Toplum Servisi – AKP döneminde hükümlü ve tutuklu sayısı yüzde 145 arttı.
Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre, Türkiye genelinde 361 cezaevinde 145 bin 615 tutuklu ve hükümlü kalıyor. Bu sayı ayda ortalama bin 500 artıyor.
Cezaevlerinin toplam kapasitesi ise 153 bin 340 kişi. Basit bir hesapla 5 ay sonra cezaevleri tam kapasiteye ulaşacak. 2002’de 59 bin 422 olan hükümlü ve tutuklu sayısı, Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü’nün son rakamlarına göre 145 bin 615’e çıktı. Hükümlü sayısı 118 bin 50, tutuklu sayısı ise 27 bin 563. Cezaevlerinde 12-18 yaş arasında bin 879 çocuk bulunuyor. Bin 974 yaşlı tutuklu ve hükümlünün, 101’i 80 yaş ve üzerinde. 418 psikolog çalışıyor. Psikolog başına 348 tutuklu ve hükümlü düşüyor.
‘Artış hükümetin ayıbı’
Avukat Uğur Doğru, AKP’nin iktidar olduğu süre boyunca halkın giderek fakirleştiğini, “kişi başına milli geliri 3 katma çıkardık”, “refah düzeyini arttırdık” gibi ifadelerin gerçeği yansıtmadığını ifade etti. Doğru, “Hükümetin yanlış politikaları sonucu işsizlik, yoksulluk ve aşırı borçlanma çığ gibi büyümekte, sosyal facialar, aile dramları, intiharlar ve suçlar giderek artmaktadır. Cinnet vakaları, kadına yönelik şiddet, hırsızlık, gasp tamamıyla ekonomik gidişatla ilintili olaylar. Son 12 yılda halk gittikçe fakirleşti. Refah seviyesini yükseltenler ülkeyi yönetenler oldu. Yoksullaşan vatandaşların büyük çoğunluğu yaşamını devam ettirebilmek adına suç işlemeyi doğru gibi gördü. Cezaevi nüfusunun da son 12 yılda bu denli ciddi bir artış göstermesinin bir diğer nedeni de adalet sisteminin tıkanması ve davaların yıllarca sürmesi. Bu hükümetin ayıbıdır” dedi.
Psikolog Murat Tezcan, her geçen gün ağırlaşan yaşam koşullarının bireyleri suça itttiğini belirtti. Tezcan, suça iten sebeplerin başında yoksulluk ve ailenin parçalanması gibi sebeplerin geldiğini söyledi. 15-24 yaş grupları arasında bulunan gençlerin suç işleme riskinin yüksek olduğunu söyleyen Tezcan, suç işleyen çocukların ve gençlerin yaklaşık yüzde 90’ınm kentlerde, yüzde 10’unun kırsal bölgelerde oturduğunu, darp, yaralama, hırsızlık gibi suçların daha çok kentlerde oturan gençler tarafından işlendiğini kaydetti. Suç işleyen gençlerin büyük çoğunluğunun öğrenim durumunun ilkokul düzeyinde olduğunu vurgulayan Tezcan, “Suç işleyenlerin yüzde 43’ünün babalan, yüzde 62’sinin anneleri okur-yazar değil. Özellikle büyük kentlerde geçici işi olan ya da işsiz gençlerin suç işleme oranı yüksektir. Gençlerin önemli bir kısmı ekonomik sıkıntı ve yoksulluk nedeniyle suç işlemektedir. Öte yandan küçük yerleşim birimlerinde suç işleyenlerin çoğunluğunu aynı bölgede doğmuş kişiler oluşturduğu halde, büyük kentlerde suç işleyenlerin büyük çoğunluğunu kırsal kesimde doğup sonradan şehre göç etmiş kişiler oluşturmaktadır” ifadelerini kullandı.
(Aydınlık, 10 Mart 2014)
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN