Post image
Adamına göre hukuktan Hakka sığınmaya

Akif BEKİ

Videosu elden ele dolaşıyor, rastlamışsınızdır, Beykoz’daki değnekçi dehşeti mesela…

Kavganın, sürücü para vermek istemeyince çıktığı iddia ediliyor. Değnekçi dedikleri kişinin vahşi saldırısına uğruyor. Aldığı darbelerle yığıldığı yerde bile defalarca bıçaklanıyor.

Ve şehir eşkıyası, ilk celsede serbest bırakılıyor. Haydutluk herkesin gözü önünde, gün ortasında yaşandığı ve faili kamera görüntüsüyle sabit olduğu halde…

Sokaklarda pervasızca terör estiren bir zorbanın salıverilmesinden daha hayretengiz olan ne mi? Mahkemenin salıverme gerekçeleri…

Cezaevinden çıkar çıkmaz tekrar suç işlemekten çekinmemiş birinden söz ediyoruz.

Park parası tartışmasında kan dökecek kadar gözü dönmüş bir sabıkalıyla ilgili verilen tahliye kararına dikkat buyurun şimdi.

Polis, 2 hafta kovaladıktan sonra yakalıyor ve tutuklatıyor.

Savcı, kasten yaralama ve tehdit suçlamasıyla 3’ten 9 yıla kadar hapis talebiyle dava açıyor.

Mahkeme, daha ilk duruşmada tutuksuz yargılanmasına karar veriyor. Adli kontrole bile gerek duymadan…

Gerekçe; mevcut delil durumu, işlenen suçun niteliği ve istenen cezanın miktarı ile tutuklu yargılamaya devamın orantısız ve ölçüsüz bir tedbir olacağı.

E, kaçma şüphesi de yokmuş…

O halde tutuklu yargılayarak bu vatandaşımızı mağdur etmenin, hak ve hürriyetinden yoksun bırakmanın alemi ne!

Gerçi sonraki duruşmada, bari adli kontrol şartı getirmiş mahkeme.

Ama ne gerek vardı, tabii ya…

Savcının, hakimin karşısına yeter ki devletimizin hoşlanmadığı zararlı fikirlerle çıkma; cana kastetmişsin ne ki!

Bunun için, vatandaşını özgürlüğünden mahrum bırakır mı bir hukuk devleti?

Kan dökme, cinayete teşebbüs gibi suçlara müebbet istenecek değil ya..

Müebbete müstahak olan, kurşundan daha tehlikeli düşüncelere kapılıp bunları bir de uluorta seslendiren teröristlerdir.

Böylelerini şafak baskınlarıyla sıcak yataklarından alacaksın ki dünyanın kaç bucak olduğunu öğrensinler.

Devletle zihnen ters düşmek gibi korkunç suçlar, cezasız mı kalacaktı. Devletin büyüklüğünü ve kudretini göstereceksin, yatıracaksın zindanda ki aklı başına gelsin.

Suçun niteliğiyle orantılı ve ölçülü yani adil tedbir budur işte. Kimi hürriyetinden mahrum bırakarak tutuklu yargılayacağını bilmeli hukuk insanları.

Yoksa, insanlarının can güvenliğiyle sokaklarda kanun hakimiyetini nasıl sağlayacak devlet?

Güçlünün haklı olmadığı, haklının güçlü olduğu, hani o hukukun üstünlüğüne dayalı düzen, ancak böyle kurulabilir zaten.

Hem ana muhalefet partisinin genel başkanı olacaksınız, siyasetçiliğe soyunacaksınız…Hem de bir bakan, size ‘şerefsiz, alçak, düzenbaz’ gibi rahatsız, hatta şoke edici eleştiriler getiremeyecek mesela…

Soluğu mahkemede alıp eleştiri hakkını kullanan karşıtınızı şikayet edeceksiniz hemen, hakaret suçlamasıyla cezalandırılmasını isteyeceksiniz.

Eleştiriye katlanamayacaksan ne işin var siyasette, git evinde otur demezler mi?

Neyse ki ölçülü ve orantılı kararlarıyla bilinen bir yargımız var.

Mahkeme, bu sözleri ‘ağır eleştiri’ olarak ifade özgürlüğü kapsamında görmeyip de ne yapacaktı? Adamına göre mi karar verecekti!

Hakka sığınırsınız adaletin öylesinden, iyi ki bizden uzak.

(Karar, 24.11.2018)

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN