Ağrı’da kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeni bulunan 4 yaşındaki Leyla Aydemir‘in ölümüne ilişkin yeniden yargılanan ve beraat eden 7 sanık hakkındaki hükmün gerekçeli kararı hazırlandı.
Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesi, daha önceki kararının Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1, Ceza Dairesince bozulmasının ardından yeniden yargıladığı 7 sanık hakkında verdiği beraat hükmünün 73 sayfalık gerekçesini tamamladı. Gerekçeli kararda cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalaası, sanık savunmaları, tanıkların, avukatların ve katılanların beyanlarına yer verildi. Değerlendirme ve gerekçe kısmında otopsi raporlarındaki mevcut verilerle Leyla’nın ölüm sebebi ve mekanizmasının bilinemediği, aç ve susuz kalarak öldüğünün tıbbi delillerinin bulunmadığı, böceklerin cesede ilgisinin az olmasının nedeninin bir süre soğuk ortamda tutulması veya sonrasında suya atılması sonucu olduğu kanaatinin oluştuğu ve kesin olmamakla birlikte bulunduğu tarihten önceki 3 gün ile kaybolduğu tarih arasında ölümün meydana gelmiş olabileceği bildirildi.
Tüm bilgi, belge, beyan ve raporlar doğrultusunda mahkemenin olayın gelişimine yönelik kabul kısmında baba Nihat ile kardeşi Y.A. arasında aileye ait traktör, birden çok altın ve miras dolayısıyla büyük tartışma ve anlaşmazlık yaşandığı belirtilen kararda, şunlar kaydedildi:
“Olayın aydınlanacağı telaşı ile suçun Y.A. tarafından işlendiğinin aile ve köy büyüklerince anlaşılması ile adli yargılamadan kurtulmak amacıyla ve olayın aile içerisinde kapanması hedeflenerek köyün önde gelenlerince ve Y.A. tarafından olayın aydınlatılmaması ve tüm köylünün bildiklerini anlatmayarak tek bir ifade çevresinde beyan vermeleri hedeflenmiş ve bu konuda tanıkların tamamına baskı yapılarak kovuşturma aşamasında beyanlarını değiştirmelerine sebebiyet verilmiştir.”
Kararda anne Şükran Aydemir‘in soruşturma aşamasında alınan beyanında eşinin kendisinden önce evlilik geçirdiğini ve kayınvalidesi yüzünden bu evliliğin bittiğini ifade ettiği bilgisi yer aldı.
“Bu işi aile içinden birinin yaptığını düşünüyorum”
Annenin beyanlarıyla ilgili şu ifadelere yer verildi:
“2011’de kayınvalidem ile tartıştım ve önemli günler haricinde köye gidip gelmeyi kestim. Kayınpederim MA. iki yıl boyunca bizde kaldı. Elimden geleni yaptığım halde eşimin ailesi beni kabul etmedi. Kızımı kaçıranların dışarıdan biri olmadığını, cinsel istismara uğramadan dereye cansız bedeninin atılmış olmasından da bu işi aile içinden birinin yaptığını düşünüyorum. Eşimin ailesi kendi içinde mal davasından kavga etti. Bundan eşimle beni suçladılar.
Kayınvalidem, sürekli olarak kayınpederim ile birlikte olduğuma yönelik iftira attı. Kızımın derede bulunduğu gün Y.A. olay yerine geldi, çok ağladı ve aşırı tepki verdi. Kızımın kaçırılmasından sonra Y.A. ve eşi FA. her gün banyo yapıp geldi ve bu durumları nedeniyle onlardan şüphelendim. Bunu kızımın kokusunun üstlerine sinmesini önlemek için yaptıklarını düşünüyorum.”
“Yiğit” kod adlı gizli tanığın beyanlarıyla ilgili de “Kızı kaçıranların B.D. ile Y.A. olduğunu, sonrasında olayın büyümesi üzerine çocuğu bırakamadıklarını ve ellerinde kaldığını aile içerisindeki konuşmalardan duydum çünkü aile içinde rahat konuşuyorlar ancak mahkemeye gelince kimse bir şey anlatmıyor. Şükranın da her şeyi bildiğini ancak eşi Nihat ve diğer aile üyelerinden korktuğu için sustuğunu düşünüyorum” ifadeleri yer aldı. Kararda Leyla Aydemir’in amcası Y.A. ile YA, B.D, H.D, MA, M.A.A. ve AA. hakkında üzerlerine atılı suçlan işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden ve sanıkların üzerlerine atılı suçu işledikleri sabit olmadığından “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” ve “kasten öldürme” suçlarından beraatlerine hükmedildiği bildirildi.
(Yeni Akit, 15.11.2021)
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN