Göç Kimlik ve Hak Çalışmaları Merkezi Direktör Mine Yücel, toplum içerisinde sıkça ırkçılığa maruz kaldığını söyleyen öğrencilerin yanında özellikle Afrika kökenli kadın öğrencilerin ciddi oranlarda taciz ve tecavüz yaşadıklarının belgelendiğini kaydetti.
Yücel yaptığı yazılı açıklamada, ülkede, birçok sektörde insan ticaretinin, yani diğer bir deyişle modern köleliğin, yaşandığı bir yer olduğunu belirtti. Birçok sektörde insanların pasaportlarına el konularak, zorla çalıştırıldığını dile getiren Yücel, insan sömürüsünün çok yaygın olduğu ülkemizde en son mevsimlik işçilerin dramının gözler önüne serildiğini kaydetti. Yücel, Amerika’da yaşanmaya devam eden ırkçılık ve ayrımcılığı kınayıp, ülkeye gerek öğrenci, gerekse yabancı işçi olarak getirilip, çalıştırılan insanların durumunun da bir insanlık ayıbı olduğuna işaret etti.
Üniversite öğrencileri bir anda kendilerini sömüren ve yerli elemanlara kıyasla daha uzun ve daha ucuza çalıştıran bir sistemin içerisinde buluverdiğini dile getiren Yücel, toplum içerisinde sıkça ırkçılığa maruz kaldığını söyleyen öğrencilerin yanında özellikle Afrika kökenli kadın öğrencilerin ciddi oranlarda taciz ve tecavüz yaşadıklarının belgelendiğini kaydetti. Üç sene önce konuştukları tüm Afrika kökenli kadın öğrencilerin yolda yürürken taciz edildiğini belirtmiş olmasının ise aynca önemli bir sorun olduğunu dile getiren Yücel, “Otostop yapmak zorunda kalan büyük bir çoğunluk tacize uğramakta ve konuştuğumuz kaynaklara göre Afrika kökenli kadın öğrencilerin 4’te ikisi veya 6’da ikisi gibi bir oran ise tecavüze maruz kalmaktadır” açıklamasında bulundu.
Yücel, üç sene önce üniversitedeki yabancı öğrencilerle ilgili gerçekleştirdiği çalışmada yabancı öğrencilerin maruz kaldığı sorunları detaylı bir şekilde dile getirdiklerine işaret etti.
Mine Yücel, “Yabancı öğrencilerin durumuna detaylı bir şekilde baktığımız zaman, ülkeye farklı ülkelerden aracılar tarafından büyük yalanlarla getirilen ve beklediklerinden çok farklı bir ortam bulan, burada sömürülmeye, tecavüz ve şiddete, cinayetlere açık halde ortada bırakılan çok geniş bir de yabancı öğrenci grubu bulunmaktadır. Farklı ülkelerden gelen yabancı öğrencilerin farklı geliş sebepleri, kültürleri ve tecrübeleri bulunmaktadır. Buraya geldikten sonra yaşamış oldukları sorunların birçoğu ise ortak sorunlardır” ifadelerini kullandı.
Yücel, üniversitelerin bazıları farklı kültürlerden gelen insanların kendilerini rahat hissedebileceği yerler olarak tasarlanmış olmasına rağmen ülkenin böyle bir planlama yapılmadan, muhtemelen bu sektörden gelebilecek rant göz önünde bulundurularak, plansız bir şekilde hızla bu sektöre yöneldiğini ileri sürdü. Yücel, öğrencilerin sadece parasını alıp, onları kendi haline bırakma mantığının bugün ülkede bir ‘yabancı öğrenci sorunu’ olmasına neden olduğunu kaydetti.
Mine Yücel, kültürel olarak farklı kültürlere hazır olmayan ve yabancı öğrencilere nasıl davranılması gerektiğini bilemeyecek kadar kapalı olan toplumun bir anda çok ciddi rakamlarda öğrenciyle karşı karşıya kalmasıyla bu durumun öğrencilere ırkçılık olarak yansıdığını belirtti.
Yabancı öğrencilerin dil sorunu olduğuna da değinin Yücel, ulaşım ve toplu taşımacılık eksikliğinin de yine birçok sorunu beraberinde getirdiğinden dolayı en temel sorunlardan bir tanesi olduğunu kaydetti.
AFRİKA KÖKENLİ ÖĞRENCİLER TACİZ VE TACAVÜZ YAŞAMAKTA
Üniversite öğrencileri bir anda kendilerini sömüren ve yerli elemanlara kıyasla daha uzun ve daha ucuza çalıştıran bir sistemin içerisinde buluverdiğini dile getiren Yücel, toplum içerisinde sıkça ırkçılığa maruz kaldığını söyleyen öğrencilerin yanında özellikle Afrika kökenli kadın öğrencilerin ciddi oranlarda taciz ve tecavüz yaşadıklarının belgelendiğini kaydetti.
Üç sene önce konuştukları tüm Afrika kökenli kadın öğrencilerin yolda yürürken taciz edildiğini belirtmiş olmasının ise ayrıca önemli bir sorun olduğunu dile getiren Yücel, sözlerine söyle devam etti:
“Otostop yapmak zorunda kalan büyük bir çoğunluk tacize uğramakta, ve konuştuğumuz kaynaklara göre Afrika kökenli kadın öğrencilerin 4’te ikisi veya 6’da ikisi gibi bir oran ise tecavüze maruz kalmaktadır.
Tecavüz vakalarının kimisinde tecavüz edenin yerel halk ve özellikle olgun yaşlı erkekler olduğu, kimisinde yine Afrika kökenli erkek öğrenciler olduğu, bir kısmının ise öğrenci vizesi altında ülkeye gelen fakat okula parasını yatırdıktan sonra gayriyasal işlerle meşgul olan bir kesim olduğu söylenmektedir. Yine kadın öğrenciler arasında çalışmak zorunda olup da fuhuşa yönelenler veya 300/400 Euro ücrete yumurtalarını satmak zorunda kalanlar da bulunmaktadır. 17/18 yaşlarında yeni bir ülkeye gelen, herhangi bir oryantasyon veya ‘kültürel tanıştırma’ programı olmaksızın toplum içerisinde başıboş bırakılan ve sadece sömürülecek para kaynaklan olarak görülen bu öğrenciler kendi toplumumuz içerisinde yaşayan ve taciz ve tecavüz görmesine karşın şikayette bulunmaktan çekinen kadınlardan daha da beter bir durumla karşı karşıyadırlar. Çünkü onların gidebilecek, danışabilecek, kendilerine kol kanat gelebilecek aileleri veya bir arkadaş veya sosyal ağları da bulunmamaktadır. Böyle bir noktada yalnız ve mağdur bireyler olarak her türlü sömürüye açık haldedirler. Tecavüz, gayriyasal kürtajlar vs çok yaygındır. Buna ek olarak birçok genç uyuşturucu batağının içine düşmektedir. Hem kullanıcı ve bağımlı olarak hem de sonrasında son noktadaki küçük satıcı olarak…Hemen her gün ‘dairesinde ölü bulunan’ öğrenci haberleri duymaktayız. Bunular iyice araştırılmalı ve öğrencilerin yaşamakta olduğu sorunlar ortaya çıkarılmalıdır. Bu öğrencilerden yararlanan… Kiralık araçlardan, evlerden, yurtlardan… Gayriyasal kürtajlardan… Yumurta vs satışından… Ucuz iş gücünden, tecavüz de dahil cinsel hizmetten faydalanan… hastalıklı bir topluma dönüşmüş durumdayız. .. Sokakta taciz ve tecavüze uğramadan yürümekten korkan genç/cocuklar var bu ülkede… Eğitim adası olarak öğünmekten önce ülkemizdeki ırkçılığa ve bu öğrencilerin yaşadığı sorunlara bir çare bulmamız gerekmektedir.”
(Haberatör, 10.02.2020)
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN