Post image
Plazalarda rehin alınan hayatlar

4trfs12_tiyatro

Neslihan Güzeran

Dolunay Soysert ve Aslı Enver’in başrollerini paylaştığı “Personel”, plazalarda rehin alınan gençliğin hikâyesini konu ediniyor.

Craft Tiyatro’nun yeni oyunu Personel, Dolunay Soysert ile ilk kez sahneye çıkan Aslı Enver’i bir araya getiriyor. Plaza çalışanlarının maruz kaldıkları “mobbing” uygulamalarını konu alan oyun, baskının boyutlarını grafikleştirerek seyirciyi sersemletiyor. Bir özel sektör şirketi ofisinin yerleştirildiği sahnenin karşısına geçen seyirci, şu tanıtım anonsunu duyuyor önce:

“SOB’ye hoş geldiniz! Sizler için özel olarak hazırladığımız UVP filtrelerimiz sayesinde gözlerinizi televizyonun zararlı etkilerinden koruyoruz. Nasıl mı? Bu da bizim uzmanlık alanımız. Deneyimli ve eğitimli çalışan kadromuzla size ihtiyaç duyduğunuz desteği veriyoruz. Gelin hayata aynı yerden bakalım!”

Genç nefesleri tüketen sistem

Sahneye neşeyle giren gencecik, kıpır kıpır genç kız (Emma) yönlendiren ses, işi yalnızca geçim kapısı olarak gören genç insanların, sistemin sert duvarlarına çarpa çarpa nasıl öğütüldüklerine, bizim de birazdan bunun bir kesitine şahit olacağımıza dair bir ima taşıyor. Ardından, insan kaynakları müdürü ile yeni çalışanlardan biri olan Emma arasında geçen diyalog, bu tarz şirketlerin personel politikalarını, iş sözleşmesine konan maddelerdeki akıl almaz yasakları, kurumsal yapının bireyin tüm yaşamını nasıl ele geçirdiğini ortaya koyuyor.

Çalışanlar arasında aşk ilişkisini yasaklayan maddeyi hatırlatarak, Emma’ya böyle bir ilişki yaşayıp yaşamadığını soran müdür, uyarılarını sıralayarak azat ediyor genç kadını. Takvimin değişen yapraklarından, belli aralıklarla gerçekleştiğini anladığımız sonraki diyaloglarda, Emma’nın bir iş arkadaşıyla ilişkisinin ifşa oluşuna ve şirketin kurallarını ustalıkla kullanan müdürün bu ilişkiyi, dolayısıyla da iki genç insanın hayatını manipüle edişine tanık oluyoruz.

Gerçekçilik iddiasını yıkan “nesne”

Oyunu izleyen beyaz yakalı çalışanların anlatılan öyküde abartılı bir yan olduğunu düşünmeyeceklerini, plaza yaşamı üzerine yapılan araştırmalardan biliyoruz. Dışarıdan bakan bir seyircinin ise sistemle kurduğu ilişki ne olursa olsun, benzer bir çıkışsızlık hissini yakından tanıdığını varsaymak yersiz olmaz…

Çağ Çalışkur, iki karakter arasındaki eşitsiz güç dağılımını ve buna rağmen giderek artan gerilimi oyunun koyulaşan kasvetiyle dengelemeyi başarmış. Finalde sahneye giren “nesne” ise “plaza çalışanlarının duygusal şiddet dolu yaşamlarından” sahneler sunan oyunun dekoru, kostümü, içeriği ve oyunculuğuyla kurduğu gerçekçi atmosferi yerle bir ediyor. Bu yabancılaştırıcı müdahale Soysert’le Enver’in etkileyici performanslarını da oyunun zihinlerde sürüp gitmesi muhtemel tartışmasını da gölgeliyor ne yazık ki.

(Taraf, 04.05.2015)

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN