ALİ ABADAY (ali,abaday@radikal.com.tr)
Abdülhamid ve Sherlock Holmes, yöneticilerin değişmediğini görmek isteyenlerin ilgisini çeker.
Polisiye edebiyata gerçekten meraklıysanız, kimi zaman eskilerden gelen bir kitap sizi inanılmaz derecede mutlu edebilir. Bir yandan olayların geçtiği döneme dair bilinmesi oldukça zor bazı ayrıntıları öğrenir, diğer yandan polisiye kitaplarda o dönemde nasıl kurgular işlendiğini görürsünüz.
Arthur Conan Doyle‘un yarattığı Sherlock Holmes, kendi zamanında ve sonrasında pek çok yazarı etkilemiş bir kahraman. Kimileri yarattıkları karakterleri ona benzetmeye çalışırken kimileri de kendi kahramanlarıyla bu meşhur dedektifi karşı karşıya getirmek istemiştir. 1912 yılında ise Yervant Odyan, Abdülhamid ve Sherlock Holmes isimli bir kitap yazar. Dönemin ünlü Ermeni yayımcılarından Kevork Boyacıyan kitabı basar ve kapağında Abdülhamid ile Sherlock Holmes’u karşı karşıya getirir. Everest Yayınları‘nın yeniden okumamızı sağladığı roman, polisiye romanlara ciddi derecede tutkun olanlar dışında oldukça zor okunacaktır. Zira kitap o dönemin Türkçesi ile günümüze kazandırılmış. Her ne kadar kitabın arkasında bir sözlük bulunsa da, kimi zaman aranan kelimelerin bulunmaması kimi zamansa sürekli sözlüğe bakmak okuru yorabiliyor.
Abdülhamid ve Sherlock Holmes oldukça iyi bir polisiye kitabı olarak başlıyor. Ancak 1904 yılında Kandilli’de işlenen üç cinayetin gazetelere yansıması, sonrasında Şafak gazetesi yazarı Sadık Bey’in bir anda olaya dâhil olmasıyla devam eden kurgu bir süre sonra bozulmaya başlıyor.
Abdülhamid’e ağır eleştiriler
İşlenen cinayetlerin devamının gelmesi ve ilk öldürülenlerin Yıldız Sarayı’na bağlı çalışan gizli hafiyeler olmasının anlaşılması üzerine hemen habere sansür getirilir. Bir süre sonra başka cinayetler işlenip de çözülemeyince Abdülhamid olayları çözmesi için çok beğendiği Sherlock Holmes’un gerçek olup olmadığının araştırılmasını ve gerçekten yaşıyorsa İstanbul’a getirilmesini ister.
Romanda, gerçek adı McClain olan Sherlock Holmes evli ve dört çocuk babasıdır. McClain emekli olmasına karşın kendisine yapılan cömert teklife karşı koyamaz ve İstanbul’a gelir. Kısa süre sonra da işlenen cinayetler hakkında ipuçlarına ulaşmaya başlar. Ne var ki ipuçlarını izlerken farkına varmadan cinayetleri işleyen ekibin elline düşer.
Abdülhamid’e hakaret etmenin moda olduğu dönemde, Yervant Odyan hiç sakınmayıp bunu ciddi boyutlara taşıyor. O derece abartıyor ki, zaman zaman romanın dengesini bozmaktan da çekinmiyor, Hatta Abdülhamid’in yakınlarına da hakaret etmek için bazı noktalarda romanla pek de alakası olmayan ayrıntılara yer veriyor.
Bunun yanı sıra Sherlock Holmes, diğer adıyla McClain, kısa bir süre sonra Abdülhamid’den hoşlanmamaya başlıyor. Verdiği sözü tutmak için kimi olayları çözse de bir zaman sonra bundan vazgeçtiği görülüyor. Roman ilerledikçe başta oldukça iyi bir polisiye örgüsü kuran Yervant Odyan’m bundan uzaklaştığı ve önemli olayları çok da inandırıcı gelmeyen bazı noktalara bağladığı görülüyor.
Yine de eski polisiyeleri okumanın kimi güzel noktalan oluyor. Mesela günümüzde de geçerliliğini koruyan sansür mekanizmaları o zamanlarda da mevcutmuş. Yıldız Sarayı’nda bu işle görevli kişi akşama doğru gazetelere gelerek hangi haberlere sansür getirildiğini bildiriyormuş. Tabii bir de romanın kahramanlarından Saliha Hanım’a yapılan işkence dolu sorgulama bölümü var. İstediklerini elde etmek için Abdülhamid’in nasıl küçüleceğinin anlatıldığı bölüm, akıllara Gezi Parkı protestoları sonrasında polisin gözaltına aldığı kimi vatandaşlara yaptığı uygulamaları getiriyor.
Yervant Odyan’in yazdığı Abdülhamid ve Sherlock Holmes 900 sayfalık günümüz Türkçesine uyarlanmamış haliyle okunması oldukça zor bir roman. Olay örgüsünün zayıflıkları ve yok artık dedirtecekler noktaları okuru zorluyor. Yine de geçmişten günümüze bakıldığı zaman yöneticilerin uygulama ve düşüncelerinin çok da değişmediğini görmek isteyenlerin ilgisini çekebilir. (radıkalkıtap.com)
ABDÜLHAMİD VE SHERLOCK HOLMES
Yervant Odyan Everest Yayınları 2014,
925 sayfa, 40 TL.
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN