Post image
Yeter artık…

Bir yanımız Batı, bir yanımız Doğu… Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarken yüzünün her yönüyle Batı’ya dönük olmasına önem vermiş, insanının, kadının, gencinin daha insani koşullarda doğup, büyüyüp, yaşamasını amaçlamış… Tüm islam ülkelerine örnek olmuş yeni devletin kuruluşu ve Afrika’dan Asya’ya pek çok islam ülkesi için ulaşılması gereken hedef haline gelmiş…

Ama bugün… Son 20 yılda bilimdeki inanılmaz gelişmeleri yaşıyoruz bir yandan. Telefondan, bilgisayara dijital alanda her gün yeni gelişmeler yaşanıyor… Bugün yeni olan yarın eskiyor ve insanlar gelişmelere ayak uydurmaya çalışıyorlar…

diyanetten-cocuk-gelin-aciklamasiBir yandan ise 21. yüzyılın ilk çeyreğini sürerken okula gidecek, sokakta oynayacak, çocuk bedeni ergenleşip büyüyecek kızlarımızı başlık parasıyla satıyoruz, çocuk gelin yapıyoruz hala… Resmi rakamla işsizliğin yüzde 10 civarında olduğu, herkesin iş ve işçi bulma kurumlarına başvurmadığını düşündüğümüzde ise bu rakamın ikiye katlandığı ülkemizde, yoğun olarak erkek çocuklarımızı ise uyuşturucuya teslim ediyoruz… Hemen hemen her sokakta uyuşturucu çeteleri elini kolunu sallayarak geziyor, gençleri bin-2 bin lira gibi çok ucuza sattıkları haplarla uyuşturucuya alıştırıyorlar. Gazeteler her gün bonzai denilen ilacı içtiği için öldüğü belirtilen gençlerin haberleriyle dolu. Bunun sorumlusu ise elbette ki, çocuklarıyla yeterince iletişim kurmayı başaramayan aileler olduğu kadar, uyuşturucu çetelerinin üzerine gitmeyen, çocukların ve ailelerin yeterince eğitilmemesine neden olan ilgililer…

Kadınlar kızacak belki, ama doğurmak en kolay şey… Anneler-babalar eğitimli, bilinçli olsa, çocuklarını iyi eğitse, onlara sevgiyi, sevmeyi, sevilmeyi aşılasa yaşanılan pek çok olay (çocuk gelin olayları dahil), cinayet, hatta kadın cinayetleri yaşanmaz… 13’ünde-15inde doğurduğu bebeği tutan eller, kalem tutar, geleceğin hayalini kurar. Daha ilkokul çağında, bali, tiner koklamak yerine kitapları koklamayı tercih eder çocuklar…

11.5 yaşında evlendirilen, 12.5 yaşında ilk çocuğunu kucağına alan ve akabinde hamile kalıp ikinci çocuğunu ölü doğuran ve bu nedenle de üzüldüğü için intihar ettiği (12 Ocak 2014) ileri sürülen 14 yaşındaki Kader’i, Kaderleri çoktan unutmuştuk!..

25173438Arada “çocuk gelinler” Adana’da, Urfa’da, Siirt’te, Van’da vs. dövülüp, şiddet görüyorlardı ve bu olayların bazıları özetle sütunlarında de çoğu insanın dikkatini bile çekmeyecek şekilde basına yansıyordu… Ve Kader’den tam 6 ay sonra “Çocuk gelinler” envanterine Yeter’de eklendi

haberResim32143Adıyamanlı Yeter yedi kardeşin beşincisiydi. 15 yaşında, silahların havaya ateşlendiği düğünde dayısının oğluyla evlendirildi. Köyün muhtarı dahil herkes katılmıştı düğününe. Aileler mutluydu. Yeter ise damadın yanında mutsuz bir ifadeyle oturuyordu düğün fotoğraflarında… Ve yaklaşık 4 ay dayanabildi… İmam nikahıyla ve zorla evlendirildiği söyleniyordu… Gaziantep’te kayınvalidesinin evinde bir tüfekle yaşamı son buldu…

Jandarma kayıtlarına doğuda hayatını kaybeden pek çok kız ve kadın gibi “intihar” olarak geçti Yeter’in ölümü… Çocuk yaşta birinin evlendirilmesine göz yuman köyün muhtarı, Yeter’in fotoğraflara yansıyan mutsuzluğuyla ilgili, “Bizde gelinin gülmesi, oynayıp, neşeli olması yasak” dedi. Oysa Yeter, bir eliyle silahı havaya ateşleyen damadın yanında yüzü asık bir şekilde halay çekiyordu fotoğraflarda…

Bir günde beş kadın cinayeti

11 Temmuz… Yeter’in ölümünün basına yansıdığı gün… Silahla işlenen cinayetlerin tavan yaptığı gündü. Sınırlarımızı aşan Danimarka’daki Türk koca dehşetini saymazsak medyaya yansıdığı kadarıyla 14 silahlı öldürme olayı yaşandı bir günde. Aynı gün kadın cinayetleri de tavan yaptı…

Yeter’in intiharı hariç bir günde yaşanan beş kadın cinayetinde Muş, İstanbul, Hatay ve Uşak’ta olmak üzere toplam sekiz kişi öldü…

Aynı gün, karısından 2 yıl önce ayrıldığı belirtilen bir adamla, yeni polis olan bir kişi silahla intihar etti. İstanbul’da bir tersine kadın cinayeti işlendi. Esenyurt’ta Yasemin K. (25), kendisine sürekli şiddet uyguladığını belirttiği 35 yaşındaki kocasını bıçaklayarak öldürdü. Elazığ’da bir çocuk babası, 27 yaşındaki muhasebeci 45 bıçak darbesiyle hunharca öldürülürken İstanbul Pendik’te de bir evlat dehşeti yaşandı. Babasından boşandıktan sonra imam nikahıyla başkasıyla yaşayan ve bir çocuğu olan annesinin yaşadığı eve, onlarla birlikte yaşayacakmış gibi kız kardeşiyle birlikte gelen erkek çocuk, annesinin kocasını öldürdü…

Kadın cinayetleri sonraki günlerde de sürdü. Kocaeli’nde dördüncü karısını baltayla öldürüp 16 yıl hapis yatan Abdülhadi Hakan, cezaevinden çıktıktan sonra evlendiği ve üç çocuk sahibi olduğu 37 yaş küçük eşini de, kıskandığı için baltayla kesti… Antalya’da ise kadın cinayetlerinden nasibini alan Rus Svetlana oldu. 50 yaşındaki Behzat Eroğlu birlikte yaşadığı ve iki çocuk sahibi olduğu, 2 yıl önce de ayrıldığı 38 yaşındaki Svetlana Sherwaz’ı kıskandığı gerekçesiyle çocuklarının gözleri önünde öldürdü…

ORH_3467

“Cinayetlerin önüne geçin”

CHP Parti Meclisi üyesi ve İzmir Milletvekili Prof. Dr. Hülya Güven, Umut Vakfı’nın, Web sitesinde 24 Haziran 2014 günü yayımlanan “Boşanmalarda Büyük Patlama” başlıklı yorumunda yer alan istatistikleri TBMM gündemine taşıdı.

Bugüne kadar getirilen tüm öneriler, yapılan uluslararası anlaşmalar, kanunlar ve diğer düzenlemelerin Türkiye’de kadın cinayetlerini azaltmadığını belirten Güven, içinde bulunduğumuz yılda ise cinayetlerin daha da arttığını söyledi. “Resmi kayıtlara göre, 2009’da 171, 2010’da 177, 2011’de 163, İstanbul Sözleşmesinin ve 6284 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 2012’de 155 ve 2013’te 136 cinayetin işlendiğini” anımsatan İzmir Milletvekili, şunları söyledi:

“Bir vakıf tarafından açıklanan rapora göre de, 2014’ün ilk 5 ayında ise cinayete kurban verilen kadın sayısının 114 olduğu açıklanıyor. Artık gazetelerde her gün en az üç kadın cinayeti haberlerini okuyoruz. 2014’te kadın cinayetlerinin bu hızda ilerlemesi durumunda yılsonunda kadın cinayetlerinde kabul edilemez bir sayıya ulaşılması kaçınılmaz olacaktır. Bu ivmeyle devam eden kadın cinayetleri, bugüne kadar yapılan tüm düzenlemeler ve alınan önlemlerin etkisiz kaldığını ortaya çıkarmıştır.”

4 Temmuz günü ‘Türkiye’de Aile Yapısı Araştırması İleri İstatistik Analizi Araştırması’nın tanıtım toplantısında konudan sorumlu Bakan Ayşenur İslam’ın “Küresel ölçekte artan toplumsal şiddetin bir yansıması olan kadına karşı şiddeti engellemek ne bir insanın, ne bir bakanın, ne de bir bakanlığın tek başına yapabileceği bir iş değildir” açıklamasını anımsattı. Hülya Güven, “Kadın cinayetleri artıyor, bakanlık çaresiz kalıyor” yorumunu yaptı…

Artan kadın cinayetlerine ilişkin kadınlar Meclis’te basın açıklaması da yaptı. Açıklamada konuşan CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, Türkiye’de sistematik biçimde kadın cinayetlerinin işlendiğini ve hükümetin bunu sadece izlemekle yetindiğini belirtirken “Erkek şiddetine susan Ayşenur İslam tüm bu suçların ortağıdır” dedi.

İyi haftalar

Umut Vakfı

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN