Koskoca 1 yıl geçti…
Ama ne yıl…
Tüm dünyayı esir alan bir virüs yaşamlarımızı altüst etti… Dünyayı adeta yarı açık cezaevine çevirdi… Ölümcül virüs tüm insanları “maske-mesafe-dezenfekten”e mahkum etti… Pek çok iş kolu bu salgın hastalıktan etkilenirken ülkelerin ekonomileri durma noktasına geldi… İşsizlik had safhaya çıktı, insanlar bir ekmeği bile yazdırmak zorunda kaldı, dünya genelinde milyonlarca insan bu ölümcül virüse yakalandı…
Kovid-19’un gölgesinde elbette ki; egemen güçler silah satışından doğanın talanına fırsatçılıklarını her alanda sürdürdüler… Ama tüm bunlara rağmen tüm dünya 365 gün boyunca salgın hastalıkla yattı-kalktı… Açılımlar denense de, salgının arttığı görülünce pek çok ülkede eve kapanmalar zorunlu hale getirildi…
Dünya genelinde halen yaklaşık 2 milyon kişinin ölümüne yol açan koronavirüs yani Kovid-19 salgınının tam birinci yıl dönümünde; bir süredir üzerinde çalışılan aşılar devreye girdi… 25 Aralık itibariyle ABD, Çin, Rusya, Kanada, İsrail, İngiltere ve Bahreyn ilk doz aşıları yaşlılara ve sağlık çalışanlarına uygulamaya başladı.
Verilerde dünyada şu ana kadar bu yedi ülkede 3,23 milyon doz aşının dağıtıldığı görülüyor. En çok aşılama yapan ülkelerin başında ise 1,01 milyon doz ile ABD geliyor, onu 1 milyon doz ile Çin takip ediyor.
Bununla birlikte, dünyada hali hazırda uygulanan Pfizer/BioNTech, Moderna, Sputnik V, Sinopharm ve Sinopharm aşıları iki doz halinde uygulanıyor. Bu nedenle dozların ülkeler arasındaki dağılımı büyük önem taşıyor.
Şu anda nüfusunun yüzde 2,94’ünü aşılayan Bayreyn, dünya ülkeleri arasında öne çıkıyor. Diğer taraftan, dünya genelinde aşılanların oranı ise sadece yüzde 0,04…
Avrupa’da da 27 Aralık’tan itibaren insanların aşılanmasına başlandı. Bu kapsamda Fransa, İtalya, Avusturya ve İsveç gibi ülkeler Pfizer-BioNTech aşısını sağlık çalışanları ve yaşlılara uygulamaya başladı… Almanya, İspanya, Yunanistan, Romanya, Hırvatistan, Slovenya, Macaristan, Polonya, Çekya, Slovakya, Sırbıstan ve Kıbrıs Rum kesiminde de Pfizer-BioNTech aşıları uygulanmaya başladı. Yani aşı dalgası ülke ülke yayılıyor… Ve Şubat 2021’e kadar da sürecek…
Bir yıldır dünyada salgın hastalıkla ciddi bir mücadele yaşanırken aşının bu mücadelede önemli bir oyun değiştirici olduğu ileri sürülüyor… Hatta salgına karşı zaferin başlangıcı olduğu da…
Gerçekten öyle mi? Salgına karşı bir umut ışığı mı? Yaşayıp göreceğiz…
Türkiye’de durum ne derseniz… Sağlık Bakanı; 9 Aralık’ta Çin aşısının uygulanmasına başlanacağını ve ilk aşıyı sağlıkçılarla birlikte olacağını söylemişti… Sonra 11’ine, 23’üne, 25’ine ertelendi… En son geçtiğimiz Pazar günü yola çıkacak Pazartesi aşılamaya başlanılacak denildi…
Vs. Vs. Vs…
Yanı bilmiyoruz… Bu arada sağlıkçılarımız dahil yurttaşlar ölüyor… Sanırız 2021’e kaldı…
Yani 2020’yi uğurlarken hayat oldukça iç karartıcı… Herkesin pandeminin kıskacında işleri, ruh sağlığı bozulmuş durumda…
Astrologlara göre; dijital dünyada 5 yıllık uyanış zamanıymış… Bu salgın sonrası dünyanın büyük değişimlere gebe olduğu ileri sürülüyor…
Umuyoruz ki, gelen gideni aratmasın… Elbette ki; bu boğucu, bunaltıcı hayattan bir anda kurtulmayı beklemek hayalcilik olur…
Ama diyoruz ki; 2021’de herkese sağlık getirsin öncelikle… 2020 gibi zor bir yıl olmasın…
İnsanların insanca yaşayabileceği refah düzeyine eriştiği, mutlu olabildiği, hukukun üstün kılındığı, sevginin, hak ve adaletin hakim olduğu, hümanizmin dalga dalga arttığı, bireysel silahlanmanın önlendiği, şiddetin azaldığı, kadın cinayetlerinin, hayvan katliamlarının önlendiği, umutlarımızın eksilmediği bir yıl olsun 2021…
İyi haftalar
Umut Vakfı
YORUMLAR(1)
SİZ DE YORUM YAZIN