İPEK YEZDANİ
Uluslararası komplo hikâyelerini kim sevmez? Hele bir de işin içinde siyaset, polisiye, karmaşık bir uluslararası ilişkiler ağı ve bu ağın etrafında işlenen cinayeti çözmeye çalışan bir Türk gazeteci varsa!
Gazetelerin ve televizyonların yurtdışı temsilciliklerinden her geçen gün daha da kesintiye gittiği ve yurtdışı muhabirlerinin sayısının giderek azaldığı bir dönemde, yıllarca Brüksel’de ve Washington’da çalışmış deneyimli bir gazetecinin, Elçin Poyrazlar‘ın Washington’da yazmaya başladığı romanı Gazetecinin Ölümü, yukarıda bahsettiklerimi barındıran sürükleyici bir polisiye.
Poyrazlar temposunu yitirmeyen bir siyasi polisiye yazmış. Gazetecinin Ölümü, politika, ticaret ve medya ilişkilerini de deşifre ediyor. Öte yandan Poyrazlar’ın romanı her ne kadar kurgu da olsa Washington’da yaşamış ve çalışmış bir gazetecinin gerçek deneyimlerinden izler taşıyor.
Roman, Washington’da görev yapan Türk gazeteci Selin Uygar’ın, kimliği belirsiz birinden gelen esrarlı bir telefonla aynı şehirdeki bir başka Türk gazetecinin ölüm haberini almasıyla başlıyor. Bu cinayet onu, Amerikan devleti içinde oynanan oyunlarla tanıştırıyor. Bir görünüp bir kaybolan pardösülü ve şapkalı esrarengiz bir adam… İstihbarat örgütlerinin karıştığı siyasi uluslararası bir entrika…Ve hayatta kalmak için tek seçeneği yazmak olan gazeteci Selin Uygar.
Selin, birdenbire ucu Amerikan devleti içindeki iktidar savaşlarına dokunan akıl almaz bir siyasi komplonun içinde buluyor kendini. Bu komployu ortaya çıkarmaya çalışırken ABD’nin Ortadoğu siyasetiyle silah ticareti arasındaki kirli ilişkilere tanık oluyor. Bir tarafta gazetecilik merakı ağır basarken, diğer tarafta ölümcül sonuçlan olan siyasi bir oyunun içinden çıkmaya çalışıyor.
Selin’in bu oyundan sağ çıkması için ise mutlaka yazması gerekiyor. Öyle ki, hayatının bu en büyük röportajında karşısındaki kişiyi ne kadar konuşturursa yaşama şansı o kadar çok artıyor.
Uzun yıllar Cumhuriyet ve Huffington Post’un da aralarında bulunduğu birçok köklü medya kuruluşunda gazetecilik yapmış olan Poyrazlar’ın kitabındaki en önemli unsur ise gazeteciliği odağına alan bir polisiye olması.
Kitabı okurken sadece polisiye bir romanın heyecanıyla olacakları merak etmekle kalmıyor, aynı zamanda bir gazetecinin haberin kokusunu bir kez aldıktan sonra ondan uzak kalamayışına ve haber tutkusuyla neleri göze alabileceğine de tanık oluyorsunuz. Poyrazlar, haber kaynaklarının gizliliğinin önemi, haberin en az iki ayrı kaynaktan teyit edilmesi gibi gazetecilik etiği açısından hayati, ancak bugün maalesef birçok kişinin es geçtiği kuralların öneminin de bir kez daha altını çiziyor.
Poyrazlar’ın Washington kulislerini anlatırken yaptığı detaylı tasvirlerle ABD Kongresi, ABD Dışişleri Bakanlığı, vb. önemli kurumların koridorlarında dönen diyalogları kolaylıkla gözünüzde canlandırabiliyorsunuz. Poyrazlar, “Washington gizli veya açık herkesin aynı fırından ekmek yediği küçük bir köydü. O fırının tek ürünü ise politikaydı” ya da “Washington’daki herkes gibi tam bir siyaset adamı. Asıl çalışmayı gece yapıyor” şeklindeki tanımlamalarıyla Washington’ın siyasi atmosferine ilişkin renkli bilgiler de veriyor.
GAZETECİNİN ÖLÜMÜ
Elçin Poyrazlar
İthaki Yayınlan, 2014
176 sayfa, 14 TL.
(Radikal Kitap, 20.06.2014)
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN