Eşinden ve boşanma sürecinde eşinin akrabalarından şiddet gördüğü, nafaka konularında şikayette bulunan erkeklerin başvuru sayısı artınca, TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu her iki tarafı da mağdur etmemek adına bir düzenleme için harekete geçti. TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kocaeli Milletvekili Radiye Sezer Katırcıoğlu, özellikle kadına şiddetin önlenmesine yönelik, 2002 yılından bu yana ciddi adımlar atıldığını, TBMM’de alt komisyon kurularak, araştırmalar gerçekleştirildiği, yasa çıkarıldığını ve her alanda eğitimler verildiğini bildirdi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Hacettepe Üniversitesi iş birliğinde yapılan araştırmaya göre, şiddet oranında yüzde 2’lik bir düşüş yaşandığını, ancak bunun yeterli olmadığını savunan Katırcıoğlu, Türkiye’de her 10 kadından 4’ünün şiddete uğradığını, bazı şiddet olaylarının cinayetle sonuçlandığını ifade etti.
Kadına şiddetin önlenmesi için sorunun sadece kadın boyutuyla değerlendirilmemesi gerektiğini anlatan Katırcıoğlu, olayın bütüncül değerlendirilmesini istedi. Türkiye’de sadece kadınların şiddete maruz kalmadığını, çocukların ve erkeklerin de şiddet yaşadığını aktaran Katırcıoğlu, özellikle son günlerde komisyona şiddet mağduru olduğunu ileri süren çok sayıda erkekten şikayet dilekçesi geldiğini belirtti. Erkeklerin de şiddet gördüğünü ifade eden Katırcıoğlu, “Komisyonumuza dilekçelerle, mesajlarla, telefonla, sosyal medya üzerinden erkeklerin de şiddete maruz kaldığını anlatan çok sayıda şikayetler gelmeye başladı. Gelen şikayetler arasında, boşanma aşamasında eşinin akrabaları tarafından dövüldüğünü, eşinden sözlü, fiziki şiddete maruz kaldığını ya da çocuk icrası sürecinde şiddet gördüğünü iddia eden çok sayıda erkek mağdurlar var” dedi.
EN FAZLA ŞİKAYET NAFAKA MAĞDURİYETİ
Erkeklerin en fazla şikayet ettiği konunun ise boşandıktan sonra eşe ödenen nafakalar olduğunu vurgulayan Katırcıoğlu, şu değerlendirmede bulundu:
“Çok kısa evlilikler yapılıyor, bir anlaşmazlık oluyor, bir ayın sonunda, 6 ayın sonunda en geç bir yıl sonunda boşanmalar oluyor. Ömür boyu kadın nafakaya bağlanıyor. Evet kadın boşandığı için mağdur, işi yoksa hele bir de çocuk varsa o nafakaya ihtiyacı var. Ancak bize gelen şikayetlerde, kadın boşandıktan sonra iş sahibi oluyor, ortada çocuk yok, erkek ise dar gelirli ve gelirinin büyük bir kısmını boşandığı eşine veriyor. Bu nedenle de yeniden bir evlenme durumu olmuyor. Bu da nikahsız birlikteliklerin çoğalmasına neden oluyor. Toplumda farklı bir soruna yol açmış oluyor. Bu açıdan gerçekten mağdur olduğu tespit edilen erkeklere nafaka konusunda bir iyileştirme yapmak gerekiyor. Erkeklerin tekrar bir hayat kurma noktasında teşvike ihtiyaçları var.”
Komisyona gelen şikayetler doğrultusunda ve yaptıkları araştırma sonucunda, “Boşanma mağduru erkekler, şiddet gören erkekler, nafaka mağduru erkekler” gibi çeşitli derneklerle karşılaştıklarını bildiren Katırcıoğlu, şiddet mağduru erkeklere yönelik çok fazla araştırma yapılmadığının ortaya çıktığını aktardı. Erkeklerin, toplumda üstlendikleri rolün, birbirlerinin üzerinde oluşturdukları baskının, yaşadıklarını şikayet etme noktasında kısıtladığını, 2002 den önce kadınların karşılaştıkları, “Kocamdır, döver de sever de” anlayışının farklı boyutunun yaşandığına işaret eden Katırcıoğlu, bazı erkeklerin nelerden şikayet ettiğini, bazı erkeklerin ise yaşadıkları mağduriyetlere rağmen neden sessiz kaldıklarının araştırılması gerektiğini vurguladı. Şiddet sorununun çözülebilmesi için sadece kadına yönelik değil, tüm tarafların detaylı bir şekilde irdelenmesi, daha genel bir fotoğrafa bakarak tespitler yapılması gerektiğini belirten Katırcıoğlu, “Bu toplumda kadın, erkek, çocuk, yaşlı birlikte yaşıyoruz. Sorunu sadece bireysel gözle bakarsak çözemiyoruz, bunu yaşadık ve gördük. Olayı bütüncül değerlendirmek şart. Koruyucu ve önleyici tedbirlerle kadına, erkeğe, çocuğa şiddeti önleyebiliriz” değerlendirmesinde bulundu. TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu olarak bu alanda bir çalışma yaptıklarını aktaran Katırcıoğlu, şunları söyledi:
“Bu konuyla ilgili daha önce kurulmuş alt komisyon var. Alt komisyondaki değerlendirmeler çerçevesinde, her iki tarafı da mağdur etmemek adına bir çalışma başlattık, belli bir noktaya getirdik. Anayasa değişikliğini içeren halk oylaması çalışmaları tamamlandıktan sonra bu konuyu komisyona ve Genel Kurula taşıyacağız.”
(Diyarbakır Söz, 26.02.2017)
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN