Ezel ŞAHİNKAYA
Reuters, BBC, AP, Almanya’nın Sesi Radyosu gibi uluslararası medya kuruluşları suç örgütünü irdelemek yerine sorunu ve olayı “yazar Salman Rüşdi’nin kitabı Şeytan Ayetleri’nin çevirmeni olan Aziz Nesin” ekseninden bir adım öteye taşımamıştı.
Olaylar bulunduğu zaman dilimi bağlamında incelenir fakat yapılan incelemenin olabildiğince nesnel değerlendirilmesi için üzerinden zaman geçmesi gerekir.
Tarih 2 Temmuz 2013 ve artık Sivas Katliamının üzerinden tam 20 yıl geçti. Her açıdan incelenmesi gereken bir katliam ve ortada hala tartışmalı bir konumda olan önemli bir dava var. Devletin gerici hareketlerle ilişkisine yönelik güvensizlik 20 yıl boyunca sürdü ve gerçekler bulanık kalmaya devam ederse en az bir 20 yıl daha sürecek. Bu noktada da dönemin basınını incelemek çok büyük bir önem kazanıyor.
Bu incelemeyi yaparken belirtilmesi gereken başlıca ögelerden biri katliamla ilgili dış basında yer alan haberlerde meseleye yaklaşım açısından yetersizlik olmasıdır. Reuters, BBC, AP, Almanya’nın Sesi Radyosu gibi güçlü uluslararası medya kuruluşları suç örgütünü irdelemek yerine sorunu ve olayı “yazar Salman Rüşdi’nin kitabı Şeytan Ayetleri’nin çevirmeni olan Aziz Nesin” ekseninden bir adım öteye taşımıyorlar.
The Observer gazetesindeki yazısında Salman Rüşdi de bu durumdan rahatsız olduğunu belirtiyor. Aslında o da yaptığı tespitte her ne kadar Aziz Nesin’i tahrik etmekle suçlasa da olayların asıl sorumlusunu İslam partizanlığı olarak görüyor ve bunun kınanması çağrısında bulunuyor. Bunun yanısıra dış basın haberlerinde analiz açısından büyük eksiklikler var ve bunlar incelendiklerinde açıkça görülebilir. Bu gazetelerin haberlerinde vurguladıkları sadece Aziz Nesin’in inançsız olması, Şeytan Ayetleri’nin çevirmeni olması, etkinliklerde bir toplantı esnasında söylediği sözler ve önceden Türk halkına yönelik düşünceleri gibi yüzeysel analizler. Bunların provokasyon için yeterli sebepler olabileceği noktasına bile değinmiş olan gazeteler var. Pakistan’da yayınlanan Nawa-i-Waqt gazetesi haberinde katliam sadece Salman Rüşdi’nin kitabına yönelik bir protesto olarak değerlendiriliyor. Aynı gazete bunun bir reaksiyon olduğunu elbette hoş olmadığını ama ortada bir tahrik olduğunu belirtiyor.
İncelenmesi gereken diğer önemli konu ise bu haberlerde devletin ve İslamcı örgütün rolü irdelenmiyor. Muhalefet partilerinin olayda devletin eksikliğini ve hükümetin bu konuda yetersiz kaldığını vurguladıkları bölümler dışında gazetelerde hiç bu açıdan incelemeler yer almıyor. Valinin olayları kontrol mekanizması olarak yetersiz kaldığından bahseden gazeteler olmasına rağmen istihbarat eksikliği, emniyet güçlerinin eksikliği, otel yangınının neden uzun sürdüğü konuları hiçbirinde sorgulanmıyor.
Basının bu konuda görevi suç örgütünü deşifre etmek olması gerekirken haberlerde buna yönelik hiçbir çalışma görülmüyor. Haberlerin birinde yer alan dönemin İçişleri Bakanının yaptığı konuşmada olayların “önceden planlanmadığı ve toplum psikolojisi” ile ortaya çıktığı vurgusu bulunmakta. Ama dava dosyasında müdahil vekillerinin başından beri iddia ettikleri şey, Sivas Katliamı, Anayasa’yı şeriatçı amaçlarla değiştirmeye yönelik planlı, örgütlü bir şeriatçı kalkışma olduğu ve bu örgütsel ilişkiyi açığa çıkaran deliller bulunduğuydu. Örneğin “Taraf” isimli bir derginin Ağustos 1993, Kasım 1993 ve Ocak 1994 tarihli 30, 33 ve 35. sayılarında Sivas Katliamı, “Sivas’taki Şanlı İslamcı Kıyam” olarak değerlendirilmekte ve “İhtilale En Yakın Adım” şeklinde nitelendirilen katliamın Büyük Doğu-İBDA Hareketi’nin önderliğinde gerçekleştirilmiş olduğu açıkça ifade edilmektedir. Dava sanıkları ile bu bahsedilen şeriatçı örgüt arasındaki ilişki de dava dosyasında ayrıntılı bir şekilde yer bulmaktadır. Dosyada müdahil vekillerinin de belirttiği gibi, “Aslında Sivas Katliamı, Hizbullah’tan başlayıp Aczmendiler’e kadar uzanan çeşitli şeriatçı örgütler ile devlet içine yuvalanmış karanlık güçlerin bir ‘Cephe’ halinde işbirliği içinde planlayıp uyguladıkları şeriatçı bir kalkışmadır.”
Bu bahsettiklerim ve derlediğim haberlerin hepsi birer tarihi gerçek. Fakat bu gerçekler göz ardı edildiğinden dolayı bu olgulara ve haberlere erişim eksik ve sorunlu. Arşivciliğimizin hala günümüz teknolojisine adapte olamayışının bir örneği olarak basının o dönemde yaşanan olaylara yönelik ne gibi haberler yaptığına T.C. Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün sitesinden erişmek ne yazık ki mümkün değil. İçerik olarak internetten erişebildiğimiz kaynaklar ya anonim ve nesnelliğini kaybetmiş bir şekilde hazırlanan yazılardan ya da dönemin basınından kısa alıntılardan oluşuyor.
Bu sebeple Boğaziçi Üniversitesi Kütüphanesinde bulunan zamanın T.C Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan “Dış Basında Sivas Olayları” kitabından bir derleme yapmanın faydalı olacağını düşündüm. Bahsettiğim kitapta 2-11 Temmuz 1993 tarihleri arasındaki konu ile ilgili tüm haberler yer alıyor. Kitap daktilo ve büyük harflerle Türkçe karakter kullanılmadan yazıldığı için oldukça fazla yazım hatası içeriyor. Metinler üzerinde elimden geldiğince imla düzeltmeleri yapmaya çalıştım. Haberleri seçerken konularında tekrara düşmemeye ve olabildiğince geniş bir kaynak yelpazesi içinde bulunmaya özen gösterdim. Bu nedenle aşağıdaki haberler 2-9 Temmuz 1993 tarihleri arasında yer alıyor.
Böyle bir derleme yaparak insanların bu konuyla ilgili kaynağı açıkça belli olan bilgilere erişimlerini kolaylaştırmak istedim. Umarım Sivas Katliamının 20. yıldönümünde arşivlerde unutulmuş belgeleri yeniden dikkatlere sunan böyle bir çalışma, dönemi ve yaşananları anlamaya ve geçmişteki yaşananların tekrarlanmasını engellemeye yardımcı olabilir.
2 Temmuz 1993
AP: Köktendinci Müslümanlar Sivas’ta Olay Çıkardılar
Ankara, 02/07
“Kentten alınan haberlere göre, bugün Sivas’ta binlerce köktendinci Müslüman, hükümet binalarını ve solcu yazarların kaldığı otelleri taşa tuttu.
Görgü tanıkları, Cuma namazından çıkan göstericilerin otele ulaşarak yazarları linç etmek istediklerini belirtti.
16. Yüzyılda Osmanlı sultanlarına karşı çıktığı için asılan bir yazarı anma festivalini düzenleyenlerden biri olan Kamber Çakır, göstericilerin otele taşlarla saldırdıklarını belirtti.
Sivas Devlet Hastanesinde görevli olan bir doktor, göstericilerle polis arasında çıkan olaylarda dördü doktor olmak üzere 8 kişinin yaralandığını bildirdi. Anadolu Ajansı ise, aralarında Sivas Emniyet Müdürünün de bulunduğu 20 kişinin atılan taşlarla yaralandıklarını belirtti.
Çakır, göstericilerin hedefinin yazar ve Aydınlık Gazetesi editörü Aziz Nesin olduğunu söyledi.
Başbakan Tansu Çiller, Sivas’ta çıkan olaylara ilişkin olarak ayrıntılı bilgi vermeden, “Gerekli önlemler alınmıştır.” demekle yetindi.
Aziz Nesin, Perşembe günü festivalin açılış konuşmasında Pir Sultan Abdal’ı öven bir konuşma yapmış, gösterici köktendinciler, Nesin’in konuşmasında ateist görüşlerini yansıttığını ileri sürmüşlerdi.
Saldırıya uğrayan otelde kalanlar arasında bulunan Solgun Şensoy, Ankara’daki AP bürosuna telefonla yaptığı açıklamada, göstericilerin polis barikatlarını aştıklarını ve kapıları, pencereleri kırmakta olduklarını söyledi.
Alınan haberlere göre, bir Amerikan bayrağını yakan göstericiler, otel önünde Kur’an’dan ayetler okudular, İslam Devleti isteminde bulunan sloganlar attılar ve Pir Sultan Abdal’ın bir büstünü kırdılar.”
Reuters: Türkiye: “Şeytan Ayetleri”ni Protesto Olayları Sırasında Çıkan Yangında 37 Kişi Öldü
Ankara, 02/07
Devlet televizyonu tarafından yapılan açıklamada, Salman Rüşdi’nin kitabı “Şeytan Ayetleri”ni protesto amacıyla bugün Sivas’ta Müslüman köktenciler tarafından yapılan gösteriler sırasında ateşe verilen bir otelde 37 kişinin yanarak öldükleri bildirildi.
Anadolu Ajansı, kitabın tercümesini yapan ve bir kısmını yayımlayan tanınmış yazarın da otelde bulunduğunu, saldırıların ardından yazarın güvenlik güçlerince koruma altına alındığını bildirdi.
Televizyonun haberinde ölenlerin çoğunluğunun dumandan zehirlendikleri belirtildi. Anadolu Ajansı, çok sayıda kişinin de Madımak Otelinde çıkan yangında ve daha önce meydana gelen olaylarda yaralandıklarını belirtti.
Olaylar, Cuma Namazından sonra yaklaşık 600 kişilik bir grubun bir törene katılmak amacıyla Sivas’ta bulunan yazar Aziz Nesin aleyhinde sloganlar atarak hükümet binalarına saldırmalarıyla başladı.
Aralarında kentin Emniyet Müdürünün de bulunduğu yaklaşık 20 kişi, göstericilerin binalara taşlarla saldırmaları sırasında çıkan çatışmada yaralandı.
Sivas Valisi Ahmet Karabilgin Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada, Sivas’a, yakın şehirlerden asker ve polis takviyesinin yapıldığını belirtti.
Oteldeki yangının çıkış nedeni konusunda henüz ayrıntılı bilgi alınamadı.
Reuters: Salman Rüşdi, Sivas’taki Olayları Kınadı
Ankara, 02/07
Sivas’ta meydana gelen saldırılarla ilgili olarak Londra’da bir açıklama yapan Salman Rüşdi, “Sivas’taki otel saldırısını nefretle karşılıyorum, ancak Sayın Aziz Nesin, ‘Şeytan Ayetleri’ adlı kitaptan bölümleri benim iznim olmadan ve isteğim dışında gazetede yayınladı. Dahası, 24 saat önce bana bir teklif getiren Aziz Nesin, çevirileri bir kitap halinde yayınlamak istedi, ancak bu isteği tarafımdan kabul edilmedi. ‘Şeytan Ayetleri’nin gazetedeki yayını korsan bir harekettir.” dedi.
3 Temmuz 1993
BBC: Sivas’ta Müslüman Köktencilerin Çıkardığı Olaylarda 37 Kişi Öldü… Hedef, Aziz Nesin
Ankara, 03/07 BBC’nin 00.00-01.00 İngilizce yayınından:
Türkiye’den alınan haberlere göre, Sivas ilinde yazar Salman Rüşdi’nin kitabı “Şeytan Ayetleri”nin tercüme edilmesini protesto amacıyla çıkan olaylarda en az 27 kişi öldü. Anadolu Ajansı, Müslüman köktenciler ile polis arasında çatışmalar çıktığını bildirirken, devlet televizyonu, ölenlerden çoğunun, kitabı Türkçeye tercüme eden yazar Aziz Nesin ve çok sayıda yazarın bir toplantı yapmakta oldukları otelde çıkan yangın sonucu dumandan zehirlendiklerini açıkladı.
Hugh Pope bildiriyor:
“Otelde çıkarılan yangın ile Türkiye’nin tanınmış yazarlarından Aziz Nesin hedef alınmıştı. Nesin, Salman Rüşdi’nin kitabı ‘Şeytan Ayetleri’ni tercüme ettiği için birçok kez ölüm tehdidi almıştı. Nesin, çok sayıda solcu yazar ve akademisyenin düzenledikleri bir sempozyum nedeniyle Sivas’ta bulunuyordu. Diğer aydınların da, çıkan yangında, büyük bir bölümü dumandan zehirlenme sonucu yaralandıkları belirtiliyor. Olaylar, Müslüman köktencilerin, Aziz Nesin’in kentte bulunmasını protesto amacıyla toplanarak hükümet binalarına saldırmaları ve polisle çatışmaya girmeleri sonucu çıkarken, ilk belirlemelere göre 20 kişi yaralandı. Daha sonra küçük bir grup otele saldırarak Aziz Nesin’in odasına ulaşmaya çalıştı, ancak başarılı olamayınca oteli ateşe verdi. Aziz Nesin’in hafif yaralandığı ve polis korumasa altında bir hastanede tedavisinin yapıldığı bildiriliyor.
Çarşamba akşamı da Van ilinde bir otelin kundaklanması sonucu aralarında Rus turistlerin de bulunduğu 11 kişi hayatını kaybetmişti. Aşırı İslamcılar, otelde Rus hayat kadınlarının bulunduklarını ileri sürmüşlerdi.
Bu tür aşırı dinci olaylar, büyük şiddet olaylarının Kürt eylemleri sonucu meydana geldiği laik Türkiye’de nadiren görünmektedir. Türkiye’deki en büyük dinci parti seçimlerde oyların yüzde 15’inden daha azını almıştı. Ancak son zamanlarda aşırılık yanlısı dincilerin kontrol dışına çıktıkları gözlenmektedir.”
Daha sonra alınan haberlerde, çıkan olaylar sonucu ölenlerin sayısının 37 olduğu, bunların büyük bir bölümünün de yangın sırasında çıkan dumanlardan zehirlenerek hayatlarını kaybettikleri bildirildi.
Almanya’nın Sesi Radyosu: Türkiye: Pir Sultan Abdal Etkinlikleri Kana Bulandı
Ankara, 03/07 Almanya’nın Sesi Radyosu’nun 09.00-09.50 Türkçe yayınından:
Sivas’taki son durumu Baha Güngör bildiriyor:
Sivas’ta her yıl yapılan Geleneksel Pir Sultan Abdal Etkinlikleri, dün maalesef kana bulandı. İlk belirlemelere göre, ünlü yazar Aziz Nesin’in Perşembe günü Sivas’ta yaptığı bir konuşmadan sonra, binlerce aşırı dinci, tüm önlemlere rağmen durdurulamadı ve sonunda Kuran’a inanmadığını ve dinsiz olduğunu açıklamış bulunan Aziz Nesin’i linç etmek üzere, Aziz Nesin ile beraber birçok yazarın, şairin, ozanın ve düşünürün kaldığı Madımak Oteline saldırdı ve oteli ateşe verdi. Otelde 35 kişi yaşamını yitirirken, Aziz Nesin, ağır duman zehirlenmesiyle, 100’ü aşkın kişiyle beraber hastaneye kaldırıldı.
Bu arada, Sivas’ta ikinci bir emre kadar sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. Dün, İçişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu ve Emniyet Genel Müdürü Yılmaz Ergun’un gittiği Sivas’ta, bugün Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş ve Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü bekleniyor. Güvenlik güçlerinin duruma hakim olduğu belirtilirken, sivil ve askeri makamlar, halkı sakin olmaya, daha vahim olaylara sebebiyet vermemeye çağırıyorlar.
BBC: Sivas Olayları: İçişleri Bakanı, İfadeler Doğrultusunda Aziz Nesin Hakkında da Soruşturma Açılabileceğini Söyledi
Ankara, 03/07 BBC Radyosu’nun 07.00-07.30 Türkçe yayınından:
Sivas’ta dün meydana gelen olayların ardından, kentte sokağa çıkma yasağı devam ediyor. Bakanlar Kurulu, dün gece yarısı geç saatlerde olağanüstü toplanarak, Sivas’taki olayları görüştü ve toplantı ardından, Başbakan Çiller, vatandaşların tahriklere kapılmaması çağrısı yaptı. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü ile Genelkurmay Başkanı Org. Güreş’in, bugün Sivas’a gidecekleri açıklandı.
Dün Sivas’a giden ve kentte incelemeler yapan İçişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu, olaylara, Aziz Nesin’in tahrik edici konuşmasının ve Kültür Merkezinin önüne dikilen heykelin neden olduğunu söyledi.
Sivas Valiliğinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan İçişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu, Sivas’ta dün meydana gelen olaylara, yazar Aziz Nesin’in tahrik edici konuşması, Türk halkını aşağılayıcı deyimleri ve Kültür Sarayının önüne dikilen ozan heykeline duyulan tepkinin neden olduğunu söyledi ve şöyle konuştu: “Aziz Nesin’in, halkın inançlarına karşı bilinen tahkir ve tahrik edici konuşması ve Türk halkını aşağılayıcı deyimlerinin yanında, ne sebeptense, Kültür Sarayı önüne dikilen ozan heykeline tepki duyan topluluk, vilayet önüne gelmiş ve burada Vali ve Aziz Nesin aleyhinde sloganlar atmış.”
İçişleri Bakanı, yazar Aziz Nesin ve Pir Sultan Abdal Şenliğine katılmak üzere Sivas’ta bulunan diğer konukların kaldıkları Madımak Oteli önünde toplanan kalabalığın, iki aracı devirdiklerini, araçlardan birinin deposundan aldıkları benzinle oteli ateşe verdiklerini kaydetti ve yangının önceden planlanmadığını, toplum psikolojisiyle ortaya çıktığını söyledi. İçişleri Bakanı, Aziz Nesin’in Ankara’ya gönderildiğini ve sağlık durumunun iyi olduğunu da açıkladı. Mülkiye Müfettişlerinin, Sivas’a giderek idari soruşturma başlatacaklarını belirten İçişleri Bakanı, idari ve cezai soruşturma sonunda, olaylara karışan kişilerin ve kamu görevlilerinin verecekleri ifadeler doğrultusunda, Aziz Nesin hakkında da soruşturma açılabileceğini söyledi.
Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Erdal İnönü de, Ankara’da Bakanlar Kurulu’nun olağanüstü toplantısı ardından gazetecilerin sorularını yanıtlarken, sükûnet tavsiyesinde bulundu. Bir gazetecinin, “İçişleri Bakanı’nın ve Başbakan’ın sözlerinden, Aziz Nesin’in halkı tahrik ettiği yolunda bir izlenim edindik. Aziz Nesin’in dışında suçlu yok mu acaba?” şeklindeki sorusuna yanıt olarak, “Kimsenin suçu olduğundan bahsetmedi Sayın Başbakan. ‘Aziz Nesin, düşüncelerini açıkladı. Ancak bazı düşüncelerin açıklanması, bazı insanları tahrik ediyor.’ dedi.”
İnönü, olayların Sivas’ta Sünni-Alevi çatışmasından kaynaklandığı iddialarını da reddetti. Başbakan Tansu Çiller de aynı konudaki soruya, “Olaylar, Alevi-Sünni çatışmasına kesinlikle dönüşmedi, ölen hiç kimse, böyle bir çekişmeden dolayı ölmüş değildir.” yanıtını verdi.
Tahran Radyosu: Türkiye: Sivas’taki Olaylar… Kentte Durumun Sakin Olduğu Bildiriliyor
Ankara, 04/07 Tahran Radyosu’nun 12.30-13.30 Farsça yayınından:
İslam mukadderasına hakaret edilmesi, Türkiye’nin Sivas kenti halkının taşkınlık yapmasına neden oldu.
Bunun sonucu meydana gelen olaylarda onlarca kişi öldü ve yaralandı.
Sivas’ta Perşembe günü bir kültür merkezinin açılışına katılan konuşmacılar yaptıkları konuşmalarda, kent halkının dini ve mezhebi duygularını yaraladılar.
Konuşmacıların ele aldığı konular, Sivas yerel basını vasıtasıyla Sivas halkına duyuruldu. Cuma günü ise, binlerce Sivaslı Cuma namazından sonra Pir Sultan Kültür Merkezine saldırdılar.
Daha sonra göstericiler, Sivas Valilik binası önünde toplanarak Valinin istifasını istediler. Bundan sonra göstericiler, Aziz Nesin’in kaldığı otele doğru hareket ederek kendisinin otelden dışarı çıkmasını istediler. Göstericiler oteli ateşe verdiler, çıkan yangın sonucu, 35 kişi öldü, 70 kişi de yaralandı.
Aydınlık Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Aziz Nesin’in gazetede, Şeytan Ayetleri adlı kitabın bazı bölümlerine yer vermesi, Türkiye’nin bazı kentlerinde halkın tepkilerine de yol açmış ve bundan sonra Nesin, Şeytan Ayetleri adlı kitabın yayımlanmasına gazetesinde yer vermemişti.
Öte yandan Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan, Sivas olaylarının sorumlusunun, konuşmaları ile halkın inanç ve itikatlarına hakaret ederek, halkı tahrik edenler olduğunu bildirdi.
Erbakan söz konusu konuşmacıların, yargılanması ve cezalandırılmasını istedi.
Anavatan Partisi Genel Başkanı Mesut Yılmaz da Sivas Valisini, konuşmacıların halkın dini duygularına hakaret etmesi karşısında ilgisiz kalmakla suçlayarak, konu ile ilgili soruşturmanın yapılmasını istedi.
Sivas kentinde sokağa çıkma yasağının sürdüğü, olaylardan hemen sonra Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü, Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı ve bazı bakanların kente geldiği ve kentte durumun sakin olduğu bildiriliyor.
The Observer: Büyük Bir Oyunda Piyon
Londra, 04/07 Pazar günleri yayınlanan ve tirajı 800 bin olan bağımsız The Observer gazetesinin 4.7.1993 tarihli sayısında, Salman Rüşdi imzasıyla yukardaki başlık altında bir yazı yayımlanmıştır. Yazıda şunlar denilmektedir:
Gazeteci ve yazar Aziz Nesin’i, 1986 yılında Türk yetkililerin pasaportuna el koyması kararına karşı İngiliz yazarlar tarafından düzenlenen bir toplantıya katıldığında tanıdım. Umarım Nesin, onun adına gösterdiğim küçük gayretimi hatırlar. Çünkü o, bana, bugünlerde hiç iyilik yapmadı.
Aziz Nesin, şu anda Aydınlık adlı bir Türk gazetesinde başyazarlık ve yayıncılık yapmaktadır. Kısa süre önce benim çalışmalarımı yayımlayan temsilcilerimi arayarak, Şeytan Ayetleri adlı eserimi Türkçe bir kitap halinde yayımlama hakkı istedi. Temsilcilerime, “Acaba ne yaptığımı biliyor mu?” diye sorduğumu hatırlıyorum.
Konuyla ilgili daha ileri safhada herhangi bir görüşme yapmadan Aydınlık Gazetesi “tartışma ve fikir mücadelesi” ortamı yaratmak amacıyla, Şeytan Ayetlerinden bölümler yayınlayacağını açıkladı. Bu bölümlerin yayını “Salman Rüşdi: Düşünür Mü? Şarlatan Mı?” başlığı altında haftalarca sürdü.
Ne Aziz Nesin, ne de Aydınlık Gazetesi bu bölümleri yayınlamak için hiçbir zaman benim iznime başvurmadı. Hangi bölümlerin yayımlanacağı konusunda da benimle herhangi bir görüşme yapılmadı. Yayımlanan metinleri hiç görmedim.
Temsilcilerime, Aziz Nesin’e mektupla başvurarak şu soruları sormalarını istedim. Gazetesi eserimi niçin izinsiz olarak yayımladı? İlk önce benim eserimi yayımlamaktaki amacı neydi? Örneğin bir yazar olarak benim çalışmalarıma ilgi mi duymuştu? Şeytan Ayetlerini sevmiş miydi? Kitabın Türkiye’de yasaklanmasıyla ilgili olarak nasıl bir teklif getiriyordu?
Uzun bir sessizlikten sonra Aziz Nesin’in buna cevabı, benim temsilcimin mektubunu Aydınlık Gazetesinde bugüne kadar hiç okumadığım kötü niyetli, samimi olmayan, aceleyle kaleme alındığı anlaşılan bir üslubun hakim olduğu mektubuyla birlikte yayımlamak oldu.
Aziz Nesin ayrıca, Şeytan Ayetleri romanıyla da pek ilgilenmediğini, sadece nezaketen, yayımlamak için izin istediğini söyledi.
Cevap basitti. Nesin ve arkadaşları, beni ve benim eserimi Türkiye’de gittikçe büyüyen dini partizanlığa karşı kullanmak istemişti. İşte burada kendimi sıkıntılar içerisinde buldum. Ben de laik bir kimseyim. Son beş yıl içinde bütün dünyada dini fanatizmin yayılmasına karşı mücadele etmek için tüm imkanları kullandım.
Geçen hafta Devlet Başkanı Mitterrand tarafından organize edilen ve Nobel şairi Elie Wiesel’in başkanlık ettiği ve diğer ülkelerden gelen tanınmış yazarların yanında Türkiye’den de Yaşar Kemal’in katıldığı Paris Dünya Kültür Akademisi’nin toplantısına katıldım. Bu akademinin bir üyesi olarak günün büyük bir kısmını Cezayir’de laiklerin köktendinciler tarafından öldürülmesini, laiklere Mısır’da zulüm uygulanmasını ve Türk gazeteci Uğur Mumcu’nun İran kaynaklı olarak öldürülmesini protesto ederek geçirdik.
Aldığım haberler, Aziz Nesin’in sağ olduğunu belirtiyor. Ancak pek çok insan öldü. Gazete haberleri bunu “Rüşdi Ayaklanması” diye niteliyor. Bugün hissettiğim derin acı ve üzüntüyü ifade etmek çok zor.
Acaba G-7 toplantısı için Japonya’da bir araya gelecek olan Dünya liderleri, “Yeter artık, terörizm desteklenemez.” diyerek ahlaki sorumluluklarını hatırlayabilecekler mi? Umarım Tokyo’ya gelen her gazeteci, G-7 toplantısına katılan politikacılara Sivas’taki fanatik cinayetleri ve dini liderlerini kınamalarını isteyecektir.
Bunlar sadece laiklerin ve Batılıların değil, aynı zamanda İslam’ın da gerçek düşmanlarıdırlar.
5 Temmuz 1993
BBC: Sivas’ta Meydana Gelen Olayların Yankıları Sürüyor
Ankara, 05/07 BBC’nin 07.00-07.30 Türkçe yayınından:
Sivas’ta sokaklar çok sakin. İnsanlar, evlerinde sanki normal bir günmüş gibi yaşamlarını sürdürüyor. Sokaklarda gezmeye çıkan insanlar yok, gülen insanlar yok, kentte durum oldukça sakin. Kentte polis ve askerlerin dışında sokakta kimseler yok artık.
36 kişinin ölümüne neden olan olayın yankıları da devam ediyor. SHP Genel Sekreteri Cevdet Selvi, Sivas olaylarının bir kapalı salon toplantısında yapılan konuşmanın yarattığı tehditli açıklamadan kaynaklandığı yolundaki değerlendirmelerin yanlış olacağını belirterek, “Asıl suçluların bulunmasını önleyecek hedef saptırıcı açıklamalardan kaçınılması gerekmektedir.” dedi.
Kültür Bakanı Fikri Sağlar ise, Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında meydana gelen olayları utanç verici olarak nitelendirerek, “Böylesi vahşi bir saldırıyı ve katliamı gerçekleştiren gözü dönmüş canilerin Almanya’da yurttaşlarımızı yakanlardan hiçbir farkı yoktur.” şeklinde konuştu.
Refah Partisi milletvekilleri Abdüllatif Şener, Ahmet Arıkan ve Musa Demirci, Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu ile birlikte yaptıkları basın toplantısında, olayları inanca yapılan bir hakarete tepki olarak değerlendirdiler ve Sivas Valisi ile Kültür Bakanı Fikri Sağlar’ın görevden alınmasını istediler.
Yeni hükümet için güven oylamasının yapılacağı TBMM’de olayların yeniden tartışma konusu olması bekleniyor.
Elefterotipia: Çiller, İrticayı Savundu
Atina, 05/07 Tirajı günde yaklaşık 78 bin olan bağımsız Elefterotipia gazetesinin 5.7.1993 tarihli sayısında, Aris Abacı imzası ile yukarıdaki başlık altında yayımlanan haberin çevirisi şöyledir:
Türkiye’deki ilerici güçler için matem günleri başladı. Türkiye’deki İslami irtica, öfkelere ve sert tepkilere neden oluyor. İslamcıların Cuma gecesi bir oteldeki 36 kişinin yaşamlarını yitirmelerine sebep olmaları, ciddi gelişmelerin küçük bir adımı kabul ediliyor.
Cuma gecesi binlerce fanatik İslamcı, tanınmış yazar Aziz Nesin’in ve birçok sanatçının kaldığı otelin önünde toplanmaya başladılar. Öfkelenen İslamcılar, daha önce Valilik binası önünde bu duygularını dile getirerek, Atatürk’ün heykeline saldırıp, büyük şair Pir Sultan Abdal’ın heykelini devirdiler. Bundan sonrası daha da trajik oldu. Güvenlik kuvvetleri ve polislerin gözleri önünde Aziz Nesin’in kaldığı otel ateşe verildi. 35 kişi öldü, 60 kişi de yaralandı. Dün öğle saatlerinde yaralılardan biri daha öldü.
İtfaiye kuvvetleri, aralarında Aziz Nesin’in de bulunduğu 60 kişiyi kurtarabildi. Tanınmış edebiyatçı Asım Bezirci de yaşamını yitirdi. Asım Bezirci, Nazım Hikmet’in eserlerinin uzmanıydı. Bezirci, 1987’de Türkçe ve Yunanca şiirler antolojisi yayınlamıştı.
Belki itfaiye kuvvetleri Aziz Nesin’i kurtarabildi ama tanınmış yazar, bu kez Sivas’ın İslamcı Valisi’nin kurbanı oldu.
Olay Ankara’da büyük yankılara sebep oldu. Başbakan Tansu Çiller, tüm gerekli tedbirlerin alındığını ifade ederek, Aziz Nesin’in konuşmasının halkı öfkelendirdiğini söyledi. Bu arada Türk İçişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu, “Halk, Nesin’in konuşmasına ve meydandaki Pir Sultan Abdal’ın heykeline tepki gösterdi.” dedi. Emniyet Müdürü ve Ana Muhalefet Partisi lideri Mesut Yılmaz da, Aziz Nesin’i suçlar mahiyette konuştular.
Türk basını, Sivas’ta meydana gelen olaylara birinci sayfalarında yer vermeye devam ediyor. Cumhuriyet gazetesi, Cumartesi günü yayınlanan ikinci baskısında, “İslamcılar düşünürleri yaktılar.” demekteydi. Milliyet gazetesinin haberinde ise, milli birlik için çağrıda bulunuluyordu. Ancak Sünniler ile Aleviler arasındaki sürtüşme tehlikeli boyutlara ulaştı. Bu durumun devam etmesi halinde Türkiye’de büyük sorunlar meydana gelecek. Bayan Çiller de “Olayları Aleviler ile Sünniler arasında çatışmaya dönüştürdüler.” şeklinde konuştu.
Il Messaggero: Türkiye: Otel Yangınından Sonra Aşırı Dinciliğe Karşı Gösteri
Roma, 05/07 Tirajı günde yaklaşık 435 bin olan Il Messaggero gazetesinin 5.7.1993 tarihli sayısında, yukarıdaki başlık altında yayımlanan, Ankara çıkışlı haberin çevirisi şöyledir:
Cuma günü, aşırı dinciler tarafından çıkarılan ve yaklaşık 40 kişinin ölümü ve 100 dolayında kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan otel yangınını protesto için, dün, Sivas’ta binlerce kişi, olaysız bir şekilde meydanlara indi. Yangının çıktığı otelde, Salman Rüşdi’nin “Şeytan Ayetleri” adlı kitabından bazı parçalar çevirdiği için “suçlu” görülen dergi yazarı Aziz Nesin de bulunuyordu. Bu arada, dün, yangında yaralanan bir kişi daha hayatını kaybetti.
Dünkü oturma eyleminde göstericiler, –Hepsi ilerici Alevi tarikata bağlı– Ali Baba semtinde yaya kaldırımlarına oturdular ve Cuma günü katliama neden olan olaya zamanında müdahale etmediği için polise karşı sloganlar attılar. İstanbul ve diğer birçok kentte de buna benzer gösteriler yapıldı. Gösterilerde, aşırı dinciliğe ve “Türkiye’yi İran’a dönüştürmek” isteyenlere karşı çıkıldı. Yazar Aziz Nesin de düzenlediği bir basın toplantısında, Kur’an’a ve İslam’a karşı “hakarette bulunmadığını” açıkladı. Aziz Nesin şöyle dedi: “Yalnızca ebedi gerçeklerin olmadığını söyledim.”
6 Temmuz 1993
Le Monde: Kamuoyu Dinci Şiddet Olaylarının Neden Patladığını Tartışıyor
Paris, 06/07 Tirajı günde yaklaşık 450 bin olan Le Monde gazetesinin 6.7.1993 tarihli sayısında, yukarıdaki başlığı taşıyan, İstanbul çıkışlı bir haber yayımlanmıştır. Nicole Pope imzalı haberin çevirisi şöyledir:
Hürriyet Gazetesi başyazarı Oktay Ekşi, “Sivas’ta alarm zilleri çaldı. Türkiye’yi bölmek ve harabeye çevirmek isteyenler iş başında.” diye yazdı. Kemalist Cumhuriyet Gazetesinin başlığı ise, “Devlet, şeriata teslim oldu.” şeklindeydi. Birçok köşe yazısında, toplumda beliren çatlama riskine dikkat çekiliyordu. Turkish Daily News Gazetesinde İlknur Çevik, “Bütün inananların dinci, bütün laiklik yanlılarının da dinsiz olduğunu söylemekten vazgeçelim.” diyordu.
Milliyet Gazetesinde Altan Öymen, Almanya’da neo-nazilerin yaptıkları son saldırılar ile paralellik kuruyordu: “Dinci de olsak, solcu da olsak, hepimiz, Almanya’da, sadece başka bir kültürden olduğu ve başka bir dine inandığı için insanların evlerini yakan zihniyete karşı çıktık. Şimdi, Sivas olaylarından sonra, ne söyleyebiliriz?”
Öte yandan, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, halkı yatıştırmaya çalışıyordu: “Bütün ülkelerin sorunları var. Kimse telaşa kapılmasın.” Pazartesi günü Meclis’te güvenoyu almaya çalışacak olan Başbakan Tansu Çiller de birlik çağrısında bulundu. İstanbul’da laikliği savunanlar, protesto gösterileri için sokaklara döküldüler. Sivas’ta, sokağa çıkma yasağının uzatılmasına rağmen, Şii kökenli bir mezhep olan Alevilik mensuplarından birkaç yüz kişi Sünni aşırı dincileri protesto etmek için bir gösteri yaptılar.
Kanlı olay gününün ayrıntıları basında yer almaya başlamış bulunuyor. Gün ortasında birkaç yüz kişinin gösterisiyle karşı karşıya gelen yerel makamların, hareketin boyutunu tam değerlendiremediği anlaşılıyor. Olayın başlamasından birkaç saat sonra, takviye kuvvet istenmesine karar verildiğinde, gösteriye katılanların sayısı 10 bini bulmuş, “sonunun geldiğini” düşünen Vali Karabilgin ise, valilikte mahsur kalmıştı.
Refah Partisi’nin İslamcı üyelerinden olan Belediye Başkanının, kalabalığa nutuk atarken ve “Şeytan Ayetleri” kitabının Türkçe yayıncısı Aziz Nesin’e itfaiyecilerin alevden kurtarmaya çalıştıkları sırada saldırırken çekilmiş fotoğrafları büyük gazetelerin birinci sayfalarında yayınlandı.
BBC: Sivas Saldırılarında Öldürülenler İçin Ankara’da Cenaze Töreni Düzenlendi… Olaylar, Bugün TBMM’nin Gündeminde
Ankara, 06/07 BBC’nin 18.00-19.00 Türkçe yayınından:
Başkent Ankara’da, bugün Sivas saldırılarında öldürülen 36 kişiden 19’u için cenaze törenleri düzenlendi.
Başta Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü ve önde gelen bakanların katıldığı ve planlanandan çok daha uzun süren cenaze töreni sırasında, hükümete yoğun eleştiriler yöneltildi.
Ankara’dan Zülfikar Doğan, büyük bir kalabalığın katıldığı cenazeye ilişkin ayrıntıları aktarıyor:
“Sivas’taki olaylarda ölenlerden 23 kişinin cenazesi, bugün Ankara’da yapılan yürüyüş ve tören ardından, ikindi namazı sonrasında Karşıyaka Mezarlığında topluca toprağa verildi. Başlangıçta 10 bin kişinin toplandığı Dikmen’deki Pir Sultan Abdal Kültür Merkezi önünde başlayan tören, öğle namazında sona erecek şekilde planlanmışken, katılanların sayısının giderek artması ve öğle saatlerinde 100 bin kişiyi bulması nedeniyle ikindi namazına uzadı.
Dikmen’deki Karşıyaka Mezarlığına kadar kilometrelerce uzunlukta bir kortej oluşturan yürüyüş grubu, ‘Türkiye İran olmayacak’, ‘Katil iktidar’, ‘Katiller mecliste’ gibi sloganlar attılar.
Yürüyüşe uzunca bir süre Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü ve bazı bakanlar da katıldı. Yürüyüş korteji, meclis önünden geçerken, törene katılanlar ıslık ve sloganlarla protestoda bulundular: ‘Hükümet istifa’, ‘Meclis istifa’ sloganlarının atıldığı gösteride, ‘Şeriat Sivas’ta, meclis nerede?’ diye bağırıldı. Bir grup göstericinin meclise girmek istemesi, güvenlik görevlilerine taş, bozuk para ve çiçek atmaya başlamaları üzerine, polisler geri çekildi ve Muhafız Alayı Birlikleri öne çıktı. Muhafız Alayı Güvenlik Taburu meclis girişini tutarak, kortejin geçişini bekledi.
Gösteriler sırasında, meclis nizamiyesinin camları kırıldı, İnönü ve törene katılan diğer bakanlar, meclis önünde yürüyüş kolundan ayrıldılar.
Daha sonra Karşıyaka Mezarlığında kılınan ikindi namazı sonrasında, 23 cenaze toprağa verildi.”
Olayların meydana geldiği Sivas’ta ise, yine sakin bir gün yaşandığı öğrenildi. Kentte akşam saat 20.00’den sabah 05.00’e kadar sokağa çıkma yasağı sürüyor ve halkın yasağa uyduğu gözleniyor.
Cuma günkü olaylarla ilgili olarak gözaltına alınanların sayısı ise 71’e yükseldi. Sivas olayları, Türkiye’nin diğer kentlerinde de kınandı.
Adana’da düzenlenen gösteriye polis müdahale etti, biri gazeteci olmak üzere 5 kişinin yaralandığı, yaklaşık 20 kişinin gözaltına alındığı kaydedildi.
Sivas olayları, bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin de gündeminde. Genel Kurul’da bu konuda meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeler görüşülüyor.
Bu sabah Cumhuriyet Halk Partisi ve Anavatan Partisi grup toplantılarının da ana konusunu oluşturuyordu sorun. Anavatan Partisi Genel Başkanı Mesut Yılmaz, bu koşullar altında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin tatile girmemesi gerektiğini de savundu.
Bir kez daha Ankara’dan Zülfikar Doğan’ı dinliyoruz:
“Mesut Yılmaz, Türkiye’nin hızla 70’li yılların sonuna doğru sürüklendiğini belirterek, ülkede bu olaylar sürerken ANAP’ın kendisini bu sorumluluğun dışında göremeyeceğini kaydetti. Türkiye’nin düzlüğe çıkması için ANAP’ın her türlü desteği vermeye ve üzerine düşeni yapmaya hazır olduğunu kaydeden Mesut Yılmaz, Sivas olaylarına değinirken de bu olaylarda devletin Sivas’ta olmadığının ortaya çıktığını ileri sürdü. Yılmaz şöyle konuştu:
‘Bugüne kadar, bence yapılması gerekirken yapılmamış olan bir şey var: Sivas Valisi şimdiye kadar görevden alınmalıydı. Ama şimdi çıkıp bana haklı olarak sorabilirsiniz ki, acaba Sivas Valisini görevden alması gereken İçişleri Bakanı orada kalmalı mıdır? Çünkü, acaba bütün memleketin, 60 milyonun televizyon başında kendisini izlediği bir sırada, Van’daki otelle Sivas’taki oteli birbirine karıştıran Başbakan görevinde kalmamalı.’
Mesut Yılmaz, Türkiye’nin bütünlüğünün ve ülkenin varlığının şu anda gündemin en önemli maddesi haline geldiğini belirterek, ‘Burada devlete destek olacağız, başka çare yok. Biz destek olmazsak, yarın devralacağımız devlet düzeltilemeyecek bir noktada olabilir.’ dedi.
CHP grubu ise, Genel Başkan Yardımcısı İsmail Cem başkanlığında toplandı. Cem, Sivas’taki katliamı gerçekleştirenlerin İslam’da yerlerinin olmadığını, olaylar sırasında da Sivas’taki devlet yöneticilerinin ölenlere sahip çıkmadıklarının ortaya çıktığını ileri sürdü.
Genel Kurul’da görüşülmekte olan meclis araştırması önergeleri ise, birleştirilerek ele alındı. İçişleri Bakanı Gazioğlu, olaylarla ilgili bilgi verirken, olaylarda en önemli etkenin tahrik olduğu görüşünü yineledi. Halkı sağduyulu olmaya çağıran Gazioğlu’nun konuşması, sık sık laf atmalarla kesildi.
SHP adına ise, grup başkan vekili Ercan Karakaş konuştu. Muhalefet milletvekilleri, hükümetin ve Sivas Valisinin ihmali görüşünü savunurken, zaman zaman milletvekilleri arasında tartışmalar çıktı. Araştırma önergelerinin görüşülmesi, Genel Kurul’da halen devam ediyor.”
Nawa-i-Waqt: Şeytani Kitabın Türkiye’de Sebep Olduğu Kötülük
İslamabad, 06/07 Tirajı günde 250 bin olan tarafsız Nawa-i-Waqt gazetesinin 6.7.1993 tarihli sayısında, yukarıdaki başlık altında yayımlanan haberin çevirisi şöyledir:
Türkiye’de Salman Rüşdi’nin “Şeytan Ayetleri” kitabı nedeniyle çıkan çatışma sonucu 40 kişi öldü, 150 kişi yaralandı. Bu olay, Cuma namazından sonra binlerce Müslümanın, “Şeytan Ayetleri”ni Türkçeye çeviren Türk yazarı Aziz Nesin’in kaldığı otele saldırmasıyla başladı. Solcuların iş yerlerine de saldırıldı.
Laik bir ülke olan Türkiye’de nüfusun çoğu Müslümandır. Müslüman Türklerin Salman Rüşdi hakkındaki duyguları diğer İslam ülkelerinde yaşayan Müslümanların duyguları gibidir. Bu yüzden Türkiye hükümeti, laik olsa da Müslümanların dini duygularına saygı göstermelidir. Maalesef, Müslüman evlerde yetişen bazı sözde ileri düşünceli kişiler İslam hakkında şeytan Salman Rüşdi gibi yanlış şeyler söylemektedir. Bu kişiler düşünce özgürlüğü adına Müslümanların dini duygularını zedeliyorlar. Böyle durumlarda Müslümanlar karşı tepki gösterince gerici ve kökten dinci olmakla suçlanıyorlar. Türkiye’nin bu ileri görüşe sahip yazarı da Müslümanların dini duygularını zedelediği için, yazarın kaldığı oteli yaktılar. Müslümanların karşı tepki gösterme yolu hoş değil, ancak onların duygularını zedeleyenler de dini konular ve kişiler hakkında konuşmadan önce sonucun ne olacağını düşünmelidirler. Türkiye’deki bu olay, düşünce özgürlüğü ve liberalizm adına Müslümanların duyguları ile oynamak isteyenler için bir ders olmalıdır.
7 Temmuz 1993
Almanya’nın Sesi Radyosu: Almanya’da Aleviler Sivas Olaylarını Protesto Ettiler
Ankara, 07/07 Almanya’nın Sesi Radyosu’nun 20.00-20.50 Türkçe yayınından:
Sivas olayı, bugün de Frankfurt’ta Türkiye kökenli Aleviler tarafından protesto edildi. Aleviler, Türkiye Başkonsolosluğu’na yürüyerek, bina önüne siyah bir çelenk koydular.
Frankfurt muhabirimiz Fatih Güllapoğlu bildiriyor:
“Sivas’ta 36 kişinin yaşamını kaybettiği katliamı protesto etmek amacıyla, Almanya’nın çeşitli kentlerinde Alevi Birlikleri Federasyonu’na bağlı dernekler tarafından kınama gösterileri yapıldı ve gösterinin yapıldığı kentlerdeki Türk Başkonsolosluklarının önüne birer siyah çelenk bırakıldı. Frankfurt’ta yaklaşık 200 kişinin katıldığı gösteride, “Alevilik laikliğin temelidir.”, “Türkiye İran olmayacak.”, “Faşist polis-idare işbirliğine son.”, “Pir Sultan Abdal ikinci kez darağacında.” şeklinde sloganların yer aldığı pankartlar taşındı.
Gösteri, Türk Başkonsolosluğunun önünde ölenler anısına bir dakikalık saygı duruşu ile devam etti. Daha sonra okunan bildirinin ardından, konsolosluğun önüne siyah bir çelenk bırakıldı, kalabalık sessiz bir şekilde dağıldı. Konsolosluğun önüne koyulan bildiride, Başbakan Tansu Çiller ve İçişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu, olaylar karşısındaki tutumları nedeniyle protesto edildi ve “Hukukun üstünlüğü, bu katliamda ortaya konmaz. Katiller bir an önce ortaya çıkarılmazsa, kavgamız büyük olacaktır.” denildi.
Münih’teki gösteride Başkonsolos Kemal Gürün, gösterinin yöneticilerini konsolosluğa davet etti. Yaklaşık bir saat süren görüşmeden sonra gösteri düzenleyicileri, çiçeğin üzerindeki siyah bandı çıkarıp, beyaz bir buket alarak başkonsolosa sundular.”
8 Temmuz 1993
AFP: Sivas Olayları: Vali ve Emniyet Müdürü Görevden Alındı
Ankara, 08/07 Bugün yayınlanan hükümet bildirisine göre, Sivas Valisi ve Emniyet Müdürü, 2 Temmuz’da 36 kişinin hayatına mal olan Sivas olaylarında “ihmalleri” olduğu gerekçesiyle Bakanlar Kurulu tarafından görevden alındı.
Bildiriye göre, şehrin İslamcı Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu ile yine İslamcı olan Belediye Meclis Üyesi Cafer Erçakmak da İçişleri Bakanlığı tarafından “geçici olarak” görevden alındı.
Halen polis tarafından aranmakta olan Erçakmak’ın, “yangının en önemli kışkırtıcısı” olduğu sanılıyor.
Ayrıca, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yarınki Cuma vaazında okunmak üzere hazırlanan bir metinde “inananlar, birlik ve kardeşliğe” davet edildi. Vaiz metninde, “inananların tahriklere kapılmamaları” istendi.
9 Temmuz 1993
BBC: Sivas’ta Gerginlik Sürüyor… Görevden Alınan Vali, Emniyet Müdürü ve Belediye Başkanının Açıklamaları
Ankara, 09/07 BBC’nin 07.00-07.30 Türkçe yayınından:
Sivas’ta geçen Cuma günü 36 kişinin ölümü ile sonuçlanan kundaklama eylemi ardından, Türkiye gündeminin birinci sırasına oturan terör tartışmaları devam ederken, kentteki gergin hava da sürüyor.
Olaylar ardından dün Bakanlar Kurulu kararı ile görevinden alınan Sivas Valisi, Emniyet Müdürü ve Belediye Başkanı, dün akşam birer açıklama yaparak tepkilerini dile getirdiler.
Ayrıntıları, Sivas’ta gelişmeleri izleyen Hatice Biçer’den dinliyoruz:
Dün Bakanlar Kurulu kararı ile görevden alınan Sivas Valisi Ahmet Karabilgin, Emniyet Müdürü Doğukan Öner ve Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu birer açıklama yaparak görevden alınmalarını değerlendirdiler.
Görevden alındığını televizyondan özel bir haberden aldığını öğrenen Vali Ahmet Karabilgin, “Beni göreve hükümet getirdi ve hükümet görevden alır. Görevimden 36 kişinin ölümü ile sonuçlanan bir olaydan dolayı ayrıldığım için çok üzüldüm.” dedi. Bir soru üzerine Karabilgin, “Şimdilik hangi göreve getirildiğini bilmediğini” söyledi.
Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu’da düzenlediği basın toplantısında, “İçişleri Bakanlığı tarafından kendisine basında çıkan haberler yüzünden görevden alındığının bildirildiğini” söyledi. Karamollaoğlu sözlerine, “Seçilmiş bir kişi olarak görevden alınmama bir mana veremedim. 1991 yılında yüzde 50’lik bir oyla seçildim. Yürütmeyi durdurma kararı için yargıya başvuracağım.” şeklinde devam etti. Karamollaoğlu, partililerine ve Sivaslılara seslenerek onlardan sakin olmalarını ve provokasyonlara gelmemelerini istedi.
Emniyet Müdürü Doğukan Öner ise, “doğru bir karar” alındığını belirterek, “Olay çok büyüktü ve bir baskı altındaydık. Hükümet saygı duyulacak bir karar almıştır. Bir hesabımız varsa veririz.” dedi.
Bu arada Sivas Valiliğine, eski Kayseri Valisi Metin İlyas Aksoy’un atandığı bildirildi. (EŞ/HK)
* Ezel Şahinkaya, Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Lisans Öğrencisi
(bianet.org, 2 Temmuz 2013)
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN