İLYAS KOÇ
ANKARA – Dünya Sağlık Örgütü ve Ankara Üniversitesi’nin hazırladığı rapor, çocukluk çağında yaşanan “cinsel istismar” vakaları ile ilgili çarpıcı veriler ortaya koydu. Buna göre, erkeklerin yüzde 8,7’si; kadınların yüzde 7,2’si çocukluklarında cinsel tacize uğradı. Kız çocukları, akrabaları tarafından cinsel tacize maruz kalıyor. İstismarcıların yüzde 9’u ise çocukla aynı evde yaşıyor.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Bölge Ofisi ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından hazırlanan, Türkiye’de Üniversite Öğrencilerinde Çocukluk Çağı Olumsuz Yaşam Deneyimleri Araştırması Raporu tamamlandı. Ankara Üniversitesi’nin yanı sıra Akdeniz Üniversitesi, Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi ve Ege Üniversitesi’nden yaş ortalaması 20 olan 2 bin 257 öğrencinin katıldığı araştırmanın raporunda, çocukluk çağında yaşanan olumsuz yaşam deneyimleriyle ilgili çarpıcı veriler ortaya çıktı. Raporda cinsel tacizin ilk gerçekleştiği sırada çocuğun yaşının erkeklerde ortalama 12; kızlarda 9 olduğu ortaya çıktı. cinsel istismara uğrayan erkek çocukların yüzde 44,9’u “tanıdığı, evde yaşamayan biri” tarafından; kız çocuklarının ise yüzde 32,9’u “evde yaşamayan bir akraba” tarafından taciz edildiğini kaydetti.
100 çocuktan 8’i cinsel tacize uğramış
Türkiye’de erkeklerin yüzde 26,2’si; kadınların yüzde 16,3’ü çocukluğunda, tokat, dayak gibi fiziksel istismara maruz kalmış. Erkeklerin yüzde 8,7’si; kadınların yüzde 7,2’si çocukluklarında cinsel tacize uğramış. Bu oran tüm çocuklarda yüzde 7,9. Cinsel tacizin ilk gerçekleştiği sırada çocuğun yaşı erkeklerde ortalama 12; kızlarda 9. İstismarcıların yüzde 9’u çocukla aynı evde yaşıyor.
Cinsel tacize uğrayan çocukların yüzde 37,1’i “tanıdığı ve evde yaşamayan biri”, yüzde 25,2’si “evde yaşamayan bir akraba”, yüzde 11,3’ü “evde yaşayan ve akraba olmayan biri”, yüzde 11,3’ü “çocuğun güvendiği biri”, yüzde 8,6’sı istismarcının “evde yaşayan bir akraba”, yüzde 7,9’u “çocuğun bakımından sorumlu olan biri (bebek bakıcısı vb.)” ve yüzde 33,8’i ise “bir yabancı” olduğunu söyledi. Cinsel tacize uğrayan erkek çocukların yüzde 44,9’u “tanıdığı evde yaşamayan biri” tarafından taciz edildiğini bildirmiş. Kız çocuklarında ise tacizi gerçekleştirenler arasında en yüksek oran yüzde 32,9 ile “evde yaşamayan bir akraba” oldu.
Araştırmaya katılanların yüzde 36’sı depresyonda
Katılımcıların yarısının sinirlilik ve panik sorunu var. Çocukluk çağında olumsuz deneyim yaşamış gençlerde ağlama nöbetleri, depresyon, kontrolsüz öfke, stres düzeyinin yüksekliği, sinirlilik ve hayır deme güçlüğü gibi sorunlar daha da artış gösteriyor. Duygusal sorunların ortaya çıkma riski, diğer gençlere göre 6-8 kat daha artıyor. Katılımcı erkeklerin yüzde 31,8’i kontrolsüz öfke; yüzde 47,5’i sinirlilik sorunu yaşadığını söyledi. Katılımcıların 36,3’ü depresyonda olduğunu kaydetti. Çocukluk çağı olumsuz yaşam deneyimi oranı, çekirdek aile üyesi katılımcılarda daha düşük. Ebeveynin eğitim durumu incelendiğinde katılımcıların anne ve baba eğitim düzeyleri arttıkça bu tür olumsuz deneyim sıklığının azaldığı tespit edildi.
İstismarcıların yüzde 68’i erkek
Azarlama, hakaret etme, küçümseme, tehdit etme, suçlama gibi duygusal istismara uğrayanların oranı erkeklerde yüzde 10,7; kadınlarda yüzde 8,9. Duygusal ihmal oranı tüm grupta yüzde 8,8. Erkek çocukların yüzde 11,3’ü; kız çocuklarının ise yüzde 6,5’i duygusal ihmale uğramış. Tüm istismar tiplerinde kız çocuklarını istismar edenlerin yüzde 68’i erkek; erkekleri istismar edenlerin yüzde 83’ü kadın. Katılımcıların çocukluklarında aile içi şiddete tanık olma oranı yüzde 18,4. Erkeklerde bu sıklık yüzde 20,9; kadınlarda ise yüzde 16,1. Katılımcıların genelinde aile bireyleri arasında ruhsal, zihinsel hastalığı olduğunu ifade edenlerin oranı yüzde 6; ailesinde intihar girişiminde bulunan birey olduğunu ifade edenlerin oranı yüzde 4,9.
(Zaman, 28.02.2015)
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN