Geçen hafta vakıf merkezimize yakın bir sağlık kuruluşunun giriş panosunda bir ilan gördük: VII. Ulusal Tıbbi Cihaz Proje Yarışması. Bu yarışma duyurusu yıllar önce rastladığımız bir haberin zihnimizde canlanmasına sebep oldu: Silah üretiyordu tıbbi cihazda lider oldu. Haber Samsun’da silah üreten bir firmanın, şehrin hastanesindeki bir ameliyat ekipmanını tamir etmesiyle sektör değiştirmeye karar vermesi üzerine yapılmış. Tıbbi cihaz üretimi ciddi el melekesi gerektiriyormuş. Silah üretimi de aynı şekilde. Ancak biri hayat kurtarmaya yarıyor, diğerininse tek işlevi öldürmek!
Modern cihazlarla donatılmış, özel hastaneler kullandıkları görüntüleme cihazları ve robotik cerrahi sistemleri ile reklam yapıyorlar. Bu cihazlar son derece pahalı. Türkiye, medikal cihaz ve malzemelerin maalesef %85’e yakınını ithal ediyor. Bu nedenle sektöre yatırım yapacak, ancak el becerisi de kuvvetli firmalara ihtiyaç var. Bir tarafta ciddi bir talep, diğer tarafta arz sıkıntısı: o zaman bir teşvikle el yapımı kaçak silah üreten pek çok firma bu sektöre özendirilebilir. Çok mümkün.
Bu yarışma beraberinde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından oluşturulacak bir teşvik paketi ile özel beceriye sahip, yılardır alışageldiği mesleği icra etmekte olan silah üreticileri “yaşatmak” için üretmeye başlayabilir. Emek yoğun bir iş kolu olduğu için Avrupalı firmalara göre rekabet avantajı da var. Tıbbi cihaz üretimi için özel organize sanayi bölgeleri de kurulabilir. Firmaların bir arada olması hem bilgi paylaşımı hem de üretimde birbirini tamamlayan ürünlerin kolay transferi için artı bir avantaj daha kazandırır.
Üniversite gençliği arasında işsizliğin %25’ler civarında olduğunu sürekli duyuyoruz. Bunun en önemli nedenlerinden biri de Türkiye’nin ihtiyaçlarına göre planlanmadan açılan üniversitelerden kaynaklanıyor. Hemen her yeni açılan üniversitenin sosyal bilimler ve hukuk bölümleri oluyor. Elbette önemli bölümler ama mezunlarına ne kadar ihtiyaç var, hiç düşünülmüyor. Bir tarafta diplomalı ama diploması ile meslek sahibi olamayan gençler, diğer tarafta hazır talebe cevap veremeyen bir sektör. Bunları bir araya getirerek çözüm üretmek lazım. Hatta el becerileri için Meslek Yüksek Okulu açarak, sektörün genç istihdam ile beslenmesi lazım. Tüm bunlar mümkün. Sadece bir kıvılcım gerekiyor.
İyi haftalar,
Umut Vakfı
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN