Post image
Şiddetin panzehiri toplumsal dönüşüm

 

Berfin BAKAY

Toplumsal cinsiyet eşitliği için mücadele eden avukatlar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Gününde toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı zihniyet dönüşümünü savundu.

Öncü Kadın Genel Başkan Yardımcısı Av. Nuriye Kadan: Kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri yalnızca ülkemizin değil tüm dünyanın sorunu. Tüm toplumu etkileyen ağır sonuçları da beraberinde getiriyor. Yasalarla olumlu yönde düzenlemeler yapılsa da bunların amaca ulaşabilmesi için toplumsal zihniyet dönüşümüne ihtiyaç var. Yasanın varlığı tek başına kadını şiddetten ve ölümden korumuyor. Kadın ve erkeği eşit görmeyen, kadını zayıf, ikincil ya da bağımlı varlık olarak algılayan çağdışı anlayış şiddetin sürüp gitmesine neden olmakta. Şiddetin çözümünün ne idam, hadım etmekle ne de kadınlara pembe otobüsler tahsis etmekle ve kadını erkeği kamusal alanda ayrıştırmakla olamayacağı açıktır. Tam tersine asıl bu çözüm önerilerini üreten düşünce yapısı şiddeti beslemekte. Bu nedenle de kadına yönelik şiddeti doğuran temel nedenin cinsiyet ayrımcılığı ve feodal düşünce yapısı olduğunu gözardı etmemeliyiz. İvedilikle ve öncelikle toplumsal cinsiyet eşitliği için etkin bir politika üretilmeli. Bunun yanı sıra kadın ve erkeği birbirine yabancılaştıran, birbirine karşı konuma getiren düşüncenin şiddeti daha da körüklediği de bir gerçeklik. Kadın ve erkeğin birlikte feodal sisteme karşı mücadelesiyle şiddetin karanlığını aralayıp ışığın girmesini sağlayabiliriz.

Av. Umur Yıldırım: Son yıllarda kadına karşı şiddet ve kadın cinayetleri eğitimli, eğitimsiz, köylü, kentli, genç, yaşlı kadın demeden sistematik bir şekilde artıyor. Toplumun kadına bakışı, kadının hak ve özgürlüklerinin tanınmaması, erkek egemen anlayışın değiştirilmeye çalışılmaması, kadın üzerinden yanlış söylemlere ve beyanatlara son verilmemesi ve kadının birey olmasının önüne devamlı olarak set çekilmesinin sonucunda gelinen noktadır ve toplumsal bir sorundur. Bu sebeple hayatın her alanında kadının yer alması gereklidir. Kadın cinayetleri eğitimler, hukukla, zihniyetle, aileyle çözülmesi gereken çok yönlü bir kavramdır. Bir avukat olarak bunun hukuk tarafında olsak da bu sorunu hep birlikte çözebiliriz. Çözümün parçası olmak için hep birlikte çalışmak dileğiyle.

Cumhuriyet Kadınları Derneği Seyhan Şube Başkam Av. Nesrin Kılıçay: Ülkemizdeki kadına yönelik şiddet vakalarına baktığımızda, bunların faillerinin aile, akraba ve yakın çevresindeki kişilerden olduğunu ve eğitim seviyesi yükseldikçe kadına karşı şiddet suçlarının da azaldığını görmekteyiz. Bu da bize eğitim sistemimizi ciddi olarak sorgulamamız gerektiğini göstermektedir. Toplumsal eğitimi düşünmemiz gerekiyor. Emperyalist sistemin dayattığı televizyon programlan, diziler, insanlarımızı kültürel olarak yozlaştırmakta, bencil saygısız ve anlayışsız varlıklar haline getirmektedir.

Av. Süreyya Kardelen: Burada aslında ataerkil zihniyetle mücadele ediyoruz. Çocuklara çok küçük yaşlarda toplumsal cinsiyet eşitliğini anlatmamız gerekiyor. Ve şiddet mağduru kadınlan korumaya yönelik daha iyi mekanizmalar geliştirmeliyiz. 6284 sayılı kanunu daha etkili bir hale getirmek gerekiyor. Veriler ve istatistiklerle çalışmamız lazım. Çözüm yollarını konuşup artık hayata geçirmemiz gerekiyor.

Av. Merve Ayvalı: Kadına şiddet toplumsal bir sorundur. Bu sorunun çözümü de tek tek bireyleri cezalandırmak değil toplumsal değişimi hazırlamaktır. Kadının zayıf, ikincil, baskılanabilir görülmemesi için aileden başlayarak eşitlik eğitimi verilmeli, kız ve erkek çocukların eşitliği içselleştirmelidir. Kadının güçlenmesi, erkeğin değişmesi, toplumun gelişmesi için bu şarttır. Cezaların da elbette koruyucu ve caydırıcı tarafı vardır, 6284 sayılı kanun önemli bir kazanım, 6284’e sahip çıkılmalıdır.

Av. Anıl Karadağ: Şiddet gören kadınların öncelikle içinde bulundukları durumdan utanmaması gerekiyor. çünkü utanması gereken, şiddet gösterenlerdir. Aynca şiddetin hiçbir gerekçesi olamayacağını iyice bilmeleri ve kendilerinde bir kusur arıyorlarsa bundan vazgeçmeleri gerekiyor. Susmamaları, şiddeti asla kabullenmemeleri, bir çıkış yolu olduğunu bilerek kendilerine destek vermeye hazır olan baroların kadın haklan merkezleri veya komisyonları; kadın haklarıyla ilgili sivil toplum kuruluşları; Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı; Aile İçi Şiddet Acil Yardım Hattı (0 212 656 % % veya 0 549 656 96 96), ALO 183 ve kolluk güçleriyle iletişim kurmaları gerekiyor. Bunların yanı sıra şiddetin fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik başta olmak üzere birçok türü olduğunu kavramaları ve şiddetten sadece fiziksel olanını anlamamaları gerekiyor. Bütün kadınların kadına yönelik şiddete ve cinsiyet ayırımcılığına karşı dayanışması gerekiyor.

Av. Gül Öykü Yılmaz: Kadına şiddet konusundaki sorunlar yıllardır tespit edilmektedir, fakat çözüm aşamasında ne yazık ki eksiklikler bulunmaktadır. Bu konudaki yasal düzenlemelerimiz yeterli olsa bile uygulamada bazı aksaklıkların yaşandığını görmekteyiz. Günümüzde koruma tedbiri uygulanan süreçte sağlıklı bir mekanizma yürütülemediğinden şiddet olayları tekrar etmekte ve daha ağır vakalar yaşanmaktadır. Ağır tehdit altındaki kadınlar da yeterli tedbirlerle korunamadığı için cinayetleri önlemekte yetersiz kalınmakta bu konuda da özel önlemlerin alınması gerekmektedir. Şiddet sorunu ancak kalıcı çözümlerle ele alındığında ve caydırıcı cezalar uygulandığında yenilerinin yaşanmasının önüne geçilebilecektir. Kısa vadeli olarak, şiddet gören kadına acil hallerde en hızlı şekilde yardım edebilme yolunda çalışmalar artırılmalı, koruma tedbirlerinden sonraki sürecin de denetimi daha sağlıklı ve sıkı bir şekilde yapılmalıdır. Uzun vadeli olarak en kalıcı ve etkili çözüm ise kadının ve erkeğin her alanda toplumsal mücadeleye omuz vermesinden geçmektedir.

Av. Seval Duygu Akyıldız: Günümüzde şiddet denilince akla öncelikle fiziksel şiddet geliyor, fakat ondan önce duygusal, ekonomik ve cinsel şiddet var. Yüzünüzde bir morluk varsa şiddete uğradığınızı bilirsiniz, ama sevdiğiniz biri özgüveninizi sistematik olarak zedeleyip sonra da sizi bir “hiçmiş” gibi hissettirdiğinde şiddet gördüğünüzü anlamak o kadar kolay olmuyor. Nerede “Yeter, ben bir bireyim ve haklarım var!” diyeceğimizi bilmek için şiddetin ne demek olduğunu da öğrenmemiz gerekiyor. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun okunmalı. Kadınlar, haklarının neler olduğunu iyice öğrenmeli. Kadına şiddet konusunun daha ciddiye alınarak, kanunun uygulanabilirliğinin artırılması gerekiyor ve buna bağlı olarak da uygulamanın her alanındaki personel sayısının artırılması gerekiyor.

Av. Turgay Özcan: Kadın olmasa güzel bir dünya olmazdı. Ben dünyada kadını güzellik, mutluluk, eş, anne, çocuk olarak çok fazla yanımda hissettim. Kadın ve erkeğin eşitliği konusunda; kadınlar da erkekler gibi her şeyi özgürce yapabilmeli. Çünkü BM ve bizim anayasamız kadın ve erkeğin arasında hiçbir fark olmadığını ortaya koymuştur. Kadınların erkekler gibi hakları olduğunu biliyoruz, bunların fiilen de uygulanmasını, kadınların daha özgür bir dünyada yaşamasını istiyoruz.

(Aydınlık, 25.11.2019)

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN