Post image
İşçi sınıfının unutulmaz yönetmeni

53-filmozgurluk-660x330

ESRA KARATAŞ

Şiir gibi filmlere imza atan Ken Loach yeni filmi Jimmy’s Hall/ Özgürlük Dansı’yla karşımızda. Kalbi her daim ezilen sınıftan yana atan Loach, köprünün altından çok sular aksa da kafası hiç bulanmamış, tarafını daima açıkça göstermiş bir sanatçı. 67’nci Cannes Film Festivali’nde Özgürlük Dansı ve Kış Uykusu filmleriyle birlikte yarışan Ken Loach ve Nuri Bilge Ceylan arasında benzerlikler olsa da mühim bir fark var. Nuri Bilge Ceylan da Ken Loach da insana ve onun günlük durumlarına, rutinlerine odaklanıyor. Fakat Loach’un filmlerinde insana duyulan sevgiyi, umudu iliklerinize kadar hissederken Ceylan’ın filmlerinde sevgisizliğin ve umutsuzluğun izlerini görüyorsunuz.

Tehlikeliler, çünkü…

Özgürlük Dansı’nda 1930’ların İrlanda’sına götürüyor bizi Loach. Film 10 yıllık bir zaman diliminde geçiyor. Bugünü geçmişle iç içe görüyoruz. Jimmy Gralton savaş sırasında köylülere eğlenebilecekleri, öğrenebilecekleri, dans edebilecekleri ve spor yapabilecekleri bir salon açar. Köyün tek eğlence kaynağı olan bu salon komünizm gibi zararlı fikirleri yaydığı için kilise ve köyün tüccarları açısından tehlikeli bir hâl alır. Nitekim dans ayakta başlar kafada biter: Komünist Gralton, önce dans etmeyi öğretecek sonra komünizm propagandası yapacaktır.

Köyün ileri gelenlerine verdiği rahatsızlık nedeniyle doğduğu toprakları terk etmek zorunda bırakılan Garlton, 10 yıl aradan sonra annesinin rahatsızlığı dolayısıyla geri döner. Savaş bitmiş, sular durulmuştur; Gralton’ın ardında bıraktığı sevgili bir aile kurmuştur. Ancak ne papaz ne de köyün ileri gelenlerinde bir değişiklik olmuştur. Değişiklik içten gelir. Özgür ruhlu gençler bağnaz babalarına, zihni açık genç papaz ise kiliseye ise karşı çıkarken, içimize umut doluyor. Filmin en önemli karakterlerinden biri anne. Köyün çocuklarını verdiği kitaplarla etkileyen annenin bağnazlığa karşı dik duruşu ve oğlunun yanında tavır alması, marifetin gençlikte değil zihinde bittiğini gösteriyor. Ken Loach, Özgürlük Dansı’nda kendi özgün atmosferini yaratmayı başarıyor yine. İrlanda’nın muhteşem doğası, etkileyici müzik, Loach’un kamerası ve oyuncuların içten aktarımlarıyla film bir şiire dönüşüyor.

(Taraf, 12.12.2014)

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN