Fikret İLKİZ
Başta Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu olmak üzere birçok temel kanunda OHAL döneminde değişiklikler yapıldı. Olağan döneme geçildiği zannedildi ama değiştirilmiş kanunlar kalıcı, düzen olağanüstü olarak sürüyor.
Olağanüstü hâl rejimi, artık olağandır; yürürlükteki ve gelecekteki kanunların hakimidir.
Hiç kimse olağan sayılan olağanüstü hukukla haklarının sınırlandırıldığı “istisnai” ve tuhaf bir rejimde yaşamayı hak etmiyor.
İnsan hak ve özgürlüklerinin esas kabul edildiği ülkeler demokratik hukuk devletidir. Aksine yönetimlerde; insan haklarının ihlali süreklilik kazanır ve giderek hukuk istisna olur. OHAL insan haklarını istisna kabul eder ve özgürlüklere aykırı bir yönetim biçimidir. Böyle bir hukuk sistemi, buyurgandır.
Hukukun emrettiği ölçüde savaş ve seferberlik halinde veya ortaya çıkan olağanüstü hallerde OHAL ilan edilebilir. Ulusalüstü hukuktan doğan yükümlülükler ihlal edilmemek koşuluyla durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen geçici olarak durdurulabilir. Anayasada öngörülen temel hak güvencelere aykırı tedbirler alınabilir. Ortaya çıkan olağanüstü durumun giderilmesi amacıyla bir an önce eski hale dönmek için “sınırlandırmalar” yapılabileceği Anayasa ile kabul edilmiştir. OHAL’in de hukuku vardır. Tüm hak sınırlandırmalarının OHAL’in “kabul edilme” amacını aşmayan, hukuka uygun sınırlandırmalar olması esastır.
Kalıcı kanun değişiklikleri OHAL’in işi değildir. Özü bakımından süreklilik hali istisna olan OHAL geçicidir. Geçici ve hakları askıya alan KHK’lar ile olağan düzende kullanılmak üzere yapılan kanunlar ve kanun değişiklikleri; kanun değildir.
Günümüzde önceki hukuki düzenin sürekliliği asıldır, hukuka uygunluğu istisnadır.
Anımsarsanız OHAL dönemi KHK’ların işlemlerine karşı yapılacak itirazları karara bağlayacak Komisyon kurulmuştur, çalışmalarını sürdürmektedir.
Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu; OHAL kapsamında doğrudan kanun hükmünde kararname hükümleri ile tesis edilen kamu görevinden çıkarma, öğrencilik bursunun kesilmesi, emekli güvenlik personelin rütbelerinin alınması ve kapatılan kurum ve kuruluşlara ilişkin başvuruları değerlendirip karara bağlamaktadır.
Komisyonun 5 Ekim 2018 tarihli kamuoyuna duyurusuna göre içlerinde hâkim, uzman, müfettiş olan 80 kişi raportör olmak üzere 250 personel Komisyonda görevlendirilmiştir. Başvurularla ilgili 435.000 evrak tasnif edilmiş, arşivlenmiş.
Komisyon açıklaması; “Olağanüstü hâl kapsamında yayımlanan KHK’lar ile 125.678’i kamu görevinden çıkarma olmak üzere toplam 131.922 tedbir işlemi gerçekleştirilmiştir.”
Ekim ayı itibariyle Komisyona yapılan başvuru sayısı 125.000’dir. Haftada 1200 civarında karar veren Komisyon 05.10. 2018 tarihi itibariyle 2.300 kabul, 33.700 ret olmak üzere toplam 36.000 başvuru hakkında karar vermiştir. İncelemesi devam eden başvuru sayısı 89.000’dir. Verilen kararlar hakkında Ankara idare mahkemeleri nezdinde iptal davası açılabilmektedir.
Eskiden OHAL dönemi KHK işlemleri hakkında karar veren bu Komisyon artık kanunlarla kabul edilen tedbirler hakkındaki kanuni işlemler hakkında yapılacak itirazlara da bakacaktır ve kalıcı olmuştur.
Örneğin 3 Kasım 2018 tarihli ve 30584 (mükerrer) sayılı Resmî Gazetede 31.10.2018 kabul tarihli 7150 sayılı “Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun” yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Bu Kanunda kamu personeline ilişkin tedbirler, iade hükümleri, rütbesi alınan Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet Teşkilatı ve Jandarma Genel Komutanlığı Teşkilatı personeli ile yurt dışında öğrenim görenlerle, kurum ve kuruluşlara ilişkin tedbirler yer almaktadır.
Kanun özü itibariyle; FETÖ/PDY terör örgütüne veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan kişilerle ilgilidir.
Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütecektir.
Kanunun geçici maddesine göre; “Olağanüstü hâl kapsamında yürürlüğe konulan ve bu maddenin yayımı tarihi itibarıyla Türkiye Büyük Millet Meclisince kabul edilmiş olan kanun hükmünde kararnamelerle doğrudan tesis edilen işlemlerle ilgili olarak Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonunun görev ve yetkileri ile Komisyon tarafından alınan kararların geçerliliği devam eder.”
Geçici maddeden anlaşılan odur ki; kalıcı hale dönüşen Komisyonun görevi sürecektir.
31 Ekim 2018 kabul tarihli 7150 sayılı Kanuna ek olarak yayımlanan listelerdeki kişiler hakkındaki işlemlere itirazı önce Komisyon karara bağlayacaktır, sonra yargı…
OHAL dönemine özgü KHK’lerinin kanunlaşma süreçleri sorunludur, Anayasa’ya aykırıdır.
Bu dönemin KHK’lerinin nasıl kanunlaştığı hakkındaki hukuki sürecin anlaşılabilmesi ve izahı güçtür. Ama OHAL dönemi KHK’leri TBMM tarafından onaylanmak veya değiştirilmek suretiyle kanunlaştırılmıştır.
OHAL dönemi KHK’larının aslında amacına uygun olmak koşuluyla ve geçici olarak sınırlandırmalar getirmesi hakkındaki istisna kalkmıştır.
OHAL dönemi KHK’ları kabul edildikleri tarihte yürürlükteki kanunları değiştirmemesi ve /veya yürürlükten kaldırmaması esastı. Yani temel hak ve özgürlükler hakkındaki “kanuni düzenleme” değişmez; OHAL düzeni kanunlarla korunan hakları belli bir süre, geçici olarak askıya alır(dı) sadece. Ama tersi oldu.
Anayasa, ulusalüstü sözleşmeler ve kanunlar gereği, OHAL ilanını gerektiren koşulların ortadan kaldırılması için alınacak tedbirlerin “geçici olma” niteliği değişmemiştir.
Olağanüstü Hal Kanunu OHAL süresince geçerlidir. Ancak OHAL dönemi KHK’ları kanunlaşmıştır. Bir başka deyişle olağanüstü hâl gereği çıkarılan KHK’lerin tümü OHAL kalkmış olmasına rağmen bu kez “kanun” olarak olağan dönemde yeniden yürürlüktedir.
Böyle bir kanun yapma yöntemi Anayasada belirlenmiş “kanun yapma” sürecine aykırıdır; o halde kanun değildir, denebilir.
Artık hukuki sorunların çözümü için kanun yapılmıyor ve yapılmayacak.
Sorunları çözer gibi yapmak suretiyle olağanüstü rejim hukukunun nimetlerinden sürekli yararlanılan bir yönetim anlayışının başkanlığında kurdukları ileri demokrasi dedikleri sistemin dediği dedik olacak…
Adına ne derseniz deyin! Bundan böyle; hukuk değil, dediğim dedik…
Acaba TBMM’den kanun olarak çıkarılan OHAL KHK’larının herhangi bir iptal başvurusu karşısında Anayasa Mahkemesi tarafından “kanun” olarak kabul edilip iptal edilebilecek midir yoksa Anayasa Mahkemesi öncelikle bu tür kanunların kanun olmadığını mı tespit edecektir?
Siyasal iktidarın hukuk devleti olabilme sınırlarını en yüksek dereceli yargı organları denetleyebilecek yargı otorite ve gücüne sahip midir?
Bekleyip göreceğiz… Beklemeye gerek yok, göreceklerimiz belli…
OHAL dönemi KHK’ların kanunlaştırılmak suretiyle olağanüstü rejim zihniyetinin olağanlaştırılmasının yol açacağı sorunların beklemeye tahammülü olmayan toplumsal, sosyal ve hukuki travmalara yol açacağı kesindir.
5 Kasım 2018
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN