Post image
Şiddet ve cinayet salgın gibi…

9754_1254757789

Şiddet açısından yine dolu dizgin bir hafta geçirdik. Şiddet her yerdeydi. Okulda, evde, sokakta, düğünde, tarlada, ormanda, otoyolda. Bıçak zaten elimizin altında, tabanca ve tüfeğin envai çeşidine ulaşmak ise bilindiği gibi oldukça kolay. Ruhsatlının sayısı bir yana hukuk ve adaletin yok olduğu ülkemizde ruhsatsız silah sayısında patlama yaşanıyor. Açıklanmaktan özenle kaçınılan emniyet kayıtlarında da, bu bariz bir şekilde ortaya dökülüyor…

Sıcaklıkların artması ve Ramazan ayının gelmesiyle beraber tahammül sınırları zorlanırken üçüncü sayfa haberleri yani şiddet, cinayet haberleri de tavan yaptı…

indirGazeteler ve televizyon ekranları, tabancayla, tüfekle, bıçakla ölüm kusan insanların haberleriyle dolu… Kimi eşine, kimi sevgilisine, kimi kızına, kimi iş ortağına, kimi arkadaşına, kimi trafikte tartıştığı birine silahı doğrultuyor. Kendilerini dünyaya getirip, büyüten annesini-babasını, kardeşini, ablasını, ağabeyisini, çocuğunu hiç acımadan öldürüyor insanlar…

Uzmanlar, şiddeti ve intiharları artıran nedenler olarak “İşsizlik, mutsuzluk, eğitimsizlik, hoşgörüsüzlük, tavandan tabana doğru yayılan ülke siyasetine hakim olan şiddet dolu söylem”i sıralarken sıcakların da etkisiyle ve uzun oruç günlerinde vatandaşların agresif hareketleri de artıyor.

Tavuk cinayeti

Ramazan’ın ilk 10 gününde (28 Haziran-7 Temmuz), ateşli silahlarla işlenen suçlarda 68 kişi öldürüldü, 78 kişi de yaralandı. ”Tavuk bahçeye girdi, borcunu ödemedi, çocuklar gürültü yaptı” vs. nedenlerden dolayı ve anlık öfkelerle insanlar elini kana buladı. Örneğin 2 Temmuz günü Osmaniye’de bir amca, tavuk bahçeye girdi, diye 22, 23 ve 27 yaşlarındaki biri kadın üç yeğenini öldürdü… 10 günlük süreçteki kadın cinayetlerindeki ölü sayısı ise 15…

Çocuk gürültüsü ölüm getirdi

Rize’nin Pazar ilçesinde 6 Temmuz günü iftar öncesinde çocuklar gürültü yaptı diye komşular arasında kavga çıktı. 49 yaşındaki Mustafa Aygüneş, komşuları Cengiz Yenigün (32) ile Hüseyin Bilici’yi (30) silahla yaralayıp kaçtı. Yaralılar hastaneye kaldırılırken bu olaydan 1 saat sonra yaralıların akrabası Osman Yenigün Aygüneş’in evine ateş açtı. İftar saatinde Mustafa Aygüneş’in 70 yaşındaki babası başından vurularak öldü…

Teravih yolunda katliam

Mardin’de ise köy muhtarı ile akrabaları (daha sonra köy korucusu oldukları belirtildi) yerel seçimde başka adayı destekleyen ve aralarında daha önceden husumet bulunan aileyi teravih namazına giderken uzun namlulu silahlarla taradı. Dört kişi olay yerinde ölürken karşı tarafın da karşılık vermesi üzerine 27 kişi de çeşitli yerlerinden yaralandı…

adliye_istatistikleriyle_aile_ici_siddetin_fotografi_h65349aile-ici-siddet-ve-cocuk-istismari-3241897_6518_oErkek terörü de maalesef katlanarak arttı. Bu 10 günlük süreçte günde iki, üç hatta dört kadın cinayetinin yaşandığı günler oldu. 3 Temmuz günü Adana, İstanbul ve İzmir’de eşinden ayrılmak isteyen üç kadın arka arkaya ve hunharca öldürüldü… 1 Temmuz’da Ankara’da bir polis daha önce gönül ilişkisi yaşadığı ve sonrada sürekli rahatsız ettiği kadın kendisini karakola şikayet edince cinayet işledi. Karakol önünde genç kadını ve yanındaki ablasını öldüren polis Bircan T.’yi de polis arkadaşları vurdu. 2 Temmuz günü İstanbul Bağcılar’da 18 yaşındaki Hülya B. öldürülmüş olarak evde bulundu, kocası tutuklandı. Yine aynı gün Erzurum’da akıllara durgunluk veren bir kadın cinayeti daha yaşandı. 81 yaşındaki dede (Ali Kahraman) “kıskandığı” dört çocuk annesi, 74 yaşındaki karısını baltayla öldürdü. Olayı duyunca çocukları sinir krizi geçirdi… 6 Temmuz günü yine İzmir Menderes, Ankara, Bursa ve Ayvalık’ta dört kadın cinayeti daha yaşandı. Ayvalık’ta 20 yaşındaki genç kendisinden ayrılmak isteyen 15 yaşındaki genç kızı okul bahçesinde 12 yerinden bıçakladı.

Menderes’te karısıyla kavga ettikten sonra aracına atlayıp trafiğe çıkan 32 yaşındaki Yılmaz Çetin yolda 10 yaşındaki Ahmet Aracı ile motosikleti ile yol kenarında duran Sezgin Arkan’a (39) çarparak yaraladı. Sonra eve gelen sapkın koca Çetin, tüfekle eşi ve iki çocuğunun annesi Derya Çetin’i yaraladı, ardından da kendisini öldürdü…

Aynı gün Ankara’da baba, Bursa’da da, evlat vahşeti yaşandı… Ankara’da Kamu Personeli Seçme Sınavı’na giren 29 yaşındaki Dilek, sınav çıkışı babası tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Bursa Kestel’de ise tam bir vahşet yaşandı. Akşam arkadaşlarıyla evde içen ve sonra alt kata inen 25 yaşındaki Tayfun Yılmaz, annesi tepki gösterince tartışmaya başladı. Tartışma uzayınca öfke krizine giren Yılmaz, annesini başını duvara vura vura öldürdü…

kadina-siddete-son

Tüm bu kadın cinayetleri yaşanırken bir toplantıya katılan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, gazetecilerin soruları üzerine “ceza sisteminde çok büyük sorun olmadığını, koruma isteyen kadınların korunduğunu!” belirtti. İslam, “Kadına yönelik şiddeti affedemiyorum” dedi…

Ancak Kadın Cinayetleri Durduracağız Platformu, geçen yıl 237 kadının öldürüldüğü Türkiye’de bu yıl ilk 6 ayda 139 kadının öldürüldüğünü ve öldürülen bu kadınlardan yüzde 12’sinin koruma altındayken katledildiğini açıkladı…

Verilere göre kadın cinayetleri en çok sırasıyla İstanbul, Gaziantep, Adana, Antalya, Hatay, Konya ve Mersin’de yaşandı…

iskence

Şiddet her yerde ve her türlü

Bu bağlamda Genç Hayat Vakfı’nın yaklaşık 2 bin öğrenciyle görüşerek hazırladığı “Liseli Gençler ve Şiddet Algısı Araştırması” dikkat çekici… Araştırma, gençlerin okulda ve sokakta şiddetin her türlüsüyle karşı karşıya kaldıklarını bir kez daha ortaya koydu.

Şiddet algısına yönelik araştırma kapsamında bin 714’ü öğrenci, 173’ü öğretmen ve 42’si okul yöneticisi olmak üzere toplam bin 929 kişiyle görüşüldü. Genel lise, İmam Hatip Lisesi, Endüstri Meslek Lisesi ve Ticaret Meslek Lisesi gibi tüm okul türlerinde eğitim veren İstanbul’daki 50 lisede 9. sınıfa (lise 1) giden öğrencilere sorular yöneltildi ve yanıtları alındı.

En çok sınıfta

Araştırmaya göre, gençler şiddete en fazla sınıflarda maruz kalıyor. Sınıflardaki şiddet oranı yüzde 42.2 iken gençlerin yüzde 15.1’i okuldan sonra okul dışında, yüzde 13’ü okul bahçesinde ya da okul koridorunda, yüzde 4.4’ü okul tuvaletinde, yüzde 2.6’sı okul servisinde şiddet görüyor.

Araştırmada gençlerin yüzde 57.4’ünün kendi yaşıtı öğrencilerin şiddetine uğradığı dikkat çekiyor. Şiddet uygulayan diğer kişilerin dağılımı ise şöyle:

Çok arkadaşı olan bir öğrenci tarafından yüzde 15.3, kendisinden büyük öğrenciler tarafından yüzde 14.7, güçlü bir öğrenci tarafından yüzde 11.9, tanımadığı bir öğrenci tarafından yüzde 10.4, popüler bir öğrenci tarafından yüzde 10.2.

Kızlara sözel şiddet

Şiddet türleri cinsiyetlere göre de farklılık gösteriyor. Araştırmaya göre, kız öğrenciler, lakap takılması, alay edilmesi, kötü şakalar yapılması gibi sözel şiddete maruz kalırken, erkek öğrenciler ise fiziksel şiddete uğruyor. Örneğin kız öğrencilerin yüzde 9.4’ü, erkek öğrencilerin ise yüzde 15.2’si tehdit alıyor. Tüm şiddet türlerine en çok 16 yaş grubu şahit oluyor.

Her yaşta başka

Araştırmada dikkat çeken bir başka detay da şiddet türleri ve yaş arasındaki ilişki. 14 ve 17 yaş grubundaki gençler en çok fiziksel şiddete maruz kalırken 17 yaş grubunda sözel şiddet türünde bir azalma ve izole edici şiddet türünde bir artış gözleniyor. Gençler şiddet görme nedenlerini etnik köken, engelli, zayıf ya da kilolu, zengin ya da fakir, çalışkan ya da tembel olmalarına bağlıyor.

1363

Evde de şiddet

Araştırmaya katılan öğrenciler, okulda olduğu gibi hanelerinde de şiddete uğradıklarını ya da şiddete tanık olduklarını belirtiyor. Öğrencilerin yüzde 36,6’sı ‘Hanede de şiddet görüyorum’ diyor. Gençlerin yüzde 16.4’ü hanede maruz kaldıkları şiddeti, sözel veya duygusal, yüzde 7.4’ü fiziksel, yüzde 3.4’ü silah ve bıçakla tehdit, yüzde 2.7’si silah veya bıçak gibi kesici aletle yaralama olarak tarif ediyor.

Görüldüğü gibi, yarının büyüğü çocuklar, gençler evde ve okulda şiddet sarmalı içerisinde büyüyorlar, etkileniyorlar…

Bu araştırma sonucu irdelendiğinde şiddetsiz, cinayetsiz ve kaosuz günler için bu ülkeyi yönetenlere çok iş düşüyor… Sadece yasalar üzerinde değişiklik yapmak yetmiyor. Daha mutlu bir Türkiye için ülkenin tamamına yayılacak etkin mücadele ağı, etkin ve bilinçlendirme politikalarıyla, caydırıcı yöntemlere başvurulması gerekiyor…

İyi haftalar

Umut Vakfı

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN