Yoksa “devlet”i oluşturan birimlerin eksikliği mi?
Unuttuğunuzu sanmıyoruz…
Çünkü daha çok yeni yaşandı Trabzon’daki vahşet…
Bir baba nasıl çocuklarına kıyar? İnsanın aklı almıyor, ama…
Trabzon Of Uluağaç’da imam olduğu söylenen 36 yaşındaki adam, eşi “barışma” teklifini reddedince öz be öz kızları Elif (4), Hiranur (7) ve Yaren’i (11) içi cız bile etmeden, sırasıyla başlarına tek tek ateş ederek öldürdü…
Cami imamıydı Emre Göktaş… 12 yıllık eşi Sibel Göktaş, sürekli yaşanan geçimsizlik ve şiddet sonucu çocuklarını da alıp evi terk etmiş, baba evine sığınmış. Çift boşanma aşamasında ve en son eşini darp ettiği gerekçesiyle mahkeme, Emre Göktaş hakkında 1 aylık uzaklaştırma kararı vermiş…
Olaydan sonra ortaya çıktı ki; Emre Göktaş sadece eşine şiddet uygulamamış… Daha önceki görev yeri Rize… Rize’nin Fener Camisi’nde müezzin olarak görev yapan Göktaş, sürekli cami imamı ve cemaatle tartıştığı, kavga ettiği, sorunlar yaşadığı için art arda hakkında Rize İl Müftülüğü’ne şikayetler yapılmış. Müftülüğe çağrılarak uyarılmış. Disiplinsiz davranışları devam edince de, 2 ay önce görev yeri değiştirilerek Trabzon’un Of İlçe Müftülüğü emrine verilmiş…
Sonuç mu?
Emre Göktaş, uzaklaştırma kararı sona erer ermez, gidip çocuklarını almış… Belli ki önceden düşünmüş, karar vermiş… Onları Trabzon Of Uluağaç Mahallesi’ndeki evlerinin 1 kilometre uzağındaki ıssız dereyatağına götürmüş…
Anne-babaları sürekli kavga eden masum üç küçük çocuk o an ne düşünmüştür acaba? Babaları kendilerini alıp, buraya getirdiği için mutlu muydular, yoksa babaları annelerine davrandığı gibi mi her zaman onlara da davranıyordu ve bunun için de tedirginler miydi acaba?
Bunları bilmemiz mümkün değil, ama eşiyle boşanma sürecine gelen pek çok cahil adamda gördüğümüz bir süreç var, o da; ayrılmak isteyen ve de şiddet uyguladıkları eşe “daha da büyük acı yaşatmak”… Çocuğunu alıp kaçmak gibi vs…
Ki Emre Göktaş, buradan eşi Sibel Göktaş’ı arayarak evine dönmesini istiyor, “Gelmezsen çocukları öldürürüm” tehdidinde bulunuyor… Oysa bugün; çocukları götürüp eşine geri teslim edeceği gün…
Eşi gelmeyince de; teker teker başlarından tabancayla vurarak öldürüyor kızlarını… Sonra da 112’yi arayarak çocuklarını öldürdüğü ihbarında bulunuyor…
Bu acıya yürek dayanır mı?
Dayanmaz…
Bu bir katliam… Ve şaşkınlıkla izledik; medyanın büyük bir bölümü bu katliamı “CİNNET” başlığıyla verdi… “Cinnet getiren baba 3 kızını katletti” gibi…
Ne dersiniz “cinnet” mi, yoksa şiddet uyguladığı için boşanmak isteyen eşten alınmak istenen “intikam” mı?
Sorgusunda; “Çocuklarım benden çok soğumuştu. (Neden acaba? Onlara da mı kötü davranıyordu?) Kendimi kaybettim. Hiçbir şey hatırlamıyorum” demiş Emre Göktaş… Ama kendisi cinayet öncesi noterde mal varlığını kardeşi üzerine geçirmeyi ihmal etmemiş, yani bunu düşünmüş!…
Korkunç…
Maalesef ülkemizde kadın katliamlarının büyük çoğunluğu aslında boşanma katliamları… Çünkü şiddet uygulayan erkeklerin çoğu eşinin evi terketmesini ya da boşanmak istemesini hazmedemiyor… Bu tür adamların çoğunun çocuk sevgisi de yok, çocuğunu düşündüğü filan da yok…
Çocuğunu düşünse, eşiyle boşanacak olsa da üç kızına kıyabilir mi insan?
Bakın aynı tarihte Şanlıurfa’da evde tartıştığı yedi çocuğunun annesi, 40 yaşındaki Hediye Tokay’ın ellerini bağlayan 46 yaşındaki Ahmet Tokay sonra da başını su dolu plastik leğene sokup boğdu…
Bunun adı CİNNET olabilir mi?
Yedi çocuğunu düşünse annelerini öldürür müydü?
Maalesef erkek şiddeti kadınları katlediyor… Hatta gördüğünüz gibi; ayrılmak isteyen eşten intikam almak için çocuklarına bile acımasızca kıyıyor erkekler…
Ya kadını, çocuğu koruması gereken devletin ilgili birimleri?
Onlar nerede?
Hadi sizin tabirinizle söyleyelim:
“Onlar; son yıllarda artan ‘boşanma cinnetleri’ni önlemek için ne yapıyorlar, yapacaklar?”
İyi haftalar
Umut Vakfı
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN