Çiğdem YILMAZ
İstanbul – Aksaray’da rezidansın 7’nci katından düşerek yaşamını yitiren hemşire Saliha Tuncel’in ölümü, kadın cinayetlerini perdeleyen yüksekten düşerek ölümleri tekrar gündeme getirdi.
Son 10 ayda 18 kadının ‘yüksekten düşerek’ ölmesi dikkat çekerken, Tuncel’in ablası, “Kız kardeşim hayat dolu bir insandı, herhangi sorunu da yoktu. Kesinlikle intihar ettiğini ya da düştüğünü kabul etmiyorum. Kardeşim katledildi” dedi.
SEVGİLİSİ SERBEST
Yüksekten düşmeye bağlı şüpheli ölümler her geçen gün artıyor. En son geçen hafta Aksaray’da yaşayan 25 yaşındaki hemşire Saliha Tuncel (25), aynı hastanede çocuk sağlığı ve hastalıkları doktoru sevgilisi Halil İbrahim A.’nın (43) oturduğu binanın 7’nci katındaki daireden 3’üncü kattaki balkona düşerek hayatını kaybetti. Olayın ardından gözaltına alınan doktor Halil İbrahim A. adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, hastane müdürü Çiğdem Özkan ise tutuklandı.
Kardeşinin öldürüldüğünü öne süren Hilal Güler ise şunları aktardı: “Kız kardeşim hayat dolu bir insandı, herhangi sorunu da yoktu. Ölmeden iki gün önce babamla konuştuğunda oy kullanmaya geleceğini söylemişti. İntiharı düşünen biri neden böyle söylesin. Kardeşimin, kesinlikle intihar ettiğini ya da düştüğünü kabul etmiyorum. Kardeşim katledildi. Kardeşimin ölümünden, Halil İbrahim A., yine aynı hastanede çalışan Türkcan Coşkun ve Çiğdem Özkan sorumlu.”
18 ŞÜPHELİ ÖLÜM
Ankara’da 2018 yılında bir plazanın 20’nci katından düşerek hayatını kaybeden Şule Çet’in ölümü aylarca “İntihar mı cinayet mi?” diye tartışılmış ve Çet’in intihar ettiği öne sürülmüştü. Daha sonra ise genç kadının intihar etmediği, öldürüldüğü ortaya çıkmıştı. Türkiye’de son yıllarda buna benzer şüpheli ölümleri araştırdığımızda son 10 ayda en az 18 kadının balkon ya da camdan düşerek hayatını kaybettiği ortaya çıkıyor.
REZİDANSTA DÜŞÜP ÖLEN SALİHA HEMŞİRENİN ANNESİ: KIZIM YAŞAM DOLUYDU
Ada doktor sevgilisi Halil İbrahim A.’nın (43) oturduğu rezidansın balkonundan düşerek hayatı kaybeden hemşire Saliha Tuncel’in (25) annesi Hacer Tuncel, ”Benim kızım yaşam doluydu. Adalet yerini bulsun diye kızlarımla beraber, bugün tekrar dilekçe vermeye geldik. Ben acımı yaşamadan katilin peşinde koşmaya başladım” dedi.
Kızının cinayete kurban gittiğini öne süren Hacer Tuncel, şunları söyledi:
”Çocuğumun daha yasını dahi tutamadım. Kızımın katillerinin bulunmasını istiyorum. Bu katiller içeri atılsın ve çıkmasın. Cumhurbaşkanımız ve Adalet Bakanımıza sesleniyorum; kızımın katillerini bulun. Ben acımı yaşamadan adalet için Aksaray’a geldik. Dayanacak gücüm kalmadı. Benim kızım böyle bir insan değildi. Kızımın bizlerle hiçbir sorunu yoktu. Yaşamayı, beni gezdirmeyi çok severdi. Olaydan bir gün önce telefonla konuşmuştum. ‘Anne seni Nevşehir’e götürüp gezdireceğim’ demişti. 1 ay önce yeni araba almıştı ve 14 Mayıs’ta yapılan seçimlere geldiğinde beni gezdirmişti. Dünkü seçimde yine gelip beni gezdireceğini söylüyordu.”
Kızının acısı nedeniyle dayanacak gücünün kalmadığını ve kızına kumpas kurulduğunu öne süren Hacer Tuncel, ”Herkes cezasını çekecek. Kızıma kumpas kurdular. Hepsi aynı evdeler. Çocuğum neden yalnız kaldı? Neden yalnız bırakıyorlar? ” ifadelerini kullandı.
‘EŞİM HASTA EVDE YATIYOR’
Hacer Tuncel, tutuklanan Çiğdem Özkan dışında doktor Halil İbrahim A. ve Çiğdem Özkan sevgilisi olduğu belirtilen hastane başhekimi T.C.’nin de tutuklanması gerektiğini söyledi. Kızının kendine ait evinde yaşadığını belirten Hacer Tuncel, ”Bunların, hepsi beraberlermiş. Kızımın evine giderek dövmüşler. Telefonunu ve anahtarını elinden almışlar. Kızıma bir kumpas kurulmuş. Hangisini anlatayım. Benim ciğerim yanıyor. Bunların yargılanmasını yürekten istiyorum. Yetkililer sesimi duysun. Tüm yetkililer, bir annenin yüreğinin nasıl yandığını duysunlar. Benim içim yanıyor. Bu katiller tekrar yakalansın ve en ağır cezayı alsın. Benim kızım yaşam doluydu. Adalet yerini bulsun diye kızlarımla beraber, bugün tekrar dilekçe vermeye geldik. Ben acımı yaşamadan katilin peşinde koşmaya başladım. Bana yardım edin. Eşim hasta evde yatıyor. Biz evimizde çok büyük acılar yaşıyoruz. Çok güzel bir hayatımız vardı. Bunu bize neden yaşattılar? Benim kızım, bir melekti. Daha bir kuşu dahi incitmiş birisi değil. Hiç bir sıkıntısı yoktu” diye konuştu.
(Milliyet, 31.05.2023)
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN