Kadın cinayetlerini konu alan gerilim dram tarzındaki ‘Tutsak’ filmi 11 Mayıs’ta vizyonda. Filmde, özellikle kadına ve akli durumları tacize ve istismara müsait insanların maruz kaldıkları şiddet anlatılıyor.
O kadar ağırdı ki; ağırlığın altından kafasını kaldırıp etrafa bakamıyordu bile.
Tersten yaşamaya başlamıştı her şeyi…
Tutsak olmak…
Psikolojik şiddete tutsak olmak…
Bir de kadınsanız…
Korku…
Korkuyu kuyularda hissetmek…
Tutsak filmi aslında biraz da “Kadına Şiddet” konusunu; korku ve gerilim filmi içinde irdeliyor.
Bu alana projeksiyonu döndürüyor ve orayı öyle bir aydınlatıyor ki o aydınlıkta kanınız donuyor adeta…
Bir yeri aydınlatmak bazen ferahlık vermiyor işte…
Hatta o aydınlıkta öyle bir karanlığa gömülüyorsunuz ki…
Tutsak, 90’1ı yıllarda gözlerden uzak kırsal bir bölgede yer alan bir akıl hastanesinde geçen olaylan ve olayların içinde yer alan kişileri merkez almaktadır. Filmde özellikle kadına ve akli durumları tacize ve istismara müsait insanların maruz kaldıkları şiddet seyirciyi rahatsız etmeyecek düzeyde, daha çok metaforlar üzerinden verilerek, her ne kadar günümüzde özellikle hastane denetimlerinin artması ile düzeliyor gibi görünse de toplum bilincini uyandırmak alaçlanmaktadır. Unutmamak lazımdır ki; toplumda bu tarz şiddet olaylarının olması bilinçsizlikten kaynaklanmaktadır.
Dönem koşullarında akıl hastalarının aileleri tarafından dışlanmasının ve bunun bir utanç kaynağı olduğu düşünülmesi nedeniyle hastalar ve hastane çalışanlan baş başadır. Denetimlerin de günümüzdeki kadar sık ve hassas olmaması, hastane çalışanlarının içindeki bastırılmış şiddet ve sadist duyguların daha rahat bir şekilde açığa çıkmasına neden olmaktadır.
Söz konusu hastanede hastalara günümüzde onaylanmayacak tedavi yöntemlerinin yanı sıra özellikle kadın hastalara psikolojik tacize kadar uzanan işkenceler ve baskılar uygulanmaktadır.
(Gazete Harbi, 30.04.2018)
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN