Tweet

Tuğçe Madayanti Dizici

2 milyar dolar gişe yapan serinin beşinci filminde konu her ne kadar bildik olsa da, ufak sürprizler, gerilim ve heyecan ile aklı başında diyaloglar senaryoda iyi işlenmiş.

1996’da televizyondan sinemaya geçiş yaptığından beri dünya çapında 2 milyar dolar gişe yapan serinin beşinci filmi ‘Rogue Nation /Görevimiz Tehlike 5’ yaz aksiyonu olarak ağustosla beraber seyirciyle buluştu. Böylesine büyük bir seriden bahsederken rakamlara değinmek kaçınılmaz. Rogue Nation’ın 40 milyon dolar gişeyle haftaya giriş yapması bekleniyor. Amerika’da 3 bin 800 salonda vizyona giren filmin arkasında duran Paramount şirketi bu sayısının 50 milyona çıkabileceğini umuyormuş. Bu büyük gişe başarılarının en önemli sebebi elbette ki Ethan Hunt gizli ajan karakteriyle bütünleşen Tom Cruise. Zaten yazıda karakterden bahsederken Ethen Hunt yerine Tom Cruise ismini kullanacağım. Özellikle filmin başında Tom Cruise’un dublör kullanmadan çekilen karakteristik aksiyon sahnesi bunun için yeterli bir sebep. Kendisi hâlâ şaşırtıcı bir şekilde Top Gun filmindekine yakın genç bir yüzle, Dorian Grayvari bir performansla karşımıza çıkıyor. Ve büyük bir eforla Hollywood’un uzun soluklu bir ürünü olduğunu kanıtlayarak, en büyük yıldızları arasındaki yerini perçinliyor.

İYİ SENARYO

Eleştirmenler tarafından beğenilen filmin başarısındaki en büyük paylardan biri de filmin senaristi ve yönetmeni olan Christopher McQuarrie’ye ait. Tom Cruise’un oynadığı Valkyrie ve Edge of Tomorrow filmlerinde yazarlık yapan ve Jack Reacher filminde hem yazar hem yönetmen olan Christopher McQuarrie ile Tom Cruise’un bir eküri oldukları gerçek. Birlikte bu filmi daha zeki, eğlenceli ve parlak hale getirdikleri kesin. Konu bildik olsa da, ufak sürprizler, gerilim ve heyecan ile aklı başında diyaloglar senaryoda iyi işlenmiş. Tom Cruise ve dahil olduğu ekibi IMF’in yöntemleri ve elde ettiği sonuçlarını tasvip etmeyen, Cruise’u “kaderin yaşayan manifestosu” olarak gören CIA Başkanı Hunley (Alec Baldwin) yüzünden komisyona sevk edilir ve IMF kapatılır. Uluslararası kaçak konumuna düşen Tom Cruise CIA tarafında tam güç aranmaktadır. Fakat IMF’in eski üyeleri Tom Cruise’a sahip çıkarak, bir yandan da CIA’den kaçarak Sendika ismi verilen gizli bir terör örgütünün peşine düşerler. Yönetmen MacQuarrie filmi uluslararası harika bölgelerde geçen aksiyon serilerinden oluşturmuş. Özellikle Viyana Operası’ndaki Puccini’nin müziği eşliğindeki heyecanlı sahne son derece hatırı sayılır. Ayrıca tüm bu sahneler çok güzel gözüküyor ve “İyi ki McQuarrie sinematograf Robert Elswit ile çalışmış” dedirtiyor.

CASUS KADIN

Bu tarz filmlerde her zaman büyüleyici ve gizemli manken görünümlü kadınlar vardır. Rogue Nation bu tarzı değiştirerek büyük fark yaratmış gözüküyor. İsveçli oyuncu Rebecca Ferguson’un oynadığı seksi, güçlü, karmaşık ve gizemli Ilsa Faust karakteri filme büyük bir olgunluk ve güç katmış hatta filmi en az Tom Cruise kadar domine etmeyi başarmış. Dövüş sahnelerine yakışan kadın çok azdır; özellikle 50 kilo, 1.80 boyunda, 0 kas kütlesi görünen afet kadınların aksiyon sahnelerinde gösterdikleri beceri bana çok gülünç gelir. Ancak Ferguson’un senkronize, havalı dövüş ve aksiyon hamleleri kendisine çok yakışmış ve mevzuya daha bir inandırıcılık katmış. Benim için Mission Impossible serilerinin arasındaki en iyi kadın oyuncusu olarak ilk sıraya yerleşti kendisi… Bu kadar uzun soluklu bir seride herkesin bir favorisi vardır. Dünyada terör sürdükçe Mission Impossible izlemeye devam edeceğiz gibi gözüküyor. Benim favorim, tam da saydığım sebeplerden dolayı Rogue Nation oldu.

(Birgün, 03.08.2015)