Esma ALTIN
2012’den bugüne yapılan araştırmalar dehşet verici sonuçlar ortaya koydu. Buna göre, akıllı telefon ile birlikte hayatımıza yerleşen sosyal medya, çocukların hayatını altüst ediyor. ‘Empati’ duygusunun olmadığı sosyal medyada özellikle kız çocukları âdeta linçe uğruyor. Sosyal medya ortamında depresyona sürüklenen kız çocuklarında intihar oranının 20 kat arttığı görülüyor.
Çocukların gelişimlerinin cep telefonları ile birlikte gerilediğini söyleyen bilişim uzmanı Orhan Toker “Cinsel kimlik bunalımı arttı, kız çocuklarında bu oran yedi kat daha fazla… Duygusuz, empatiden mahrum bir nesil geliyor. Sosyal medyada linç edilen çocuk, çareyi intiharda buluyor. Çözüm ise, ailede değil devlette” diyor.
Yapılan araştırmalar, çocukların kendi akıllı telefonlarına sahip olmaya başladığı 2012 yılından bu yana depresyon ve kaygı oranlarında ciddi artış yaşandığını gösteriyor. Bilişim uzmanı Orhan Toker, bu konuda istatistiklerde korkunç rakamlar olduğunu söyledi. Toker, “Özellikle kız çocukları arasında intihar vakaları 20 kat arttı. Bunun en önemli sebebi, kız çocukları sosyal medyada kendilerini değersiz hissediyor” dedi.
Sosyal medyanın kendi içinde oluşturduğu güzellik algısının kız çocuklarında artan bunalımın bir diğer sebebi olduğunu ifade eden Toker, “Kız çocukları ergenlik zamanında vücutlarındaki değişimlerden hoşnutsuz oldukları için daha da olumsuz etkiliyor. Onlar için bir güzellik, cinsellik dayatması var. Yine erkek çocuklarında da şu anda vücut geliştirme paylaşımları oldukça etkili. 13-14 yaşındaki çocukların kas gelişimlerini zorlaması sağlık açısından da zararlı. Ağırlık çalışmaları boy uzamalarını olumsuz etkiliyor. Bunların hepsini aslında sosyal medyada görerek ‘böyle olmam gerekiyor’ baskısı var” ifadelerini kullandı.
KİMLİK BUNALIMI
Akıllı telefon kullanımının küçük yaşlara kadar gerilemesiyle birlikte cinsel kimlik bunalımlarının da yükselişe geçtiğini dile getiren Toker, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu durum, hem kız hem de erkek çocukları için ciddi bir problem hâline geldi. İstatistiklere göre, kız çocuklarında 7 kat daha fazla görülüyor. Ergenlik çağında kız çocuklarında bir cinsiyet hoşnutsuzluğu yaşıyor. Bu hoşnutsuzluğu sosyal medyada ‘senin gerçek cinsiyetin bu değil, o yüzden hoşnutsuzsun’ diye gösteriyorlar. Aslında doğal olan bir süreci kız çocuklarının aleyhine çevirerek cinsiyetinden endişe ve şüphe duymasına yol açıyorlar. Bunu kasıtlı yapan kişiler var. Bir kız çocuğunun sosyal medyada gezdiği bir uygulamaya ya da herhangi bir konuda yaptığı yoruma göre çocuğun hoşnutsuzluğunu hemen anlayıp, bu yorumlardan çocuklara ulaşıyorlar ve cinsiyetle ilgili propagandaya başlıyorlar.”
DUYARSIZLAŞIYORLAR
Akıllı telefonların çocuklar üzerindeki bir diğer olumsuz etkisinin de duygusal zekâ ve empati eksikliği olduğunu kaydeden Toker, bu durumu şöyle açıkladı:
“Sosyal medyada düşünmeden, acımasızca yorumlar yapılıyor. Çocuklar da bu acımasız yorumlardan payını alıyor. Kendileri de bir süre sonra hiç düşünmeden, empati duymadan hemen paylaşım yapanı eleştirmeye başlıyor. Ayrıca çevrede, dünyada olan olaylar da çok paylaşılıyor. Bunlara karşı da bir duyarsızlık var. Çocuklar yavaş yavaş empati duyularını kaybediyor.”
Akıllı telefonların çocuklar için oluşturduğu tehlikelere karşı alınması gereken tedbirleriyle ilgili tavsiyelerde bulunan Toker, “Aileler buna dikkat etse de çocuğun etrafındaki arkadaşlarının hepsinde akıllı telefon olduğu için, ailelerin de buna karşı koyma direnci düşüyor. Eninde sonunda çocuğa telefon almak zorunda kalıyorlar. Kanunen buna el atılmalı. 18 yaşından küçük çocukların sosyal medyaya giremeyeceği şekilde düzenlemeler yapılmalı. Bu konuya artık ailelerden ziyade otoritelerin el atması gerekiyor” açıklamasını yaptı.
(Türkiye, 24.06.2024)
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN