FULYA ALTUNYAY
Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) 15 yaşını tamamlamamış her çocuğa karşı gerçekleştirilen her tür cinsel davranışın ‘cinsel istismar’ sayılacağına ilişkin hükmü iptal etmesine yönelik tepkiler sürerken, TBMM Adalet Komisyonu’nda da skandal bir kanun tasarı kabul edildi.
Adalet Komisyonu’nda kabul edilen kanun tasarısında, cinsel istismarın cezalandırılmasında 12 yaş öncesi ve sonrasının farklı değerlendirilmesi öngörülüyor. Uzmanlar uyarıyor: Değişiklik çocuğu yetişkin istismarına karşı savunmasız bırakır…
Mağdurun değil, failin yaşı düzenlenmeli
Çocuk hakları savunucusu Avukat Seda Akço, Genel Kurul’a gönderilen kanun tasarısına ilişkin şu değerlendirmede bulundu: “Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının gerekçesindeki tezlerin karşılanması ve aynı zamanda da çocuğun korunma ihtiyacının karşılanması için, mağdurun yaşından ziyade failin yaşına ilişkin düzenleme yapılmalıdır. Yetişkinden çocuğa yönelik suç ile çocuktan çocuğa yönelik eylemleri ayırarak düzenleme yapmak gerekir. Şu anki düzenleme, bu gibi eylemlerde çocuklardan birini, yani erkek olanı fail kabul etmekte ve cezalandırmakta. Fail çocuksa, faille mağdur arasında büyük yaş farkı yoksa ve eylem rıza ile gerçekleşmişse, çocuklardan bir tanesini cinsel suçtan yargılamak ve cezalandırmak ağır bir muamele.”
‘Çocuklar korumasız hale gelir’
Mağdurdan ziyade failin yaşına ilişkin düzenleme yapılmasının gerekliliğini vurgulayan Akço, “Anayasa Mahkemesi’nin sözünü ettiği, bahsedilen ağır sonuçları gidermek için yasa düzenlemesi yapılırken failin yaşına göre bir değişikliğe gidilmez ise çocuklar yetişkinlerden yönelen istismar eylemlerine karşı korumasız hale gelir. Çünkü genele etkili biçimde hüküm yumuşatılmış, ceza azaltılmış olur” dedi.
‘Davalar düşebilir’
Teklifin rıza yaşının 12’ye düşürülmesi konusunda olmasa da gelecek için bir risk içerdiğini aktaran Akço, sözlerine şöyle devam etti:
“İki risk var. Bunlardan biri, TBMM görüşmeleri sırasında bu teklifin değiştirilmesidir. Tartışılmadan, bütün bu kaygıları dikkate almayan bir düzenleme hızla geçebilir. İkinci risk ise, bu şekli ile yasalaştıktan sonra Anayasa Mahkemesi’ne götürülmesidir. Düzenleme, Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği cümlelerde bir değişiklik yapmadığı için, yeniden mahkeme önüne giderse bir iptal kararı söz konusu olabilir. Çünkü, bu tasarı ile çocuğun cinsel istismarı suçu bakımından iki yaş sınırı söz konusu olacaktır. 15 ve 12 yaş. Bu yaşa bağlı farklılıkları Anayasa Mahkemesi çok da çocuk koruma perspektifinden değerlendirmemektedir. Bu nedenle düzenlemenin bu sebeple iptal edilebilir olması bir risktir. Ancak en büyük tehlike, geri sayımın başlamış olmasıdır. Eğer Aralık ayına kadar bu düzenlemeler geçmezse AYM’nin TCK’nin 103. maddesine ilişkin iptal kararı yürürlüğe gireceği için hali hazırda sürmekte olan davalar düşecek. Bu nedenle acilen bir düzenleme yapılmalı ve bu düzenleme failin yaşını esas almalıdır.”
İstismarın önü açılıyor
AYM’nin TCK’nin 103. maddesine ilişkin iptal kararının çocuk istismarına yönelik kanun maddelerinin içini boşalttığını ifade eden CHP Manisa Miletvekili Yıldız Tur Biçer, “Önceden bu maddeye göre, 15 yaşından küçük olan çocuklar, rızası olsa dahi, kendisine yönelen her türlü cinsel davranış karşısında cinsel istismar mağduru sayılıyordu. Bu maddenin iptali ile, artık 15 yaşını tamamlamamış çocukların “cinsel davranışın anlamını ve sonuçlarını algılama yeteneği” ve “rızası” var ise, kendisine yönelen cinsel davranış suç sayılmıyor. Bu durumun sakıncası: 15 yaşından küçük çocukların cinsel istismarının önü açılmış oluyor. O yaştaki bir çocuğun gayri resmi evlilikleri, bu çocukların büyüklerin zoru ile cinsel istismara yönlendirilmesinin önü açılmaktadır” şeklinde konuştu.
(Birgün, 27.10.2016)
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN