Post image
100 yıl sonra Ömer Seyfettin

 

Metin CELAL

Türk edebiyatında öykünün kurucu yazarı Ömer Seyfettin’in vefatının yüzüncü yılında, yazarın genişleyen külliyatının ilk verimlerini ‘Ömer Seyfettin Hikâyeler’ adıyla, toplam 1676 sayfalık iki ciltte okuyoruz. Hülya Argunşah’ın çalışması Ömer Seyfettin’in bütün öykülerini bir araya getirmekle kalmıyor, onları ilk yayımlandıkları biçimlerine döndürmeyi de amaçlıyor.

Türkiye’de öykü türünün kurucu yazarı Ömer Seyfettin’dir. Ömer Seyfettin kuruculuğuyla edebiyat tarihinde kalmamış, her zaman eserleri en çok basılan ve çok okunan bir yazar olmuştur. İnternet kitapçısı babil.com’un verilerine göre 153 yayınevinden 674 Ömer Seyfettin imzalı kitabı şu anda satışta. Hemen her gün ‘yeni’ bir Ömer Seyfettin kitabı yayımlandığını görmekteyiz. Bunda kuşkusuz, eserlerinin telif hakları koruması dışında kalmış olması ve eserlerinin bütünlüğünün koruması görevinin ilgili yasayla Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda olmasına rağmen görevin yerine getirilmemesi de etkilidir. İsteyen istediği gibi Ömer Seyfettin’in öykülerini bir araya getiriyor, değiştiriyor, kısaltıyor, dilini ve anlatımını değiştirebiliyor, hatta eklemeler yapıyor. Bitmeyen bir yağma söz konusu.

Ömer Seyfettin hakkında birçok kitap hazırlandı, makale ve tezler yazıldı, sempozyumlar, çalıştaylar ve paneller düzenlendi. “Giriş, gelişme ve sonuç bölümlemeli, olayı ön plana çıkaran, karakter tahlili ve mekân tasvirini geri planda tutan hikâyeyi”, Batılı öykü tarzını Türk okuyucusuna tanıtarak öykünün kurucusu olmasına rağmen hak ettiği değer verilmeyerek Ömer Seyfettin’in öykülerinde işlediği konularla sınırlı kalındığı, daha çok eserlerine yansıyan siyasi görüşlerine yoğunlaşıldığı görülüyor. 1950’lerden sonra ise Ömer Seyfettin’in öyküleri, yeterince derinlikli bulunmamış ve güdümlü bir sanat anlayışı olduğu, estetikten yoksun olduğu, aşırı milliyetçi bir anlayışla yazdığı düşünülerek küçümsenmiş ya da görmezden gelinmiş. Bu anlayış günümüzde de kısmen sürüyor. Ders kitaplarına da giren, sade bir dil ve akıcı bir üslup kullandığı için kolay okunan çocukluk anılarından yola çıkarak yazdığı hikâyelerinden dolayı çocuk yazarı olduğu kanısına kapılıp onu yanlış değerlendirenler de çok. Tabii ki Tahir Alangu’nun biyografisi ve Necati Mert’inki gibi nadir çalışmaları ayrı bir yere koymak gerek.

Ömer Seyfettin 36 yıl yaşamış. Kısa yazarlık hayatında şiir, mensur şiir, hikâye, tiyatro, makale, deneme, fıkra gibi türlerde 503 eserinin yayımlandığı tespit edilmiş. Bunların 165’i hikâye türünde. Hikâyeleri ilk kez 1938’de Ali Canip Yöntem’in derlemesiyle dokuz cilt olarak yayımlanmış. Daha sonra Muzaffer Uyguner, Tahir Alangu ve Nâzım Hikmet Polat gibi araştırmacıların Ömer Seyfettin külliyatını derleme çalışmaları olmuş. Bu çalışmaların en önemlilerinden birini Hülya Argunşah yapmış, 1999-2001 arasında yayımlanan ‘Ömer Seyfettin-Bütün Eserleri’ adıyla yedi ciltlik bir külliyatta toplamıştı. Yapılan her yeni çalışmada külliyatın gelişip genişlediğini görüyoruz. Çünkü Ömer Seyfettin’in çalışmalarının çoğu dergilerde kalmış ve yazar çok fazla takma ad kullandığı için bunları tespit edip derlemek kolay değil. Argunşah her yeni baskıda külliyatın gelişmesini bu nedene bağlıyor. Ömer Seyfettin’in vefatının yüzüncü yılında genişleyen külliyatın ilk verimlerini ‘Ömer Seyfettin Hikâyeler’ adıyla, toplam 1676 sayfalık iki ciltte okuyoruz. Dergâh Yayınları’ndan çıkan külliyat diğer türlerdeki eserler kitaplaştırılarak sürecek. Hülya Argunşah, metinleri önce türüne göre ayırmış, sonra ilk yayım tarihlerine göre sıralamış. Metinler ilk yayımlandığı yer ve yazarın hangi ad ya da imzasıyla yayımlandığına dair bilgiyle birlikte verilmiş, bazı konular da notlandırılmış.

Argunşah’ın çalışması öyküleri ilk yayımlandıkları biçimlerine döndürmeyi de amaçlıyor. Ömer Seyfettin’in 10 yıl gibi kısa süreye sığan olağanüstü veriminde geçirdiği değişimi de bütün olarak görmüş oluyoruz. Dilindeki sadeleşme, öykü anlayışındaki değişim de net olarak beliriyor.

Ömer Seyfettin içten ve sade anlatımı, döneminin toplumsal olaylarını ve yaşamını gerçekçi bir bakışla yansıtması, siyasi konuları çekinmeden ele alması, karakter ve tip yaratımında başarısı, olay örgüsü teknikleriyle her zaman ve çok okunan klasikleşmiş öykülere imza atmış. Öykülerini orijinallerinden okumak bu edebi tadı daha da artırıyor ve Ömer Seyfettin’in önemini daha iyi anlamamızı sağlıyor.

HİKÂYELER 1 ve 2
Hazırlayan: Hülya Argunşah
Dergâh Yayınları, 2020
Toplam 1676 sayfa (iki cilt)
59 TL, 48 TL.

(Hürriyet Kitap Sanat, 11.09.2020)

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN