Post image
2016’yı karşılamaya hazırlanırken…

göç-sosyal-hizmet

2015 yılının bilançosu her yönüyle acı…

2015 yılı bütün dünyada terör olaylarının gündemde olduğu, savaşların ve mülteci sorunlarının baş gösterdiği bir yıl oldu…

Afganistan’da, Pakistan’da, Nijerya’da, Filistin’de yaşanan olaylara hemen hepimiz alışmıştık. Ama 2015’te Ortadoğu tam bir bataklık haline getirilirken ve Suriyeli’sinden Yezidi’sine, Türkmen’ine kadar her tür millet için yaşanmaz bir yer haline dönüştürülürken terörün dünya çapında yayılması, küreselleşmesi de sağlandı… Yerlerinden yurtlarından olan mülteciler hemen her gün Avrupa’ya geçmeye çalışırken Aylan bebek yaşanan mülteci krizinin simgesi oldu malumunuz…

Bu süreçte binlerce bebek “vatansız” doğdu… Ne kaçmak zorunda kaldıkları ülkeleri, ne de dünyaya geldikleri ülkeler bu bebeklere vatandaşlık vermiyor. Sonuç olarak egemen ülkelerin yarattığı bu savaşların sonucu bugün Avrupa’da “680 bin vatansız” yaşıyor. BM verilerine göre, sığınmacı ailelerin yüzde 25’inde baba yok. Hollanda merkezli Vatansızlık Enstitüsü’nden Zehra Albarazi, “Avrupa’ya gelenlerin çoğu eşi, partneri öldürülmüş veya kaybolmuş, çocuklu ya da hamile kadınlar” diyor…

Refugees International’a göre, 2011’den bu yana Türkiye’de doğan 60 bin çocuğun büyük bir kısmı da aynı riski taşıyor. Keza büyük göçe maruz kalan Suriye’nin komşularından Lübnan’da doğan 30 bin bebek de vatansız olmakla karşı karşıya…

refugees

Uluslararası Göç Örgütü, 2015’te yaşanan göç dalgasını ela alan bir rapor yayımladı. Buna göre, Avrupa’ya göç eden mültecilerin sayısı aralık ayı itibariyle 1 milyonu aştı. Bu sayı geçen yılın dört katı. Her beş mülteciden dördünün tercih ettiği rota Türkiye üzerinden Yunanistan’a geçmek oldu. Tam 821 bin kaçak göçmen bu yolu kullandı. 30 bin göçmen de Türkiye üzerinden Bulgaristan’a geçti…

Göçmenlerin en çok tercih ettiği ikinci rota ise İtalya oldu. İtalya’nın güney sahilleri, Afrika’dan gelen 150 bin mülteciyi ağırladı…

Tanık olduğunuz gibi dünya terör, çatışmalar ve savaşların kıskacında 2016’yı karşılamaya hazırlanıyor. Fransa başta olmak üzere Avrupa’da ve tüm dünyada insanlar terörün gerginliğini yaşadı, yaşıyor…

Türkiye’de de, toplumun kanayan yarası; “terör, uyuşturucu ve şiddet…”

Türkiye olarak gerek bireysel şiddetin artması, gerekse Güneydoğu bölgemizde yaşanan çatışmalar nedeniyle 2015’te toplum olarak çok gergin bir dönem yaşadık, yaşamaya devam ediyoruz… “Savaş İstemiyoruz! Çocukları Öldürmenizi İstemiyoruz Girişimi”nin hazırladığı bir araştırmaya göre, sadece 26 Temmuz-30 Kasım tarihlerini kapsayan 4 aylık süreçte İstanbul, Diyarbakır, Şırnak, Mardin, Van, Hakkari, Adana, Mersin, Ağrı ve Ankara’da en küçüğü 35 günlük, en büyüğü 18 yaşında 44 çocuk ateşli silahlarla öldü, 52 çocuk yaralandı…

Bu tarihte çocuk ölümleri durdu mu? Tabii ki hayır… Şırnak’ta sokağa çıkma yasağının ilan edilmesiyle başlayan çatışmalarda ilk 8 günde teröristlerin açtığı ateş sonucu 9 çocuk anne karnında yaşamını yitirdi (Milliyet, 24.12.2015). Keza Mersin’de bu sırada yapılan gösteriler sırasında 13 yaşındaki bir çocuk öldürüldü…

261220151803317083996_2

Terör örgütü küçük çocukları kullanmayı sürdürürken bölgede şehit cenazeleri, PKK’yla güvenlik güçleri arasındaki çatışmanın göbeğinde kalmış sivil insanlar… Daha geçtiğimiz günlerde 3 aylık Miray bebek dedesiyle birlikte vurulup ölmüştü. Önceki gün de Cizre Cudi mahellesi’nde evlerinin bahçesinde oynayan 5 yaşındaki Hüseyin Selçuk ensesine isabet eden tek kurşunla öldü…

Sadece Cizre ve Silopi’de 172 okul 15 gündür açılamıyor. 25 bin öğrenci her şeye rağmen okullara giderken, 80 bin öğrenci çatışmalar nedeniyle eğitim yapamıyor… Keza bölgede işyerlerinin açılamaması nedeniyle ekonomi de durmuş halde… Sanayici, tüccar ve esnaf odalarına göre, terör yüzünden bölgede ticari hayat 20 yıl geriye gitmiş bulunuyor.

Diyarbakır izlenimlerini yazan gazeteci-yazar İsmet Berkan, her taraftan kurşun yağdığını, teröristlerin roket atar bile kullandığına dikkat çekerken sadece bu bölgeden 20-22 bin kişinin göç ettiğini belirtiyor… Yani bizim yurttaşımız da kendi memleketi içinde mülteci durumuna düşmüş durumda…

cizre-ve-silopi-de-yasak-gocu-6396515

Interpress’in 2015 yılına yönelik yaptığı araştırmaya göre, 2015 yılında yazılı basında bir önceki yılın aynı dönemine göre asayiş haberleri yüzde 25’lik artışla 670 bin 418’e ulaşırken 133 bin 574’le “terör”, 70 bin 342’yle de “uyuşturucu” heberleri ilk iki sıraya yerleşti… Yine yazılı basında yayımlanan “kadına yönelik şiddet” konulu haberler de 2015 yılında yüzde 20 artış göstererek 83 bin 481 oldu.

Terör ve çeşitli nedenlerle gergin bir ortamın yaşandığı 2015 yılında ülkemizde kadına yönelik şiddet artarken Irak’ta Musul Emniyet Müdürlüğü’nün yayımladığı bir rapora göre, 2014-2015 yılları arasında terör örgütü IŞİD, 1.5 yıldır elinde bulundurduğu Musul’da 837 kadını öldürdü… Kadınların çoğunun parlamento ve belediye, milli eğitim bakanlığı vs. çalıştığına dikkat çekildi…

Ülkemizde artan terör olaylarının da etkisiyle bireysel silahlanmada büyük artış olduğu gözlemlenirken cezaevleri de, suç oranlarındaki artış nedeniyle kapasitelerini aşarak tıka basa dolu bulunuyor. 2016 yılına merhaba demeye az bir süre kalırken, Torba yasa ile İnfaz Kanunu’nda değişiklik öngören düzenleme sayesinde şartlı salıverilmesine 1 yıl kalan mahkumların doğrudan denetimli serbestlikten yararlandırılması süresi de 31 Aralık 2020’ye uzatıldı.

denetim

Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün istatistiklerine göre, Kasım 2015 itibariyle cezaevlerinde 149 bin 856’sı hükümlü, 26 bin 412’si tutuklu olmak üzere “176 bin 268” kişi bulunuyor… Bunların 33 bin 261’i hırsızlık, 33 bin 261’i uyuşturucu, 28 bin 727’si adam öldürmek, 21 bin 801’i yaralamak, 21 bin 445’i gasp ve 14 bin 449’u cinsel suçlardan yatıyor.

2014 yılının rakamlarına göre, denetimli serbestlik uygulamasından son 8 yılda yararlanan mahkum sayısı ise 1 milyon 360…

2010’da 104 bin 662, 2011’de 130 bin 402, 2012’de 219 bin 633, 2013’te 345 bin 215, 2014’te 287 bin 982 kişi denetimli serbestlik uygulamasından yararlandı… Her gün suç oranının arttığı ülkemizde, gördüğünüz gibi cezaevleri de her gün doluyor ve denetimli serbestlik uygulamasıyla doluluk krizi aşılmaya çalışılıyor…

Gördüğünüz gibi “terör, uyuşturucu ve şiddet sarmalına batmış”, gergin günler yaşayan Türkiye’de 2016’da yurttaşlarının huzur içinde yaşayabilmesi için yapılacak çok iş var…

Ya dünyada? Yılbaşına kadar Avrupa başkentlerinde terör saldırısı olabileceği uyarısı yapılırken elbette ki, dünyada bu gelişmelerin ışığında mutlu-mesut olanlar da var… Kimler mi?

Tabii ki silah ihracatçıları…

silahYeni açıklanan bir Kongre çalışmasın yazan New York Time gazetesi, savaşlarla ekonomisini besleyen, ayakta tutan ABD’nin silah ihracatının büyük artış gösterdiğini yazdı. Silahlanmanın serbest olduğu, 2015 yılında silahlı saldırılarda 13 bin kişinin öldüğü Amerika, 2014 yılında 36.2 milyar silah ihracatı yaptı. 2013 yılında bu tutarın 26.7 milyar dolar olduğu belirtildi. Yani ABD 2014’te 10 milyar dolar daha fazla silah satışı yaptı. Dünyada piyasanın yüzde 50’sinden fazlasını kontrol edene ABD için bu oran yüzde 35’lik artış olarak değerlendiriliyor. Silah ihracatı piyasasında ABD’yi Rusya, İsveç, Fransa ve Çin izliyor…

2016’nın terörsüz, şiddetsiz olması, tüm insanlar için umut, sağlık ve  mutluluk getirmesini dileriz.

İyi haftalar

Umut Vakfı

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN