Post image
Polisiye romana yeni bir nefes: Dolma Kalem 

 

RÖPORTAJ: Ayşenur MAMA

Başarılı yazar grubu Dolma Kalem ile kuruluş süreçlerine ve “Dört” adlı kitaplarına dair konuştuk.

Hoş geldiniz Dolma Kalem. Öncelikle bizlere bu grubun kuruluş sürecinden bahseder misiniz?

Dört çocukluk arkadaşı olarak zaten ortak hobilerimiz mevcuttu. Bu ortak hobilerden bir çıktı yaratma fikri sonrası zaten var olan grubumuza sadece bir isim koymamız gerekti. Bu fikir ise 2014 yılında Arda’nın 500 T’deki yolculuğu esnasında aklına gelen bir fikirdi. Burak’ın uzun, bir o kadar yorucu nöbeti sonrası kafa dağıtmak için Arda’ya “Neden olmasın?” diye sorduğu, ardından “Olur bu iş.” dediği bu kitap ile grup, Melih ve Teoman’ın aynı gün bir telefon ile projeye dâhil olmasıyla son halini aldı.

Grup üyeleri, kimlerden oluşuyor?

Grubumuz; özel sektörde çalışan iki mühendis (Arda Çelikcan ve Melih Baki), bir ortopedi doktoru (Burak Özel) ve bir devlet memuru (Teoman İlhan) olmak üzere birbirine gönülden bağlı dört dosttan oluşmaktadır. Üyeler için kendi mesleklerini en iyi şekilde icra etmelerinin yanı sıra hayatın tadını dostları ile beraber çıkarmak isteyen birkaç iyi adam, diyebiliriz.

Grubun adı neden “Dolma Kalem” olarak seçildi?

Dolma Kalem’in kültürel, değerli bir simge olduğunu düşünüyoruz; fakat dürüst olmak gerekirse dolu dolu yazma çabamızdan ve fiziksel olarak da dolu dolu göründüğümüzden ekip isminin Dolma Kalem olmasına karar verdik.

Grup olarak şimdiye kadar hangi faaliyetlerde bulundunuz?

“Dört” isimli kitabımız grubumuzun ilk faaliyeti olup, bunu çok uzun bir yolculuğun ilk adımı, büyük bir heyecanın ilk kıvılcımı olarak görüyoruz. Polisiye türüne yeni bir soluk getirdiğimizi düşünüp, seri halinde olmasını planladığımız bu proje, serinin ilk eseridir. Kişisel olarak ayrı ayrı çalışmalarımız olsa da hepimizin ilk göz ağrısı bu eser.

Ocak ayında okurlarla buluşturduğunuz “Dört” adlı kitabınızdan bahseder misiniz? Bu kitabı neden yazdınız?

“Dört” bir araya gelmek, beraber bir şeyler yapabilmek, ortak paylaşımlarımızı artırmak için güzel bir neden. Aynı zamanda yoğun iş stresinden kurtulup günlük motivasyonumuzun artmasına vesile olmuştur. “Dört” polisiye türünde bir roman olup, seri olarak düşündüğümüz bir projenin ilk adımı. Bu kitabı yazmaya başladığımızda amacımızı sadece bir tane bile satılsa kendi çocuklarımıza, ebeveynlerimize, eşimize, dostumuza ölümsüz bir eser kazandırmak olarak planlamıştık; ama kitap geliştikçe, yazıldıkça ve hatta yayınlanmaya başladıktan sonra sanki başka bir şey keşfettik. Yazma nedenimiz, sadece çevremize değil bize de iyi geliyor.

“Dört” okurlara hangi mesajları vermeyi amaçlıyor?

Aslında böyle projeler, birçok kişinin hayali. Bu hayali en yakın dostlarınızla gerçekleştirmek ise adeta ütopya. Birçok kişi belki cesaret edemediğinden, belki de günlük işlerinin koşuşturmasından çalışmalarını sonlandıramadılar; ancak bizim dört kişi olmamızın en güzel özelliklerinden bir tanesi de birimiz tökezlediğinde, vazgeçtiğinde diğerinin destekleyip, grubu hemen ayağa kaldırması. Kitabın basım aşamasına kadar gelmesindeki en önemli etken belki de bu. Kitabımızı yayın dünyasına giriş için bir başlangıç noktası olarak görmelerini çok isteriz. Birçok kişiye ilham olabileceğimizi düşünüyoruz. Biz, kurgunun oluşmasından kitabın yazılmasına kadar büyük keyif aldık. “Dört” aslında bir mesaj değil; okurlara son derece keyifli, akıcı, heyecanlı, merak uyandırıcı, ellerinden bırakamayacakları bir kitap vadediyor.

Kitabın ismi nereden geliyor?

Her detayda dört farklı yorumun tek bir potada birleşip, ortak karara bağlanabildiği bu projede başka bir ismi düşünmeden hızlıca karar verdiğimizi söyleyebiliriz. Ayrıca tabii ki kitabın ismine hizmet eden başka detaylar da kitabın içinde ve kapağında saklı; fakat bu ipuçlarını yakalamayı okuyucularımıza bırakıyoruz. Daha fazla anlama sahip olduğunu serinin diğer kitaplarında daha iyi anlayacaklardır.

Sizce kitap, beklenen başarıya ulaşacak mı?

Önce başarıyı tanımlamak gerekir. Biz, adım adım ilerleyeceğimizi düşünüyoruz. Bu kitabı çıkarabilmek ilk adımdı ve biz, kitabı okuyucu ile buluşturarak bizce zaten başarılı bir noktaya eriştik. Eğer beklenen başarı eserin çok satmasıysa bunun da yavaş yavaş olacağını düşünüyoruz; çünkü dünya tarihinde olmayan bir şeyi zaten başardık ve daha önce dört kişilik bir ekiple yazılmış bir roman yok. Senaryolar buna örnek olabilir; fakat basılan ilk kitap olduğundan bunun karşılığını kitapseverlerden ve evrenden alacağını düşünüyoruz.

Kitabınıza bir okur gözüyle nasıl bir yorum yaparsınız?

Oldukça sürükleyici ve akıcı olan bu romanda dört kişinin dört farklı bakış açısıyla bunun nasıl başarıldığını, dört Türk arkadaştan görmek gerçekten gurur verici. “Dört” içinde sadece cinayet ögesi barındırmıyor. Korku, heyecan ve tutkunun çok farklı bir yorumla polisiye türüne katılmasıyla oldukça lezzetli, keyifli, sürükleyici ve bir çırpıda okunacak bir roman olduğunu söyleyebiliriz.

Son olarak gazetemiz okurlarına neler söylemek istersiniz?

Bu kitabı okuyun! Çünkü okudukça kitaba kendinizi kaptıracak ve okudukça okumak isteyeceksiniz. Muhtemelen tadı damağınızda kalacaktır; ama merak etmeyin, devamı gelecek. Hayallerinizden vazgeçmemeniz dileğiyle…

(Önce Vatan Gazetesi, 15.05.2020)

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN