Bu sadece Arife gününden 26 Ağustos Pazar gününe kadar bir hafta içerisinde basına yansıyan silahlı olayların bilançosu…
Bayramın yaşandığı geçen hafta Türkiye genelinde meydana gelen silahlı 68 olayda 46 kişi öldürüldü, 84 kişi de yaralandı… Bugünü ve bayram öncesi Cumartesi-Pazar yaşanan silahlı olayları da katsak maalesef sayı daha da yüksek…
Bayramlar malumunuz; birlikteliği, barışı, hoşgörüyü, paylaşmayı, mutluluğu simgeler…
Cumartesi-Pazarlar da birleştirilince Kurban Bayramı 9 gündü ve gerçekten bu bayram büyük çoğunluk köyünde, yazlığında ya da tercih ettiği bir yerde tatildeydi…
Çoklukla köylerde eğlenceler düzenlendi, birlikte kurbanlar kesildi, hasretler giderildi, ama bu süreçte pek çok köyde-kentte de silahlar hiç susmadı… Arazi ve mal paylaşımları ailesel katliamlara yol açarken magandalar, şehir eşkıyaları da iş başındaydı ve bayramı kana buladı…
Magandaların bahanesi yine düğündü, kınaydı ve de bayramdı… Örneğin Ordu ve Zonguldak’ta bayram namazı sonrası havaya kutlama ateşi açan magandalar iki çocuğun yaralanmasına neden oldu. Ünye’de ailesiyle bayram ziyaretine gelen 12 yaşındaki Esra Saraç, Zonguldak’ta da evinin önünde oynayan 6 yaşındaki Efe vuruldu. Adana yaşanan bir çatışmada 8 yaşındaki bir çocuk vurulurken aynı gün, yani bayramın birinci günü İstanbul Pendik’te de 7 yaşındaki Hiranur oturduğu sitenin parkında arkadaşlarıyla oynarken “gürültü yapmayın” diye uyaran öfkeli komşusu BB. tarafından silahla vuruldu.
Öfkeli komşunun açtığı ateş sonucu çocuklar sağa sola kaçışırken eve giden Hiranur annesine sırtının ağrıdığını söyleyince iş ortaya çıktı. Küçük kızın sırtına saplanan mermi kemiği delip, ciğerine 2 santim kala durmuştu…
Şanslıydı yani Hiranur… Ölümden dönmüştü…
İnanılmaz değil mi…
Aile şikayetçi olunca öfkeli komşu gözaltına alındı. Sonrası mı?
Hiranur ölmemişti ki, savcı çocukların üzerine rastgele ateş eden öfkeli BB.’yi serbest bıraktı…
Bu sonuç da inanılmaz değil mi…
Hukukçuların “adalet” anlayışı konusunda bazen “pes” demenin dışında insan söyleyecek bir şey bulamıyor…
Ama şu bir gerçek ki; önlenemeyen, önlenmeyen “bireysel silahlanma” ve “cezasızlık”, silahlanmayı ve de suçları artırıyor…
Magandalıklar sadece yukarda yaşanan üç olay değil… Örneğin Kahramanmaraş’ta topluma örnek olması, bu magandalıkları önlemesi gereken bir görevde bulunan uzman çavuş düğünü kana buladı… Hem de devlete ait bir “beylik silahı” ile havaya rastgele ateş açarak…
Güya eğleniyordu ve davetliler arasında bulunan babaanne Hüsne Kurt ile kucağında oturan 1 yaşındaki torununu öldürdü…
Sivas Koyulhisar’da düğünde havaya ateş açan HK. 5 yaşındaki ÖFE.’yi yaraladı. Siirt Kurtalan’da yine düğünde magandaların havaya ateş açması sonucu 31 bin 500 volt enerji yüklü yüksek gerilim hattı koptu ve davetlilerin üstüne düştü. Akıma kapılan 10 kişiden altısının durumunun ağır olduğu bildirildi.
Samsun’a düğün davetiyesi dağıtmaya giden aile de Çarşamba ilçesinde düzenlenen Balık Festivali’nde magandaların kurbanı oldu… Gelin adayı ve kaynanası öldü, üç kişi yaralandı…
‘Küfürleşmeyin’ dedi, 7 kurşun yedi
Bir ilginç olay da Artvin’de yaşandı… Hopa terminalinde taksicilik yapan İshak Köse (25) iddiaya göre, küfürlü ve yüksek sesle konuşan kişileri uyarınca tartışma çıktı. Tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü. Kavga sırasında gruptan kimliği belirsiz kişi, tabanca ile İshak Köse’ye ateş etti. Ağır yaralanan Köse, ambulansla kaldırıldığı hastanede hayatını yitirdi…
Mal paylaşım cinayetleri de tavan yaptı
Aynı şekilde aile yapısındaki bozulma, hoşgörüsüzlük, mal paylaşımında bireylerin karşısındakinin hakkını vermemeye çalışıp “tüm mal benim”, “yıllarca ben çalıştım” vs. gibi inatlaşmalar cinayetleri artırıyor… Köydeki arazide yıllarca oturup, ekip-biçen kişi, yıllar sonra gelip, hakkını isteyen diğer aile bireylerine düşen mirası vermek istemiyor… Hukuken yıllarca o araziyi ekip-biçtiğini ya da üstünde yaşadığını, hak iddia eden kardeşine o güne kadar her hangi bir kira ya da hak vermediğini aklına bile getirmiyor… Yani hukuksuz bakış açısı bu tartışmalara da yansıyor… Ve sonuç olarak hukuktan, adaletten uzak “paylaşamamazlık” can alıyor, katil ediyor… Ki, bayram boyunca da, pek çok köyde, kentte bu aile içi tartışmalara, çatışmalara, katliamlara tanık olmaya devam ettik maalesef…
Bu tartışmaların bazıları yaralamalarla sonuçlanırken Urfa Bozova’da Ramazan Ş. arazi anlaşmazlığı nedeniyle iki amcası ile halası ve yengesini öldürdü.
Yani tabancasını, tüfeğini ateşleyen ateşleyeneydi bu bayram…
Akıllardan çıkmayacak, aile içi deformasyona örnek olaylardan biri de Bolu’daydı. 86 yaşındaki bir dede, elini öpmediği ve kurban kesimine çağırmadığı gerekçesiyle 24 yaşındaki torununu tüfekle vurarak öldürdü ve intihar etti…
Bunlar sadece silahlı olaylar… Bir de silahsızlar vardı… Kavgalar, dövüşler, yaralamalar… Mesela Samsun Tekkeköy’de Arife günü resmen meydan savaşı yaşandı. Bir yerel gazetenin haberine göre Cumhuriyet Meydanı’nda 100 kişi birbirine girdi. Silahların da patladığı kavgada 10 kişi yaralandı. Keza İzmir Bayındır’da düğünde halay sırasında istek parça için çıkan kavgada 16 kişi yaralandı. İzmir Torbalı’da da 18 Ağustos günü de, düğünde damat tarafı piste oynarken gelin tarafı da kalktığı için tartışma yaşanmış iki şehir eşkıyasının köy meydanında rastgele açtığı ateş sonucu hiç ilgisi olmayan birisi ölmüştü…
Bu açıdan bakınca bayram çok “tatsız” idi dersek yanlış olmaz…
İki anımsatma yapalım. Biri bayramda İstanbul Pendik’te üç kişinin pervasızca sokakta atış talimi yapması. Ki okuyun köşesinde haberini yayımlıyoruz. Diğeri de, gazetelerde yayımlandı. Urfa’da bayram sırasında Hubeyti aşireti ve Emirler aşireti de dünür olmuş… Şanlıurfa milletvekili Ahmet Akay, Harran Belediye Başkanı Mehmet Özyavuz, Akçakale Belediye Başkanı Abdülhakim Ayhan’ın da katıldığı düğünde silahlar hiç susmamış… Davetlilerin bazıları tabancayla, bazıları tüfekle dakikalarca meydanda adeta dehşet yaşatmış… Şans eseri ölen ya da yaralanan olmamış…
Yeni evlilere mutluluklar diliyoruz, ama milletvekili ve belediye başkanlarını kınıyoruz…
Keşke silahlar ateşlendiği anda uyarılarını yapıp, hemen düğünü terk etselerdi… Silahlanmanın, silahların pervasızca kullanılmasının yanlışlığını vurgulayıp topluma örnek olsalardı…
Sayın ilgililer, yetkililer maganda kurşunlarıyla ölümlerin son bulması için sizlere büyük iş düşüyor… Öncelikle düğünlerde, eğlencelerde silah sıkılmasını engelleyici tedbirlerin alınmasını sağlayın… Bu konuda; magandaların cezalandırılması ve cezaların artırımı için Meclis’e duyarlı vekillerce verilen kanun tekliflerine destek olun… Magandaların sadece adli para cezasıyla kurtulmasına ve magandalıklarına izin vermeyin, cezasızlığa izin vermeyin ki, daha iyi bir Türkiye’de yaşayabilelim…
İyi haftalar
Umut Vakfı
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN