Silahla Meslektaşımız öldürüldü.
2 Ekim 2018 tarihinde, İstanbul Bahçelievler’de bulunan özel bir hastanede, tedavi ettiği hastasının silahlı saldırısına uğrayan ve yoğun bakımda tedavi altına alınan Ruh ve Sinir Hastalıkları Uzmanı Dr. Fikret Hacıosman yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.
Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, 14 Mayıs 2012 ile 1 Nisan 2018 tarihleri arasında kayıtlara geçen şiddet vakası sayısı 68 bin 375 ve kayıt altına alınan vakaların yüzde 30’ında sağlık çalışanlarının fiziki şiddete maruz kaldıkları görülmektedir.
Son 6 yılda 20 bin 706 sağlık çalışanı fiziki saldırıya uğradı ve yine Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre 2014-2017 yılları arasında her saat başı bir doktor şiddete maruz kaldı.
2018 yılının ilk 4 ayında sağlık kurumlarında 2 bin 934 şiddet vakası yaşandı…
Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet sürüyor. Dr. Fikret Hacıosman’ın öldürülmesi de sağlık çalışanlarına yönelik saldırılarda gelinen son nokta…
Bu durum kınama ve taziyeyle geçiştirilemez artık…
Sağlıkta Şiddeti Önleme Yasası bir an önce devreye sokulmasının yanı sıra bireysel silahlanmada önlenmeli…
Bireysel silahlanmadaki artışın silahlı şiddeti de artırdığı bir gerçek…
Bu nedenle her önüne gelenin bakkaldan peynir ekmek alır gibi silah alması önlenmeli…
Caydırıcı cezalar getirilmeli…
Tabii sadece alanlara değil, satanlara da…
Ayrıca ruhsatlı silah alımına bakıldığında da; şu yerlere silahla girilemez:
Ruhsatlı silahın bulundurulabilmesi ve taşınabilmesi
MADDE 11-(5) Aşağıdaki yerlere
a) Mahkeme binaları, disiplin kurullarının toplantı salonlarına,
b) Ruh ve sinir hastalıkları hastanelerine, hastanelerin psikiyatri bölümlerine,
c) Ceza infaz kurumları ve tutukevlerine,
ç) Türkiye Büyük Millet Meclisi binalarına ve eklentilerine,
d) Sendika ve derneklerin genel kurul toplantıları ile siyasi partilerin açık hava veya kapalı salon toplantılarının yapıldığı yerlere,
e) Eğitim ve Öğretim kurumları ile öğrenci yurtlarına,
f) 6/10/1983 tarihli ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu hükümleri çerçevesinde toplantı ve gösterilerin yapıldığı yerlere,
g) Spor karşılaşma veya yarışmalarının yapıldığı yerlere,
ğ) Grev veya lokavt yapılmakta olan iş yerlerine,
h) Hava meydanları terminal binaları ve güvenlik kontrolü altında tutulan bölümler ile hava ulaşım araçlarına,
ı) Merkez teşkilatında en üst amiri, taşra teşkilatında ise vali tarafından verilen karara istinaden, kamu hizmet binalarına,
i) İşletenin kararı ile kamuya açık kamuya açık özel kişilere ait yerlere,
j) Bar, pavyon, gece kulübü, düğün salonu, diskotek ve taverna gibi alkollü içeceklerin tüketildiği toplu eğlence yerlerine; kamuya açık alanda yapılan düğün, kına, nişan, sünnet gibi törenlere, silahla girilemez.
Ve silah ruhsatı talebinde sağlık raporu almak zorunludur. Bu rapor; Silah taşıma veya bulundurmada ruhsal ve bedeni yönden sakınca olmadığını içermelidir. Kamu Hastanelerine başvuran; bu kişilerin psi̇ki̇yatri̇ muayeneleri psi̇ki̇yatri̇ polikliniklerinde yapılmaktadır. Taşıma ruhsatı talebi olan ve muayeneye gelen bu kişilerin üçte birinde ise ‘Silah’ vardır. Silahla muayeneye odasına girmektedir. Yani ruhsal muayeneleri belindeki silahla beraber yapılmaktadır. Gerekçeleri bellidir. Düşman var. Düşmanları nereden çıkacağı belli değildir.
Ruh ve sinir hastalıkları hastanelerine, hastanelerin psikiyatri bölümlerine silahla girilmez. Yasaktır. Bu yasak uygulanmaz. Bilinmez. Uyarılmaz. Yok sayılır. Zaten hastanelerin tamamına yakınında XRay cihazları da yoktur.
Uyardık. Uyarıyoruz. Sanki normalmiş gibi davranıyoruz. Acil önerilerimiz şudur;
1. Hemen derhal Psikiyatri Hastanelerine yoksa X-ray cihazları konulmalı ve güvenlik sağlanmalıdır.
2. Tüm Psikiyatri polikliniklerine silahla girilmez uyarıları levhaları (sigara yasağı gibi ) asılmalıdır. Bilgilendirme afişleri şarttır.
3. Bu konuda bilgilendirmeye yönelik kamu spotu yapılmalıdır.
4. Silahla muayene odasına girilmemesi için mutlaka önlemler alınmalıdır.
5. Silah taşıyan için değil; psikiyatriye başvuran akıl hastaları için öncelikle silahın sorun yaratabileceği bilinmelidir. Bu konuda binlerce yaşanmış dramlar vardır. Poliklinikte tedavi ve muayene bekleyen hastaların yarısına yakınında intihar, cinayet, kendine zarar verme, cinnet geçirme davranışlarının olabileceği gerçeği ile hareket edilmelidir. Akıl hastası ikna edilmez. Normal düşünmez. Düşüncede kötü bir şekilde adeta katliam gibi kurar, saklar, harekete geçer, zarar verir. Ortam sessiz sakin ve her türlü şiddet malzemelerinden arındırılmış olmalıdır. Mutlaka ruh hastasına nasıl yaklaşacağını bilen güvenlik personeli olmalıdır.
Kınıyoruz.
Herkesin bu konuda harekete geçmesini istiyoruz.
5 Ekim 2018
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN