Her yıl ateşli silahlarla işlenen bireysel suçlar, cinayetler artarken İçişleri Bakanlığı’nın yayımladığı genelgeyle sivillere tanınan yıllık 200 mermi hakkı beş kat artırılarak bine çıkarıldı mı?
Eğer bu genelge doğruysa;
Neden?
Niçin?
Sivillere bin mermi hakkı tanındı?
Bir evde kasalar dolusu mermi bulunmasının amacı ne olabilir ki?
Daha geçenlerde bir profesörün oğlu evdeki ruhsatlı tüfekle sokakta oynayan çocukları kuş gibi avlamıştı… Neden, niçin böyle abuk, subuk olayları unutuyoruz…
Hangi gerekçeyle olursa olsun böyle bir hak tanınması ateşli silah edinme ve kullanma eğilimini kuşkusuz artıracaktır…
Bugün Türkiye’de her üç kişiden birinde silah bulunuyor ve tüm önlemlere rağmen her türlü tüfek internetten peynir ekmek gibi satın alınıyor. Hemen her gün maganda cinayetleri, kadın cinayetleri, adına “kaza” denilen cinayetler işleniyor. Kendini bilmezler, konvoylarda, eğlencelerde fütursuzca bu silahları ateşliyor, eğlence meydanlarını yas mekanları haline getiriyorlar. Keza insanlık bilincinden uzak şahıslar, evlerinde bulundurdukları bu silahları ortalıkta bırakıp, küçücük çocuklarının katil olmasına neden oluyor. Türkiye genelinde yaşanan son olaylara bakın: Aile içi şiddet almış başını gidiyor… Sadece trafik magandaları değil insanlar aile içinde en ufak tartışmada birbirini katlediyor. Aileler arasında arazi meselelerine bakın… Ne insanca miraslarını paylaşabiliyor, ne de bir birine saygı gösteriyorlar. Hemen silahlara sarılıp hukuku, kanunu katliam yaparak kendileri uyguluyorlar…
Manzara buyken bu manzarayı değiştirecek olumlu önlemler almak, hukuku inanılır, aktif hale getirmek yerine neden, niçin bireylere bin mermi hakkı tanındı?
Daha çok cinayet işlesinler, diye mi?
İçişleri Bakanlığı’nın bireysel silahlanmayı önlemeye yönelik çalışmalar yapmasını bekliyorduk doğrusu…
Ancak Umut Vakfı’nın da katılımıyla daha önceki İçişleri Komisyonu’nda görüşülen ve kadük olan Silah Kanun Tasarısı’nın gündeme alınmasını beklerken görüyoruz ki; gelişmeler tam tersi…
Bakanlığın sivillerin mermi alma hakkını beş misli artırmasının haklı bir gerekçesinin olmayacağını, olamayacağını düşünüyoruz…
Bir silahtan çıkan her mermi bir insanın canına kasttır… Bir insanın ölmesi, yaralanması demektir…
UMUT Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Psikiyatr Dr. Ayhan Akcan’ın da dediği gibi; “Silahlanma aile içerisinde şiddete neden oluyor. Silaha sahip beş kişiden biri silahını kadın cinayetinde kullanıyor. Kocasını öldüren kadınlara baktığımızda da cinayet suçundan cezaevinde bulunan kadınların yüzde 40’ı kocalarını, kocalarına ait silahlarla öldürmüş. Hemen her gün küçücük çocuklar babalarının ortalıkta bıraktığı silahla oynarken kardeşini vuruyor. Çocuklar babalarının evde bulundurduğu silahlarla intihar ediyor…
Silah en çok aile içi şiddette, sonra ise namus ve alacak-verecek meselelerinde kullanılıyor…”
Bireysel silahlı şiddet olaylarının her geçen yıl arttığı, bireysel silahlarla işlenen suçların yüzde 80’inde ateşli silahların kullanıldığı günümüzde ülkemizde, bireylere beş misli artırılarak bin mermi hakkı tanınması kararının hiçbir haklı nedeni olamaz…
Umut Vakfı olarak; bireysel şiddetteki artışa dikkat çekerek sivillere tanınan 200 mermi hakkının bin mermiye çıkarılmasına karşı olduğumuzu bildirmek isteriz…
Sonuç olarak; Yasadışı silah satışını önlemek için etkin bir şekilde mücadele ederken mermi sayısının ruhsatlı silahlar bakımından ne kadar olacağı da; mutlaka 6136 sayılı Kanun’da belirlenmesi gerekir…
Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi ve Ceza Hukuku Profesörü Timur Demirbaş, “Böyle bir durumun bakanlık genelgelerine bırakıldığı zaman kötüye kullanılma ve yasa dışı ticaretinin yapılması ihtimalinin kaçınılmaz olacağını” vurguluyor. Demirbaş, ayrıca 6136 s. Kanun’da yapılan değişiklikle “mermi sayısının 200 ile sınırlanması ve boş kovan getirme” şartına bağlanması gerektiğini belirtiyor…
İçişleri Bakanlığı’nın ülkede artan bireysel silahlı şiddeti göz önüne alarak konuyu bir kez daha değerlendireceğini ve kamuoyunu da bu konuda aydınlatacağını umuyor ve bekliyoruz…
İyi haftalar
Umut Vakfı
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN