Post image
Yeri göğü inletelim de…

 

Görüyorsunuz kadın cinayetleri artarak devam ediyor…

Hemen her gün bir kadın cinayeti işleniyor…

Bazı günler iki, üç, hatta daha fazla olaya tanık oluyoruz…

Şiddete tepki göstermek, razı göstermeyip ayrılmak, boşanmak, katlanmayı reddedip barışmamak…

Üstüne üstlük bir işe girip, ayaklarının üstünde durabilmek için mücadele etmek bir kadının en büyük suçu…

Hep yetkilileri sesleniyoruz:

Gelinen noktada, artık bireysel silahlanma ve kadın cinayetleri konusunda “BİR ŞEYLER YAPMALI…”

Ama nafile…

Kadınlar çocuklarının gözleri önünde kurbanlık koyun gibi kesiliyor, internetten bir tıkla alınan silahlarla öldürülüyor…

Son olarak (aslında son değil, onun hemen ardından yine pek çok kadın cinayeti işlendi Malatya’dan İstanbul’a çeşitli kentlerde) çocuğunun gözü önünde boğazı kesilerek öldürülen Emine Bulut’un (38) “ölme anne” diye ağlayan 10 yaşındaki kızına yönelik “ÖLMEK İSTEMİYORUM” haykırışı şiddetle karşı karşıya olan tüm kadınların ortak çığlığı, haykırışı oldu…

Görüntüleri çeken kişi acaba o an genç anneyi eski kocasının şiddetinden kurtarabilir miydi?

Bilmiyoruz…

Ama o görüntüler tüm Türkiye’yi ayağa kaldırdı… Hatta AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Özellikle kadına ve çocuğa dönük şiddete karşı yeri göğü inletmemiz lazım” açıklamasını yaptı…

İnanın sayın Çelik, Özgecan cinayetinden bu yana ilk kez bir kadın cinayetinde söz konusu görüntüler nedeniyle (ki kesinlikle tasvip etmiyoruz) sade vatandaşından  spor camiasına, siyasetçisine, hukukçusuna kadar kısacası toplumun her kesiminden büyük tepki yükseldi…

Sayın ilgililer, yetkililer…

Şiddet ah vah diyerek, kınayarak bitmez…

Yer gök inleyecekse inliyor işte…

Ama kınamayı bırakıp artık çözüm bulunması gerekiyor çocuğa, kadına yönelik taciz, tecavüz ve her türlü şiddete karşı…

Yani kınama, dövünme mesajları yetmez, yetmiyor artık…

Neden kadın cinayetlerini durduramıyoruz?

Neden şiddeti durduramıyoruz? Nasıl önleye biliriz?

Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini nasıl önleyebiliriz?

Neden insanlar, özellikle de kişiliği bozuk, öldürmeye meyilli insanlar kolaylıkla yani bir tıkla silaha ulaşabiliyorlar?

Silahlanmaya kim dur diyecek?

Ve benzeri soruları masanın üzerine yatırmak gerekmiyor mu artık ne dersiniz…

Daha ne kadar çığlık atılacak ki?

Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Savaş Eğilmez de açıklama yapmış: Türk töresinde kadın cinayetinin cezası çok ağır…

Türk töresinde kadın zaten baş tacı… Ama toplumu Araplaştırma hastalığı olmasa… Araplaştırma eğitimi topluma aşılanmasa… Cinsiyet ayrımcı politikalara, eğitime son verilse…

Evet sayın yetkililer gözleri kör edip, kulakları tıkamak yerine toplumun her kesimine kulak verme ve çözüm bulma vakti…

Biz de hep dillendiriyoruz:  Saygı temelli, cinsiyet ayrımcı olmayan eğitimi anaokullarından itibaren çocuklarımıza vermemiz, aşılamamız elzem…

Çünkü toplumumuzda yaşanan şiddet; ciddi bir halk sağlığı sorunu haline gelmiş bulunuyor…

Emin olun bunun cinsiyeti de yok…

Günümüzde sokaktan eve herkes şiddetle karşı karşıya…

Elbette ki caydırıcı cezalar önemli… Ama en önemli şey: SUÇUN İŞLENMESİNİN ÖNÜNE GEÇMEK…

 

İnsanlara sevmeyi, birbirine saygı duymayı, herkesin birbirinin hakkına saygılı olmasını ve birbirine karşı adil davranmayı yeniden ve hiç bıkmadan aşılayıp, öğretmemiz gerekiyor sanırız…

Ki bu aşamada sadece yetkililere değil, pervasızca şiddet içerikli görüntüler izlediğimiz dizi ve filmlerin yapımcılarına, yayıncılarına da büyük iş düşüyor… Yani toplumun gidişatını reyting uğruna bozan herkese…

Haydi; hazır yer gök inliyorken herkes elini taşın altına soksun da, hep beraber bir şeyler yapalım:

ANNELER ÖLMESİN, ÇOCUKLAR AĞLAMASIN…

İyi haftalar

Umut Vakfı

 

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN