocuklarına vurmaya kıyamazlar, peşlerinden terliği savururlar rastgele…
Ki hep böyle düşünüyor, böyle biliyorduk bugüne kadar… Hiç aklımıza gelmemişti ayağımıza giydiğimiz bir çiftin teki olan ve kızılan evladın arkasından fırlatılan terliğin “SİLAH” olduğu doğrusu…
İki gün önce ilginç bir olay basına yansıdı ve gördük ki, anne terliği de bir “silah”mış…
Şenay Güzel (62) tam bir Anadolu kadını, annesi… Denizli’nin Honaz ilçesinde oturuyor. Daha 2 gün öncesine kadar komşuları ve akrabaları hariç kimse onu tanımıyordu. Ancak iki katlı evde altlı üstlü oturduğu ve tartıştığı oğlu Hasan Güzel’e (38) fırlattığı “naylon terliği” savcının “silah” saymasıyla bir anda Türkiye’nin ve de sosyal medyanın gündemine oturdu. Suç aleti “mavi terliği” elinde Şenay anneyi tanımayan yok artık Türkiye Cumhuriyeti’nde…
Bu trajikomik olay büyük bir ihtimalle Türkiye hukuk tarihine geçecek, belki hukuk kitaplarına bile konu olacak…
Şenay Güzel, kapısına gelip bağıran oğluna kızıp ayağındaki lastik terliği taaaa 13 Mayıs günü çıkarıp fırlatmış fırlatmasına da, şimdiye kadar hiçbir çocuğun aklına gelmeyen şeyi oğlu Hasan Güzel yapmış…
Annesini şikayet etmiş…
Terlik isabet bile etmemiş…
Ama önce polisler ifadesini almışlar annenin, sonra da Honaz Savcısı, KYOK yani “Kovuşturmaya Yer Olmadığı” kararı vermek yerine “kasten basit yaralamaya teşebbüs”ten 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açmış…
Anne terliği!
Şimdiye kadar arkasından fırlatılan hiçbir çocuğun annesinden şikayetçi olmak aklına gelmemişti sanırım…
Olay, “aile” kavramının, aile ilişkilerinin bugün geldiği üzücü noktayı da gösteriyor aslında… Geçmişte anneye-babaya, büyüğe sonsuz bir saygı duyulurdu. Ya bugün… Anne-babasını öldüren evlatların haberlerine sık sık rastlıyoruz medyada. Daha dün Trabzon’da 35 yaşındaki Cihangir Kibar Seymen’in, tartıştığı babası 63 yaşındaki Aziz Seymen‘i önce bıçaklayıp sonra doğradığını okuyoruz bir yerel gazetede… Gazeteler her gün kadına şiddet haberleriyle dolu. Bugün yine bir adamın Adana’da boşanmak isteyen karısını öldürdüğünü okuyoruz. Kayseri’de ise 17 ayrı suçtan dosyası olan ve sokakta elini kolunu sallayarak gezen adam, karısının çalıştığı bankayı pompalı tüfekle basarak kendisine engel olmak isteyen Şube Müdürü 32 yaşındaki Recep Taştan’ı öldürdü…
“Silah olduğunu bilsem atar mıydım”
Neyse gelelim terlik davasına…
Altıncı Asliye Ceza Mahkemesi savcının iddianamesini kabul etmiş… Ve anne Güzel’in “terlik davası”ndan yargılanmasına Aralık ayında başlanılacak.
Hep birlikte izleyip gelişmeleri göreceğiz. Ancak tüm Türkiye gibi Şenay Güzel de, terliğin silah sayılmasını gülerek karşılıyor. Anne Güzel, “Zaten isabet etmedi. Terliğin silah olduğunu bilseydim atmazdım. Cezam neyse çekeceğim” diyor… Annesinden şikayetçi olan evlat ise konu medyaya yansıyınca karısını da alıp çoktan terk etmiş evi… Çocuklarını ise şikayetçi olduğu annesine bırakarak!
“Yapma be savcım anne terliğinden silah olur mu?” diyeceğiz, ama savcı da yasalara çok bağlı anlaşılan. Çünkü bu davayla ortaya çıktı ki; TCK’nın 6. Maddesine göre terlik silah. Niye mi diyeceksiniz? Maddede silah tanımı yapılırken “saldırı ve savunma amaçlı olmasa da fiilen bu amaçla kullanılan her şeyin de silah sayılabileceği” belirtiliyor. İlginç değil mi? İnsan yaralayıp, yaralamayacağına bakılmıyor, fonksiyonuna bakılmıyor…
Şenay Güzel’in avukatı Hasan Ozan Orpak da, konuyla ilgili DRT Denizli TV ve Denizli Gazetesi’ne yaptığı açıklamada, “TCK 6. Maddesi artık tartışmaya açık bir hale geldi. Yaşadığımız olaylar, gündem malum belli. Zarar verilen kamu mallarımız, yakılan dökülen her yerimiz. Silah sayılmayan birçok cisim varken ortada, basit bir plastik yüzünden açılan bu dava toplumda belli noktalarda ses getirdi. Burada tartışılması gerekilen madde TCK 6. Maddesidir” diyor.
Evet, Türkiye’nin pek çok önemli olayı, önemli davası varken, mahkemeler dava yükü altında güçlükle çalışırken Denizli’de açılan “terlik davası” elbette ki ilgi çekmeye devam edecek…
Tek işlevi “öldürmek” olan gerçek silahlar konusunda da savcılarımız, mahkemelerimiz keşke bu kadar duyarlı olsa da, katiller sokaklarda ellerine kollarını sallayarak dolaşmasa…
Aralık ayındaki yargılamada bu konudaki gelişmeleri hep birlikte göreceğiz…
İyi haftalar
Umut Vakfı
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN