Post image
Gelir dağılımında uçurum büyüyor

fft6_mf3804738

Cem Kılıç (cemkilic@milliyet.com.tr)

Günümüzde küresel refaha yönelik en büyük tehditlerden biri, eşitsizlik. Dünya ekonomisinde son yıllarda ekonomik büyüme açısından önemli bir yol kat edilirken; ne yazık ki gelir dağılımı giderek daha adaletsiz hale geldi.

Bu yüzden, ülkelerin ekonomi politikalarının büyüme ve istikrar kadar gelir dağılımı adaletine de odaklanması gerekiyor. Gelir dağılımının adaletli olması, sadece kişi başına düşen ortalama gelirin artması anlamına gelmiyor. Asıl önemli olan, toplam gelirin ülke nüfusunun küçük bir kesiminin elinde yoğunlaşması yerine tüm kesimlere adil olarak dağılması.

Gelir dağılımı eşitsizliği eğitim imkanlarına erişimden sağlık ve refahın dağılımına kadar pek çok konuda toplumu etkiliyor. OECD verileri itibariyle ülkeler arasında belirgin farklılıklar olmakla birlikte, eşitsizliğin yükseldiği görülüyor.

Gini Katsayısı Nedir?

Gelir dağılımı adaletini ölçmek için kullanılan yöntemlerden biri, Gini katsayısını hesaplamaktır. Bir ülkede yaratılan gelirin dağılımının eşit olup olmadığını ölçmek için kullanılan Gini Katsayısı, “0” ile “1” değerleri arasında değişiyor. Bir toplumda gelir adaletli olarak paylaşılmışsa, Gini katsayısı azalıyor ve ”0”a yaklaşıyor. Aksine gelir adaletsiz şekilde paylaşılmışsa, Gini katsayısı yükseliyor ve “1”e yaklaşıyor. Örneğin; toplumdaki tüm geliri sadece bir kişi almışsa, Gini katsayısı “1”e eşit oluyor.

OECD Gelir Dağılımı ve Yoksulluk İstatistikleri

Geçtiğimiz günlerde, gelir dağılımı ve yoksulluk istatistiklerine göre OECD ülkeleri için Gini katsayıları hesaplanarak, söz konusu ülkeler “Gini Endeksi”ne göre sıralandı. OECD’nin yayınlanan son gelir dağılımı ve yoksulluk istatistiklerinin yer aldığı aşağıdaki tablodan da görüldüğü üzere, gelir dağılımı adaletsizliğinin en yüksek olduğu ülkeler; Şili, Meksika, Türkiye, ABD ve İsrail. Buna karşılık, pek çok sosyo-ekonomik göstergede olduğu gibi, Danimarka, İsveç ve Norveç gibi İskandinav ülkeleri gelir dağılımı adaleti açısından da parmakla gösteriliyor. Başka bir ifadeyle, İskandinav ülkeleri Gini katsayısının sıfıra en yakın olduğu, dolayısıyla adaletsizliğin en az yaşandığı ülkeler.

Tablo 1: OECD Ülkeleri Gini Endeksi

fft16_mf4503986

 Kaynak: OECD, Income Distribution and Poverty Statistics, 2014.

Türkiye’de dağılım eşitsiz

OECD ülkeleri arasında gelir dağılımı adaletsizliğinde 3.sırada yer alan Türkiye’nin Gini katsayısı (0.411), OECD ortalamasının (0.316) üzerinde.

Bununla birlikte, Türkiye maalesef küresel ekonomik krizden ciddi şekilde etkilenmiş olan İtalya, İspanya, Yunanistan ve Portekiz gibi Avrupa ülkelerinden daha yüksek bir gelir dağılımı eşitsizliğine sahip. Diğer taraftan, Türkiye’ye ilişkin karşılaştırmalı göstergeler bununla da sınırlı değil. Türkiye’de göreli yoksulluk oranı yüzde 19.3’ken; OECD ortalaması yüzde 11.1. Ayrıca, Türkiye nüfusunun en zengin yüzde 10’luk kesiminin sahip olduğu gelir, en yoksul yüzde 10’luk kesimin elde ettiği gelirin 15 katına denk geliyor. Bu oranın OECD’de ortalama 9.8 olduğu görülüyor.

Gelir Dağılımı Adaleti için yol haritası belli

2012 yılı itibariyle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, MEB, SGK, Vakıflar Genel Müdürlüğü, YURTKUR ve belediyeler gibi kuruluşlar tarafından yapılan kamu sosyal yardım harcamalarının GSYH içindeki payı yüzde 1.40. Sosyal yardımlardan yararlanan 6.4 milyon kişi, 2.1 milyon hane var.

Kalkınma Bakanlığı’nca açıklanan 2014 yılı programında, yoksulluğun azaltılmasında ve gelir dağılımının iyileştirilmesinde düşük gelir gruplarına yönelik sosyal koruma harcamalarının önemi vurgulanmış ve aşağıdaki temel amaçlar ortaya konulmuştu:

– Yoksulluk ve sosyal dışlanma riski altında bulunan kesimlerin fırsatlara erişimlerinin kolaylaştırılması yoluyla ekonomik ve sosyal hayata katılımlarının artırılması ve yaşam kalitelerinin yükseltilmesi,

– Gelir dağılımının iyileştirilmesi,

– Yoksulluğun azaltılması.

Program hedefleri doğrultusunda, yoksulluğun bir kuşaktan diğerine aktarılmasının önüne geçilebilmesi için alt gelir gruplarına yönelik eğitim alanındaki sosyal yardımların GSYH içindeki payının artırılması, önemli sonuçlar yaratabilir. Umarım tüm dünyada eşitsizlik tablosu bir an önce değişir ve çocuklarımız zenginle yoksul arasındaki uçurumun kapandığı daha iyi bir dünyada yaşama şansına sahip olurlar.

(Milliyet, 24.06.2014)

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN