Post image
Ordunun hedef alındığı bir planın kurbanları olduk

Yüksel ŞENGÜL

Deniz Harp Okulu’ndan 1979 yılında teğmen rütbesiyle mezun olarak Deniz Kuvvetleri’ne katılan Semih Çetin, 2009 yılında tümamiralliğe terfi ederek atandığı Donanma Kurmay Başkanlığı görevini sürdürürken sözde Balyoz davasından tutuklanarak Hasdal ve Silivri’de 44 ay hapis yattı. 2013’te hapisteyken emekliye sevk edildi. Çetin’le Destek Yayınları‘ndan çıkan yeni romanı ‘Büyük Hesaplaşma’yı konuştuk. Tabii Balyoz ve Ergenekon’u da… Balyoz kumpasını esas alarak “Büyük Hesaplaşma” adlı roman yazan Çetin, “O süreçte asıl kandırılan ordunun hedef alındığı planın kurbanı olan bizler olduk” dedi…

‘ÜÇ ARKADAŞIN HİKAYESİ’

– Bu kitap roman mı gerçek mi?

Bu bir roman, ama gerçeklerle kurgulanmış olaylar ve karakterler arasında gidip geliyor. FETÖ, Doğu Akdeniz krizi, Balyoz davası esas alınarak, birliktelikleri Deniz Lisesi’nde başlayan üç arkadaşın hikayesi anlatılıyor. Bu çerçevede aralarında ve aile fertleriyle çatışmaları, yakın tarihimize damga vuran olağanüstü bir süreçteki mücadeleleri aktarılıyor.

– Ne mesaj veriyor?

Kurgulandığı gibi FETÖ mensupları ve kalkıştıkları darbe girişimine ilişkin somut bilgilere ulaşılmış olsa bu kitap belki de gerçek bir olayı anlatmış olacaktı.

– Romandan gerçek hayata geçelim. Siz hapisteyken üst kademeleri uyarmıştınız değil mi?

Mahkemenin düzmece, üyelerinin terör örgütü mensubu olduklarını, asıl amaçlarının kendi sözde amiral, general ve subaylarına yer açarak iktidarı ele geçirmek olduğunu her fırsatta en üst düzeydeki komutanlara defalarca söyledik, yazdık. Somut bilgilerdi bunlar. Raporlar gönderdik. Ancak buna rağmen bir şey yapmadılar ya da yapamadılar. FETÖ’cü olduğu bilgisini aldığımız ve komutanları uyardığımız birçok albay 15 Temmuz’da amiral olarak sahnede başroldeydi.

 

Semih Çetin, Yüksel Şengül’ün sorularını yanıtladı. “44 ay suçsuz yere hapis yattım” dedi.

 

 

‘MİT BİLGİ AKIŞINI KESTİ’

– Çevrenizdeki subaylar arasında FETÖ’cü olanları fark etmediniz mi?

AKP’den önce MİT rapor hazırlar, sakıncalı personeli Genelkurmay’a bildirirdi. AKP iktidara gelince MİT’ten gelen bilgi akışı bir anda kesildi.

– Kimileri de “Komutanlarımız neden kuzu kuzu gidip teslim oldular” diye eleştiriyor sizleri.

Deniz Kuvvetleri Komutanı ‘Sen şu tarihte gidip savcıya ifade vereceksin’ deyince, bu emri yerine getirmek zorundaydık. İstanbul Merkez Komutanlığı’na gittik, paldır küldür tutuklandık. En üsttekiler nasılsa ‘Durun bakalım, ne yapıyorsunuz siz?’ derler diyordum, ama olmadı. 44 ay suçsuz yere hapis yattım.

– Komutanlar, dönemin başbakanıyla konuşmadılar mı?

Biz hapisteyken komutanlar başbakana gidip konuştular, bilgi de verdiler. Daha doğrusu bize böyle söylediler. Başbakanın daha sonra ortaya çıkıp ‘Kandırıldık’ demesine hiç anlam veremedim! Komutanlar mı yalan söyledi, başbakan mı? Bu arada asıl kandırılanlar, senaryosu önceden yazılan ve ordunun hedef alındığı planın kurbanı olan bizler olduk. Komutanların çekingenliğinden, kararsızlığından da faydalandılar.

 

‘İMZA ATANLAR SUÇ İŞLEDİ’

– Emekli edildiniz…

2014’te 14 general ve amirali emekliye ayırdılar. Bu kararların altına imza atan Askeri Şura üyelerinin hepsi suçludur. Keşke hiç değilse birisi şerh koysaydı, ‘Ben bu suçlamalara katılmıyorum’ diyerek tarihe not düşseydi.

– Şimdi yeni bir dava açıldı…

Bakırköy Ağır Ceza’da dava açıldı ve iddianamede ‘Bunlar kendi adamlarını yerleştirebilmek için, kendileriyle aynı düşüncede olmayan subayları tasviye ederek 15 Temmuz’un yolunu açmışlardır’ deniliyor. Askeri Şura’daki komutanlar bizimle ilgili kararların altına imza atmasaydı 15 Temmuz önlenebilirdi. Bir anda sadece amiraller değil pırıl pırıl albaylar da ziyan edildi. Balyoz ve Ergenekon’la başlayıp 15 Temmuz’la devam eden süreçte devlet, kendi ayağına ateş etmiştir.

FETÖ’nün siyasi ayağının gizlenmesi skandaldır

– FETÖ’nün siyasi ayağı gündeme gelmedi…

FETÖ’nün siyasi ayağının yok sayılması, hâlâ gizlenmesi gerçekten büyük bir skandaldır. Oysa bunların başında mutlaka siyasetin üst düzey yöneticilerden bazılarının olması gerekir. Olmaması şaşırtıcıdır.

– SÖZCÜ’yü de FETÖ’cü ilan ettiler.

Bakın çok net bir şey söyleyeceğim. FETÖ söz konusu olunca kimseye kefil olmam. Ancak FETÖ’cü siyasilere dokunulmadığı bir ülkede SÖZCÜ’yü FETÖ’cülükle suçlamak çok komik geliyor bana. SÖZCÜ’nün o dönemdeki duruşu da ortadadır.

(Sözcü, 15.10.2019)

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN