Senem AYDIN
‘Cep Herkülü: Naim Süleymanoğlu’ filminde şampiyon haltercinin antrenörü Enver Türkileri’yi canlandıran Gürkan Uygun, “Tanıklık ettiğin tarihin içerisinde oynamak, o fırsatı elde etmek paha biçilemez” dedi.
Vizyondaki ‘Cep Herkülü: Naim Süleymanoğlu’ filmi, Türkiye’nin efsanevi sporcularından Naim Süleymanoğlu’nun hayatını anlatıyor. Projede Naim’i Hayat Van Eck, antrenörü Enver Türkileri’yi ise Gürkan Uygun canlandırıyor. Uygun’la ‘Naim’ filmi vesilesiyle buluştuk, yapımı ve sektörden neden yorulduğunu konuştuk.
-‘Cep Herkülü: Naim Süleymanoğlu’ dünyanın en iyi haltercilerinden birinin hayatını anlatıyor. Teklif geldiğinde neler hissettiniz? O dönemleri hatırlıyor musunuz?
Naim’in Bulgaristan’dan Türkiye’ye geliş süreci 1986, ben de o zamanlar 12 yaşında falanım… O zaman tabii ki şimdiki gibi değil, haberlerden görebildiğiniz kadarını öğreniyorsunuz. Ergenlik sürecinde, bazı şeylerin farkına vardığımız yaşta, bir tarihe tanık etmiş olduk. Aradan geçen 30 yılın sonunda tanıklık ettiğin tarihin içerisinde oynamak, o fırsatı elde etmek paha biçilemez.
– Nasıl bir film ortaya çıktı sizce?
Sahneler ilmek ilmek işlendi. Sinema sektöründeki ender işlerden biri. Günümüzde, sektör endüstriyel hale geldi. Konfeksiyona döndü iş. Butik terzi işleri çok nadir oluyor. Onların içinde olmak da şans tabii.
– Naim’i canlandıran Hayat Van Eck’i nasıl buldunuz?
Bizim hiç sahnemiz yok aslında. Dokuz yaşında alıyor Naim’i, 12-13 yaşında bırakıyor. Dolayısıyla ben hikayenin 10’luk kısmındayım. Bizimkiler biraz göz arkasında kalabilecek roller, ama Hayat’ınki öyle değildi. Oldukça başarılı.
– Naim’e en yakın isimlerden birini canlandırıyorsunuz. Enver Bey’le çekimlerden önce görüşme fırsatı bulabildiniz mi?
Konuşamadık, ama ‘Kapıkule’nin Anahtarı’ belgeselinde fazlasıyla röportajı var. Çok tutulan şarkılar vardır ya, onun gibi tekrar tekrar dinledim. Yaptıkları Naim’le sınırlandırılacak bir hoca değil. Buraya geldiği dönem Türk halterinde büyük sıçrama oluyor. Rahmetlinin Ivan Abaciev ile olan ayrı bir başarısı var. Ama Enver Hoca gibi o yetenekleri bulup, keşfetmek maharet ister. Çok insan yetiştirmiş, bu branşa çok fazla isim katmış biri.
– Daha önce bir dizinizde boks antrenörünü canlandırmıştınız. Antrenör rolü üzerinize yapışan rollerden biri olur mu?
‘Bu Şehir Arkandan Gelecek’te eski bir boksörü canlandırdım, daha sonra antrenörlük yapıyor. Keşke yapışsa (gülüyor). Oyuncunun kaderidir rolün üzerine yapışması…. Benim üzerime yapışmış bir rol var zaten; sert, kötü ve eşkâli bozuk adam… Yapımcı, senarist ve yönetmen de “Burada anlatılan karakter Gürkan Bey diyor” mesela, rollerinizi yüzünüz, eşkâliniz belirliyor biraz da… Bunda bir sakınca görmüyorum. Zaten ömrü hayatınızda üzerine yapışacak bir-iki tarz rol vardır.
– İleride siz de hayatınızın film olmasını ister misiniz?
Öyle bir hayatım olsa keşke… Tarihte bir yer edinebilseydik, yapılırdı. Ama o başka şey.
‘İlkel hayata dönüyorum’
– Projeler dışında nasıl bir hayatınız var?
Çok uzun zamandır dizi sektöründe çalışıyorum ve o hızlı sürecin başlangıcında vardım. Dolayısıyla çok yoruldum ve artık biraz kaçıyorum. Doğa, bağ bahçe… Sakarya’da Kocaali Köyleri’nden birindeyim. Aksesuar, heykel, mimari her şeyle ilgileniyorum ama biraz dağınık… Sehpa, mobilya yapmak gibi becerilerim vardır. Biraz daha ilkel hayata dönüyorum sanki. Çocuklarım, eşim, çok sevdiğim bir ailem var. Şanslı bir hayat yaşıyorum.
– Sektör yordu mu?
Ee yoruyor tabii. Bir süre sonra sıkıcı olmaya da başlıyor. Çok şükür oyunculukta da geldiğim nokta itibariyla tempomu ayarlayabiliyorum. Bu konuda şanslı oyunculardan biriyim.
– ‘Payitaht Abdülhamid’in çekimleri nasıl gidiyor?
İki sezondur devam ediyoruz. Sıkıntımız yok, çalışıyoruz. Şu zamanda çalışmak iyi bir şey. Bir de ben çok boş durabilen insan değilim. Kafamda sahneyle ilgili yapmak istediğim şeyler de var. Ama daha fikir aşamasında.
(Milliyet Cadde, 03.12.2019)
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN