Mustafa Kemal Erdemol
Silahlanma hakkının 300 yıllık bir geçmişi var. 1968 yılından günümüze kadar tam 1.5 milyon Amerikalı silahlı saldırı sonucu öldü.
Okullara düzenlenen silahlı saldırılar, kitlesel kıyımlar, bireysel silahlanmadan medya aracılığıyla kanıksatılan şiddete kadar bir dizi faktörün sonucu. ABD’deki toplumsal cinnet “ruhsal” değil “siyasal”.
Dört gün önce ABD’nin Seattle kentine bağlı Belfair kasabasında, beş kişinin ölümüne yol açan bir silahlı saldırı gerçekleşti. Daha önce olan onlarcası gibi bir saldırı bu da. Yani ABD için artık neredeyse sıradanlaşmış bir adli vaka. Ancak bu saldırı da, öncekiler gibi bir kez daha ülkedeki bireysel silahlanma tartışmalarını da beraberinde getirdi.
Bu aslında kolay tartışılabilecek bir konu değil, çünkü Amerikan yaşam tarzına da çok uygun olan silahlanma hakkının 300 yılı aşkın bir geçmişi var. ABD Anayasası’nda 1789 yılında yapılan bir değişiklikte “düzenli bir milis gücü eyaletlerin güvenliği açısından zorunludur. Bu nedenle halkın silah bulundurma/taşıma hakkı tanınmalıdır” denir. Bu o kadar bağlayıcı bir maddedir ki, buna atıfla zaman zaman kimi düzenlemeler de yapılıyor günümüzde bile. 2008’de böyle bir karar alındı örneğin: ABD Yüksek Mahkemesi, tam 32 yıl boyunca silah taşımayı yasaklamış olan Washington kent yönetiminin bu kararını “herkesin kendi koruma ve avlanma için silah taşıma hakkı vardır” diyerek yürürlükten kaldırdı. Tuhaf olan kent sakinlerinin yaşamını etkileyecek böyle bir kararın sadece 9 kişi tarafından verilmiş olması.
Silahlanmaya karşı verilen mücadelede başarılı olunduğu söylenemez. Ama eğer bir başarı isteniyorsa 1968 yılında 18 yaşından küçüklere, sicilleri temiz olanlara, ruh sağlığı iyi olmayanlara, orduda yüz kızartıcı suç işlemiş olanlara, yabancılara da tabii, silah satışının yasaklanabilmiş olması gösterilebilir örnek olarak. Hepsi bu.
Silah satışının serbest olması toplu kıyımların gerçekleşmesine yardımcı bir unsur. 1968 yılından günümüze kadar tam 1.5 milyon Amerikalı’nın silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirmesinin nedenlerinden biri de bu kuşkusuz.
Topluma nefret delirtiyor
Neden toplu kıyımlar bu kadar çok ABD’de? Çeşitli nedenlerle toplumdan nefret eden saldırgan bu nefreti toplumun en günahsız bireylerine yönelterek kamusal acı yaratmayı hedefliyor. Çoklu hedef güden intikamcı bir tutumdur bu.
18 yaşındaki Eric Harris ile 17 yaşındaki Dylan Klebold’un, bu kadar genç yaşta, toplumdan nefret edecek neleri olabilirdi ayrı mesele, ama 1999’da, sorunlarının sorumlusu olmayan, muhtemelen de benzeri sıkıntılar yaşadıkları arkadaşlarını, yani lise öğrencilerini seçtiler kurban olarak. 12 öğrenciyi, yanı sıra bir de öğretmeni öldürdüler. Olaydan sonra okulun kütüphanesinde intihar eden Harris ile Klebold’un katliamı 20 Nisan’da yapmalarının nedeni ise basitti. 20 Nisan Adolf Hitler’in doğum günü.
2007’de yaşanan katliam ise ülke tarihinin en kanlılarından biriydi. Virginia Tech Üniversitesi’nin 32 yaşlındaki lisans öğrencisi Seung-Hui Cho 32 öğrenciyi öldürdü. Cho’nun eyleminin nedenleri arasında tam bir Amerikalı olarak kabul edilmemesi de vardı. Dört sene önce 20 yaşındaki Adam Lanza’nın 26 kişiyi öldürmesi ise kurbanlarının 20’sinin küçük çocuklar olması nedeniyle çok daha trajikti. Lanza’nın olaydan önce annesini kafasına dört kurşun sıkarak öldürdüğünü, kanlı eylemi de annesine ait silahlarla gerçekleştirdiğini anımsatalım.
Çocuğun kendisini bir Hollywood kahramanı gibi gördüğü çok açık. Giysileri tümüyle siyahtı, yüzünde maske vardı, kurşun geçirmez yelek de giyiyordu.
Peki nedenleri ne?
Okullara yönelik saldırıların bilinen en belirgin nedeni saldırganın okulda zorbalıkla, küçümsemeyle karşılaşması. İntikam duygusunu geliştiren bu. İkincisi, elbette bireysel silahlanma kolaylığı. Ailevi sorunlar ile ruhsal bozukluklar da bu saldırıların alt sıralardaki nedenleri. Medyadaki şiddet örnekleri ile yine medyada saldırı haberinin veriliş biçiminin saldırganı “ünlü” kılma faktörü de hesaba katılmalı.
Nedenlerin arasında ilk sırada gösterilen okulda zorbalıkla ya da küçümsemeyle karşılaşma olgusu sosyal ilişkilerdeki başarısızlığın, ruhsal açıdan da güçlü olmayanları birini katile dönüştürebildiğini ortaya koyuyor.
(Birgün, 01.03.2016)
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN