Pandemi süreci çocuk ve yetişkinlerde meydana gelen psikolojik sıkıntıları anlatan Uzman Psikolog Çağla Ece, “Pandemi sürecinde hem intihar hem de boşanmalarda üst seviyelerde artış var” dedi.
Uzman Psikolog Çağla Ece, pandemi sürecinde insanların psikolojik olarak etkilendiğini söyledi. Pandemi sürecinde yaşana olumsuz sıkıntılar, işsizlik korkusu ve gelecek kaygısı insanlarda depresif duygu durumu, öfke kontrolü problemi, kaygı ve panik bozukluğu sebep olduğunu belirtti.
Ece, “Pandemi sürecinde insanların yaşadığı ekonomik sıkıntılar, bunun dışında işsizlik, işsiz kalma korkusu, gelecek kaygısı gibi sorunlarla karşı karşıya kaldılar. Bu da bireylerde genel olarak bir depresif duygu durumu, öfke kontrolü problem, kaygı ve panik bozukluğu sebep oldu. Aynı zamanda bu evde kalma süreci boyunca da evlilik ile ilgili sorunlar ortaya çıkmaya başladı ve boşanmalar arttı. Aynı zamanda kadına şiddet çok arttı. Bu sadece Türkiye’de değil hatta tüm dünyada aile içi şiddet, kadına şiddet fazlasıyla arttı diyebilirim” dedi.
“Çocuklarda, davranış ve becerilerde bir gerileme söz konusu”
Korona virüs salgını nedeniyle evde kalan çocuklarda davranış problemleri ortaya çıkmaya başladığını ifade eden psikolog Çağla Ece, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çocukların pandemi sürecinde virüsün toplumdaki yayılma hızını azaltmak amacıyla okulları kapandı. Bunun dışında parklar ve oyun alanları kapandı. Çocukların arkadaşlarıyla iletişiminde bir sınırlama söz konusu oldu. Bazı davranış problemleri ortaya çıkmaya başladı. Pandemi sürecinde en çok görülen psikolojik rahatsızlıklara baktığımız zaman çocuklarda, davranış ve becerilerde bir gerileme söz konusu oldu. Bunun dışında saldırganlık çok oldu. Anne babaya yapışma fazlasıyla gördüğümüz şeylerden biri. Dikkat sorunu aynı zamanda konuşma bozuklukları gibi sorunlar ortaya çıktı. Birde şuna değinmek istiyorum; özellik en çok artan şeylerden biri ekran kullanımı çok fazla arttı. Ekran kullanımı da bazı davranışsal problemlere sebep oluyor. Özellikle saldırganlık konusunda çok büyük bir problem ortaya çıkıyor. Bu yüzden bunu belli oranda sınırlandırmak gerekiyor. Ailelerin bu duruma mutlaka bu duruma dikkat etmeleri gerekiyor. Hem de çok fazla habere maruz kalmaları çocuklarda kaygı seviyesinin artmasına sebep oluyor. Kaygı seviyesini azaltmak amacıyla ekran kullanım süresine dikkat edelim.
“Gelecek kaygısı intihara sürüklüyor”
Korona virüs sürecinde yaşanan ekonomik sıkıntılar insanlarda gelecek kaygısı taşıdığını bu da insanları intihara sürüklediğini belirten psikolog Ece, “Pandemi sürecine baktığımda tabii ki de ekonomik sıkıntılar, insanların bir gelecek kaygısı söz konusu olduğundan intihar düşünceleri başladı maalesef. Daha doğrusu çok arttı. Bu yüzden herhangi bir bu tarz düşünceleri varsa insanların zaman kaybetmeden bir uzmandan destek almalarını öneriyorum” diye konuştu.
“Boşanmalar yüzde 300 arttı”
Boşanmaların geçen yıla oranla yüzde 300 arttığını ifade eden Ece, şunları söyledi:
“Pandemi sürecindeki boşanmalara baktığımızda özellikle geçen yıla göre bir karşılaştırma yaptığımda yaklaşık hemen hemen yüzde 300 arttı diyebilirim. Sürekli evde kalmak durumunda kaldık yani aslına bakarsanız evlilik ile ilgili bazı ötelenen sorunları konuşmak durumunda kalıyoruz. Evet tabii ki de konuşacağız bu sorunları ancak bazıları çözülemeyen sorunlar ya da şiddetlenen sorunlar olabiliyor. Ya da aile içi şiddete maruz kalabiliyoruz bu sorunlar yüzünden ama en önemli etkisine baktığımda ekonomik sorunlar, işsizlik, işsiz kalma korkusu da maalesef boşanmalara sebep oluyor. Biz çift terapisi uyguluyoruz kurumumuzda. Çift terapisi ekolümüze baktığımda, uzun yıllar mutlu çiftler ile yapılan araştırmalara göre düzenlenmiş bir çift teorisi ekolünü uyguluyoruz. Burada da boşanma sürecinden dönen danışanlarımız da mutlaka oluyor.”
“Gençlerde gelecek kaygısı arttı”
Pandemi süreci ile birlikte gençlerde gelecek kaygısı artışı meydana geldiğini söyleyen Ece, “Biz gençlerle de özellikle bilişsel davranışçı terapi ekolünü uyguluyoruz. Bilişsel davranışçı ekolü, duygu, düşünce ve davranış odaklı çalışır. Pandemi sürecinde de özellikle gelecek kaygısına yönelik artışlar oldu gençlerde. Eğer bu tarz kaygıları varsa ve bu kaygıyı yoğun olarak yaşıyorlarsa hiç zaman kaybetmeden bir uzmandan destek almalılar” şeklide konuştu.
“Hala deli doktor algısı var”
İnsanların psikoloğa dair yanlış bilgi ve inanış içinde olduğunu belirten psikolog Ece, bu konuda da şunları söyledi:
“Belki de orada kaçmalarının sebebi bir etiketlenme korkusu olabilir. Bunun dışında mahremiyet kaygısı olabilir. Özellikle çiftler bunu çok yaşıyorlar mahremiyet kaygısını. Bunun dışında psikoloğa dair yanlış bilgiler ve inanışlar var. Bunları değiştirmek gerekiyor. Mesela toplumumuzda hala var olan bir deli doktoru algısı var. Bunu değiştirmek bunu yıkmak gerekiyor. Özellikle aileler bu konuda artık daha bilinçli. Çocuklarında herhangi bir problem gördükleri zaman vakit kaybetmeden çocuklarını getiriyorlar. Ancak yetişkinlerde bu oran daha düşük diyebilirim.” İHA
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN