Post image
Radikal İslamcının Zihinsel Hapishanesi

 

Tuğçe MADAYANTİ DİZİCİ

Paris yakınlarındaki Conflans-Sainte-Honorine semtinde bir öğretmen başı kesilerek öldürüldü. Sebep, öğretmenin sınıfta öğrencilerine Hazreti Muhammed karikatürü gösterdiği iddiasıydı. Katili 18 yaşındaydı. Bu korkunç haberi ilk duyduğum anda aklıma Dardenne Kardeşler’in Genç Ahmed (Le jeune Ahmed, Young Ahmed) isimli, geçtiğimiz sene Cannes Film Festivali’nden en iyi yönetmen ödülü alan filmi geldi. Film, bir imam tarafından radikalleştirilen, kâfir olduğuna inandığı öğretmenini öldürmeyi planlayan 13 yaşındaki Ahmed hakkındaydı.

Dardenne Kardeşler sinemasının odak noktasında, büyüme sancısı içindeki çocuk ve gençlerin toplumun duvarlarına, sosyal adaletsizliklere ve bağnaz fikirlere toslamalar bulunur. Bu sefer, genç Ahmed’in duvarı ise radikal İslamcılık. Tutuklanıp ıslah evine gönderilen Ahmed’in değişmesi mümkün mü veya mümkünse bu nasıl olabilir soruları üzerinden empati yolları kurmaya çalışan bir filmdi. Gündemle çok alakalı, öngörülü bulduğum bu filmi izlemenizi tavsiye ederim.

AHTAPOT ZARAR VERİLMEDEN EHLİLEŞTİRİLMİŞ

Sinema yaşayan canlı gibidir. İzlerken gördüğümüz imgeler de ahtapotun kolları gibi oradan oraya savrulan bilinç. Bu kollardan biri, herkesin kendine göre ‘öteki’ gelenin zihnine giriş biletidir. Seyirciyi, ben merkezinden çıkaran bu enstrüman, seyircinin bilincini ‘öteki’ denilenin zihnine bağlar. Yönetmen bu araçlarla bir yandan seyircinin, filmde ‘öteki’ olarak konumlanan karaktere empati ve sempati duymasının yollarını arar. Karakterler ile seyirci birbirine bağlanırken bir yandan yönetmen filmin mizanseni ile seyirciyi filmin düşüncesi ile ilişkilendirir. İzleyici karakterin motivasyonunu anlamaya çalışır, onun için endişelenir, yanılgıları birlikte yaşarlar hatta bazı durumlarda karakterin yapmak istediklerini tahmin etmeye kadar varabilir bu deneyimleme. Dardanne Kardeşler işte bu ahtapotu ona hiç zarar vermeden ehlileştirmeyi başarmıştır.

 

 

AHMED KAÇAR, KAMERA KOVALAR

Dardanne’lerin sinemasında kamera aktüeldir, üslup belgesel gerçekçiliktedir. Her şey ahtapotun kollarıyla seyirciye empati ve sempati kurdurmaya yöneliktir. Kamera, Rosetta filminde öfkeli bir halde yürüyen genç Rosetta’nın arkasına, Bisikletli Çocuk filminde 12 yaşındaki Cyril’in peşine, Çocuk filminde Bruno’nun hemen arkasına takılmıştır. Hiçbir anı, olan biten hiçbir şeyi kaçırmamak için onlara yetişmeye çalışan kameranın varlığıdır Dardanne sineması. Genç Ahmed’in ilk sahnesinden itibaren yönetmenlerin yarattığı mizansene göre karakter adeta kameradan kaçmaktadır. Ahmed kameranın yanından geçerek kadrajdan çıkar ve kamera onu pan yaparak yakalar takip eder, o sonra gene kaçar. Tüm film boyunca ne olursa olsun, kim ne derse desin onun bu kaçışlarını görebiliriz. Ta ki son ana, o duvara toslayana kadar Ahmed kaçar, kamera onu yakalamaya devam eder.

SUÇA BULAŞMAMIŞ FANATİĞİ KENDİ VİCDANI KURTARABİLİR

Bir insan nasıl radikal İslamcı olurdan ziyade, bir insanın radikal İslamcı olmasının önüne ne geçebilir sorunsalıyla ilgilenmekte olan film, Ahmed karakterinin kendi zihinsel hapishanesi olan İslam fanatizmden nasıl kurtulabileceğinin cevaplarını arar. Yönetmenlerin, 13 yaşında daha çocuk olan birisiyle bu yolculuğa çıkmış olması son derece anlaşılır bir karar. Belli bir yaştan sonra hele ki fanatik eylemlere karıştıktan sonra, mesela karakter 18 yaşında bir genç olsaydı açıkçası tüm çözümler gerçek dışı ve uydurulmuş gelecekti hepimize. Bu yüzden çocuk yaşta birisinin, fanatik cihatçı düşüncenin elinden kurtulabileceğine inanmayı daha kolay becerebiliyoruz. Ahmed’in kurtulma ihtimalinin, bir destek figüre bağlanmamış olması da inandırıcılığı arttıran kararlardandı. Çiftlikteki genç kız ile hayatı öğrenmesine hatta ona aşk beslemesine rağmen bu onun kendi zihinsel hapishanesinden çıkarması için yeterli olamadı. Gene de filmin sonunu bu haliyle bile inandırıcı bulmayanlar oldu. Ben gerçeğe en yakın olabilecek bu optimist finali yadırgamadım. Ahmed duvara toslayıp, kendi ölümüyle yüzleştiği anda ne onu radikalleştiren imamı, ne annesini ne de öğretmenine seslendi, o “Anne!” diye inledi. Çünkü o hâlâ bir çocuktu. Henüz suça bulaşmamış bir fanatiği ancak kendi vicdanı kurtarabilir. Bu naif umuttan başka benim de inanabileceğim bir şeyim yok, aynı Dardenne Kardeşlerin de olmadığı gibi.

(Birgün, 31.10.2020)

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN