Banu TUNA
ABD’li yazar David Vann, son romanı ‘Akvaryum’da yine aile trajedileri, kayıplar, affetme ve büyüme temaları etrafında dolaşıyor. Babası o 13 yaşındayken intihar eden Vann için bunlar aynı zamanda kişisel meseleler ve belki de kimse onun kadar içeriden anlatamaz. Okurken kendi yaralarınızın sızladığını hissedeceksiniz…
Babasının intiharından sonra 15 yıl ağır uykusuzluk çeken, 20 yıl da tıpkı onun gibi intihar edeceği korkusuyla yaşayan David Vann, yazdığı intihar hikâyeleri sayesinde ayakta kaldı ve 12 yıllık uğraşın ardından öykülerini ‘Bir İntihar Efsanesi’ adıyla yayımlatmayı başardı. Kısa sürede de ödüllü bir yazar haline geldi.
‘Akvaryum’un kahramanı, 12 yaşındaki Caitlin. Seattle limanında iş makineleri kullanan annesiyle, yoksulluğun sınırında bir hayat yaşıyorlar. Aile namına bildiği tek kişi de hayata karşı öfkesiyle ayakta durmayı başaran annesi Sheri. Caitlin’in okul saatleri ile annesinin çalışma saatleri uyuşmadığından sabahları okula herkesten iki saat erken gitmek, akşamları da annesi gelene kadar şehrin akvaryumunda oyalanmak zorunda. Akvaryum, Caitlin için bir laboratuvar gibi; hayatı, insan ilişkilerini balıklar üzerinden anlamaya çalışıyor, balıklar üzerinden tarif ediyor. Sorunlarla başa çıkması gerektiğinde bir balık olduğunu hayal ediyor. Derken bir gün, akvaryumda bir yabancı ile tanışıyor. Üç benekli kurbağa balığına benzeyen, yaşlı bir adamla…
51 yaşındaki yazar, 12 yaşındaki Caitlin’i korkuları, merakları, sevinçleri ve diliyle o kadar ustalıklı inşa etmiş, ete kemiğe büründürmüş ki, kitabın daha ilk sayfalarında okuyucuyu kendine bağlamayı başarıyor. Aynı ustalık, kitaptaki tüm karakterler için geçerli. Trajik ergenliğini, babası tarafından terk edilişini, annesinin uzun soluklu ölüşünü ancak sessizliğe gömerek ve üzerini de öfkeyle örterek atlatmayı başaran anne Sheri’nin sessizliği ve öfkesi elinden alındığında içine düştüğü ruh hali, anne kızın ilişkisi son derece gerçek ve tam da bu yüzden yaralayıcı.
Roman, anne-babaların çocukluklarından getirdikleri yaralar, çocuklarında açtıkları yaralar ve tüm bu yaraların bir aile mirasına dönüşmesiyle ilgili. Caitlin’in annesi, kızının kendisiyle empati kurmasını beklerken şöyle diyor: “Anne-babalar söz konusu olduğunda her şey olabilir. Onlar Tanrı gibidirler. Bizi var veya yok ederler. Dünyayı eğip büker, istedikleri şekle sokarlar ve bizim dünyamız artık o olur. Bizim için tek dünya odur. Başka türlü neye benzeyebileceğini bilemeyiz…”
‘Akvaryum’u okurken kendi yaralarınızın sızladığını hissedeceksiniz…
AKVARYUM Yaralarımız aileden miras
David Vann
Çeviren: Suat Ertüzün
Can Yayınları, 2017
256 sayfa, 20 TL.
(Hürriyet Kitap, 03.03.2017)
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN