28 Eylül Bireysel Silahsızlanma Günü nedeniyle Umut Vakfı’nca düzenlenen “Sessiz Ayakkabılar Yürüyüşü” etkinliği bir türlü sonu getirilemeyen çeteleşmenin, sokak saldırılarının ve tüm Türkiye’yi yasa boğan gencecik bir polis memurunun bir suç makinesi tarafından öldürülmesinin gölgesinde Levent Çarşı Meydanı’nda mağdurların da katılımıyla yapıldı… Ülkede 15, 20, 30 hatta daha fazla suç kaydı bulunmasına karşın bu suçluların sokaklarda dolaştığına, çeteleşmenin arttığına, pervasızca sokaklarda çatıştıklarına dikkat çekilerek “artan şiddet ve bireysel silahlanma” konusunda ivedilikle önlem alınması istendi…
İLK 9 AYDA 2 BİN 719 SİLAHLI ŞİDDET
Etkinlikte ilk olarak konuşan Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Yasemin Giritli İnceoğlu, bireylerin silah taşıma özgürlüğünün, diğer bireylerin yaşam hakkını tehdit ettiğinde sınırlandırılması gerektiğini vurguladı. Umut Vakfı’nın amacını ve çalışmalarını anlatan ve “silahın olduğu her ortamda, küçük bir anlaşmazlığın bile büyük bir trajediye dönüştüğüne” dikkat çeken İnceoğlu, bu yılın 9 ayında yaşanan silahlı şiddet olaylarıyla ilgili şu bilgileri verdi:
“2024 yılının 26 Eylül’üne kadar 2 bin 719 silahlı şiddet olayı medyaya yansımış bulunuyor. Yani 9 ay değil tam, 5 gün de eksik… Bu olaylarda bin 676 kişi öldü, bir kısmı ağır 2 bin 869 kişi de yaralandı. Yaralılardan daha sonra ne kadarı öldü bilemiyoruz elbette. Olayların 430’unda çoğunluğu bıçak olmak üzere satır, pala ve keser gibi kesici aletler, 2 bin 289’unda ise her tür tabanca ve tüfek gibi ateşli silahlar kullanıldı.”
“Silahın şakası yok. Yaşama hak tanıyın” uyarısında bulunan Prof. Dr. İnceoğlu, “Bireysel silahsızlanma, toplumsal güvenliği artıran, şiddeti azaltan ve insan hayatını koruyan bir süreç
tir. Silahların devre dışı bırakılması, toplumsal krizlerde barışçıl, huzurlu, güvenli, sürdürülebilir ve yenilikçi çözüm yollarının bulunmasını sağlayarak uzun vadeli toplumsal istikrarı artırır” dedi.
İnceoğlu’ndan sonra konuşan Beşiktaş Belediye Başkan Vekili İlker Uluer, dünyanın pek çok yerinde bireysel silahlanmanın artmasının, şiddet olaylarının ve trajik kazaların da çoğalmasına yol açtığını belirterek şunları söyledi:
“Bireysel silahsızlanma sadece bir güvenlik meselesi değil, aynı zamanda toplumsal barışın, dayanışmanın ve insan hayatına verilen değerin bir göstergesidir. Toplumumuzun huzuru, refahı ve güvenliği için bireysel silahlanmanın önüne geçmek hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu sorumluluğu yerine getirirken çocuklarımıza ve gelecek nesillere daha güvenli, daha barışçıl bir dünya bırakma hedefiyle hareket etmeliyiz. Çünkü barış dolu bir toplum, ancak bireysel silahsızlanmanın sağlanmasıyla mümkün olabilir. Onun için diyoruz ki; bireysel silahsızlanma, sadece bir günün değil, her günün gündemi olmalı.”
‘TOPLUMSAL İNİSİYATİFE İHTİYAÇ VAR’
Etkinliğe katılan DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Elif Esen de, devletin vatandaşının güvenliğini sağlamakla görevli olduğuna dikkat çekti… Ancak bugün mafyaların, çetelerin kol gezdiği, vatandaşların sokaklarda vurulduğu günleri yaşadığımızı kaydede Esen, gelinen aşamada bireysel silahlanmaya karşı toplumsal bir inisiyatife ihtiyaç olduğunu söyledi. “TBMM’nin bu toplumsal inisiyatif konusunda çok büyük sorumluluğu var. Ve ben de bu sorumluluk göreviyle aranızdayım” diyen milletvekili Esen, kadın cinayetleri konusunda ise “Artık kadın cinayetlerinde anlık cinayetler yok. Planlı cinayetler var” dedi.
Şiddet ve bireysel silahlanma konusunda farkındalığın artırılması gerektiğini söyleyen milletvekili Elif Esen, “Diziler her gün ekranda şiddeti kamçılıyor, çeteleşmeyi özendiriyor. RTÜK’ün bu dizilere engel getirmesi lazım ki, çeteleşmeyi özendirici etkisi olmasın. Ardından uygulayıcılar (İçişleri ve Adalet Bakanlığı) görevlerini tam anlamıyla yerine getirmeli. Biri gözaltına alıp, diğeri salıverirse ki, Şeyda polis olayında sonucunu üzücü bir şekilde yaşadık. Kısacası şiddet haberlerinden artık televizyon izleyemez hale geldik. Koruyucu, önleyici tedbirlerin alınmasının yanısıra cezaların, müeyyidelerin de etkili olması gerekiyor” diye konuştu. Bir milletvekili olarak da bu konuların üzerinde ciddiyetle durduğunu, çalışmalar yaptığını anlattı. Ve her zaman şiddetin önlenmesi, bireysel silahlanmanın önlenmesi konusunda yapılacak çalışmalara destek vereceğini vurguladı…
SESSİZ AYAKKABILAR KIRMIZI HALIYLA BULUŞTU
Konuşmaların sona ermesinden sonra tüm mağdurlar ve katılımcılar, kırmızı halının üzerine çocuklarının fotoğraflarını, ayakkabılar ve kırmızı karanfiller ile “Şiddeti hayır”, “Bireysel silahlanmaya hayır” dövizleri bıraktı. Sessizce şiddeti ve bireysel silahlanmayı protesto etti…
ÇİZGİ FİLM YARIŞMASI ÖDÜLLERİ VERİLDİ
Bu protesto eyleminden sonra da, Umut Vakfı’nın “silahlanmanın toplumsal boyutuna dikkat çekmek ve silahlanmayı önleme konusunda kamuoyunu bilinçlendirmek” amacıyla düzenlediği 26 geleneksel ödüllü 28. Bireysel Silahsızlanma: Yaşama Hak Tanıyın Çizgi Film (Animasyon) Yarışması’nı kazananlara ödülleri takdim edildi.
“Kaza kurşunu” isimli çizgi filmiyle mansiyona değer görülen Gizem Elif Kalender ödülünü Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi, Psikiyatr Dr. Ayhan Akcan’ın elinden aldı.
Üçüncülük ödülünü ise “SOBE” isimli kısa filmiyle Aslı Özdemir aldı. Ödülünü Beşiktaş Belediye Başkan Vekili İlker Uluer’in elinden alan Özdemir, kısa filminin konusuyla ilgili “Bir düğünde 2 çocuk oyun oynarlarken arkadan gelen bir ses küçük kıza onu geçmişte derinden etkileyen anılarını anımsatır.
Film bireysel ve kontrolsüz silahlanmadan dolayı yaşanan faciaların sadece mağdurları değil, tüm toplumu ilgilendiren ve etkileyen bir sorun olmasını konu alıyor. Bu sorunların sadece varlığı aslında büyüğüyle, küçüğüyle tüm insanların günlük yaşamlarını etkiler. Sorunun üstesinden gelmek için birlik olmak güzel bir ilk adım olabilir” açıklamasını yaptı.
İkincilik ödülünü; “Dünya üzerinde oynanan oyunların, insanlığın geleceğini karanlıkta bıraktığını anlatan bir hikâye”den oluşan “Game Sinopsis” isimli eseriyle Önder Menken kazanmıştı. Menken törene katılamadığı için ödülünü onun adına “Game Sinopsis”in uygulayıcı yapımcısı Özlem Sağlam Deva Partisi İstanbul Milletvekili Elif Esen’in elinden aldı. Sağlam yaptığı konuşmada, çizgi filmin; bir çocuğun oynadığı savaş oyunlarıyla nasıl bir canavara dönüştüğünü ortaya koyduğunu söyledi.
Birincilik ödülünü ise “Bir Anda” isimli çizgi filmiyle yarışmaya katılan Özgür Çaka kazanmıştı.
Çaka ödülünü Umut Vakfı Başkanı Özben Önal’ın elinden aldı.
Çaka, kısa filminde; köfteciye giden arkadaş grubundaki bir üyenin, tutkulusu olduğu silahı getirmesini, silahının cazibesine kapılıp kendi deyimiyle “kötü bir amacı olmaksızın” parmağını tetiğe koyması sonucu kazayla en yakın arkadaşını vurmasını işlediğini anlattı. Çaka, “Vurgulamak istediğim kısım ise bilinçsizce silah bulundurmaktan kaynaklı oluşan kazaların her şeyi bir anda değiştirip geri dönülmez bir yola sokmasıdır” diyor…
Özben Önal ise katılımı için Çaka ve törene katılarak bu önemli konuda Umut Vakfı’na destek veren herkese teşekkür ederek “Bu mağduriyetlerin artmaması, şiddet olaylarının azalması için güç birliği yapmalıyız, hep birlikte şiddetin her türlüsüne karşı çıkmalıyız, şiddete ‘DUR’ demeliyiz. Şiddete hayır, bireysel silahlanmaya hayır” diye konuştu…
Umut Vakfı olarak da; BİREYSEL SİLAHLANMAYA VE ŞİDDETİN HER TÜRLÜSÜNE HAYIR diyoruz…
Etkinlikten diğer bazı kareler şöyle:
İyi haftalar
Umut Vakfı – 28 Eylül 2024
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN