ERZURUM (AA) – Atatürk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fahrettin Korkmaz, Türkiye’de en çok kazaların inşaat, en çok ölümlerin ise maden kazalarında olduğunu belirterek Soma’daki maden faciasına ilişkin adaletli ve adil bir şekilde bu işi sonuca bağlamayı amaçladıklarını söyledi.
Korkmaz, “iş sağlığı ve güvenliği” üzerine uzun yıllardır bilimsel çalışmalar yaptığını, bu alanda çok sayıda yayın çıkardığını ifade ederek Türkiye’de iş sağlığı ve güvenliği konusunda bir altyapının olması gerektiğini vurguladı.
İş sağlığı ve güvenliği kanunu anlamında Türkiye’nin kamil bir noktaya geldiğini anlatan Korkmaz, 6331 Sayılı Kanunu’nun ayrıntılı bir şekilde düzenlediğini ve bütün işlerin ayrı ayrı tasnif edildiğini dile getirdi.
“Türkiye olarak özellikle son zamanlarda bir iyileşmeye gidiyorduk. Hakikaten seviniyorduk ama yine sevincimiz yarım kaldı. Çok sayıda işçimizin öldüğünü duyuyoruz” diyen Korkmaz, iş güvenliğinin iş yerinin güvenliğiyle başladığını, denetim hususunun da en az eğitim kadar önem arz ettiğini kaydetti.
Korkmaz, iş sağlığı ve güvenliği hukukunda 4 çeşit denetimden söz ettiklerine vurgu yaparak şöyle devam etti:
“Bunlardan biri öz denetimdir. Yani çalışan şahsın, kendi kendini denetlemesi gerekiyor. Tehlikeli durumları gördüğünüz zaman tedbirinizi almanız lazım. Tehlikenin üzerine koşarak gitmemeniz gerekiyor. Kurallara uyulmadığında başarılı sonuçları elde edemiyorsunuz. Çevrenin denetimi de önemli. Son yıllarda çok ihmal ettik ama hatalı bir davranışı gördüğünüz zaman münasip bir dille anlatmanız gerekiyor. Üçüncü denetimde ise iş yerlerinin kendi içlerinde bir denetim mekanizması oluşturuyor. Buradaki görevliler, iç denetimi yaparak, raporlar tutuyor. Dördüncü denetim ise devletin denetimi. Devlet zaman zaman iş müfettişlerini gönderir, iş yerlerini denetler. Açıkçası bir ara ihmal edilmişti, kaza olduktan sonra denetim yapılıyordu. Son zamanlarda artık kaza olmadan da denetimin yapıldığını görüyoruz. Denetimin hakkıyla yapılması çok önemli.”
“İş kazalarının yüzde 98’si önlenebilir cinstendir”
Korkmaz, “iş kazalarında şöyle bir değerlendirme yapılıyor. Milli gelirin gelişmiş ülkelerde yüzde 2’si bu tür kazalara gidiyor. Gelişmemiş, geri kalmış ülkelerde yüzde 10’ların üzerinde, yüzde 15 falan. Türkiye, 4,5’larda. Biz iyiye doğru gidiyoruz ama bu kaza benim de düşüncelerimi alt üst etti” diye konuştu.
“İş kazalarının yüzde 98’si önlenebilir cinstendir. Yani aldığımız tedbirlerle kazaların 98’ini atlatabiliriz. Yüzde 2’si ona bir şey yapamıyoruz. Hiç bilmiyoruz belki buradaki hadise de böyledir” diyen Korkmaz, iş güvenliği konusunda, işi uygulayan kurum ve kuruluşlarla işletmelerle iş yerleriyle üniversiteler arasında işbirliğinin sağlanması, mutlaka bir bağ kurulması gerektiğini belirtti.
Korkmaz, Türkiye’de en çok iş kazasının, inşaat sektöründe olduğuna dikkat çekerek “Kazalarda ölüm oranı olarak madenlerde en fazla. Maden kazalarında sağ olarak kurtulan kişi sayısı çok az oluyor. Yani maden kazaları kesin sonuç veriyor ama inşaat sektöründen genelde yaralamalı ya da sakat kalan işçiler oluyor. Tabii ölümlü kazalar da meydana geliyor. Özellikle inşaat sektöründe çok tedbir almıyoruz” dedi.
Türkiye’de vizesiz, pasaportsuz çalışan yabancı işçilerin de büyük sorun olduğunu dile getiren Korkmaz, Soma’daki kazanın hukuki boyutunu şöyle sıraladı:
“İyi bir inceleme yapılması gerekiyor orada. Hatta hukukçuların da bulunması lazım. Kazanın meydana geldiği yerde sağlıklı bir tespit yapacaksın, kazanın sebeplerini ortaya çıkaracaksın. Bir daha olmaması için neler yapılması lazım, onları da tespit etmemiz yazım. Bu olay hem adli bir vaka hem idari bir vaka olarak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığfnın denetimi olarak, müfettişlerin incelemesi olarak, SSK’nın müfettişlerinin incelemesi var. iş müfettişlerinin incelemesi var. Ayrıca adli bakımdan da ceza hukuku bakımından da cumhuriyet savcılarının emniyetin bir incelemesi var. Bunların hepsi bir sonuca götürecektir. Kusur var mıdır, varsa ne kadardır? Neden dolayı bu hadise meydana gelmiştir, olmaması için ne yapılması gerekiyor? İşverinin eğer kusuru varsa hem cezai hem hukuki sorumluluğu var, idari sorumluluğu var, disiplin sorumluluğu var.”
Korkmaz, amaçlarının adaletli ve adil bir şekilde bu işi sonuca bağlamak olduğunu söyleyerek “Merhamete göre falan filan değil, adalet neyi emrediyorsa kanun neyi emrediyorsa o şekilde bir inceleme yapıp, sorumluları cezalandırmak gerekiyor” diye konuştu.
(SONSÖZ, 17.05.2014)
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN