Post image
Öğrencilerin Başarı Makası Açılıyor, Öğretmen Sistem Dışına İtiliyor

Gündem Çocuk eğitim hakkının sağlanmasına dair önerilerini açıkladı. Çocukların 72 aydan önce okula gönderilmemesini istedi. Çocuklar arasındaki başarı farkının sürekli açılmasına yol açan sınav sisteminin yarattığı eşitsizliğe değindi.


Gündem Çocuk Derneği yeni eğitim-öğretim yılı yaklaşırken eğitim hakkının sağlanması ve korunması konusunda tespit ve önerilerini açıkladı.
Okula başlama yaşının çocuğun gelişimsel özellikleri ile uyumlu olmadığını belirten dernek, 60-72 ay arası çocuklarda yaygın olarak derslerde dikkatsizlik, okula karşı isteksizlik, akademik başarısızlık, derslerde alt ıslatma, gece alt ıslatma, psikolojik nedenli karın ağrısı, aşırı yorgunluk gibi sorunlar görüldüğünü hatırlattı.
“Okulun ilk yılında ortaya çıkan sorunların ileriki yıllarda farklı görünümler ile süreceği açıktır.”
Birçok ebeveynin çocuklarının “yetersizlik” ile etiketlenmesi korkusu ile rapor almadığı ve istemeseler de çocuklarını 66 aylık iken okula gönderdiklerini de belirten Gündem Çocuk, çocukların 72 aydan önce ilkokula gönderilmemesini önerdi.
“Gündem Çocuk Derneği olarak öncelikle okula başlama yaşının, uygulamada görülen
sonuçları göz önünde tutularak 72 aya yükseltilmesini, ebeveynlerin çocuklarının
etiketlenmesi korkusu gibi ikircikli durumlarda bırakılmamasını talep ediyoruz.
“Bu konuda yapılan yeni düzenlemelere kadar, ebeveynlere çocuklarını 72 aydan önce
birinci sınıfa göndermemelerini, okul öncesine kayıt ettirmelerini ihtiyaç duymaları halinde bu konuda uzman desteği almalarını öneriyoruz.”

“Sistem kötü bir öğretmen gibi”
Gündem Çocuk’un yaptığı tespitlerden biri de orta öğretime dair…
“Orta öğretime yerleştirme sisteminde yapılan değişikliklerle eğitim sistemi, çocuğun kendini gerçekleştirme amacının çok uzağına düşmekte, seçme sisteminin kıskacında kalarak; ‘en zeki’, ‘en başarılı’ çocukları seçmeye ve onlara daha iyi eğitim vermeye odaklanıp geride kalan çocukları önemsememekte, hatta yok saymaktadır.
“Üstelik zeki ve başarılı çocuk belirleme yöntemi tek tip yeteneğe odaklı ve oldukça
tartışmalıdır.”
Mevcut sistemin çocukları tek tipleştirdiği, sınav başarısının esiri haline getirdiği tespitinden hareket eden Gündem Çocuk’a göre, “mevcut eğitim sistemi ‘zeki’ ve ‘başarılı’ çocukları seven ama diğerlerinin yüzüne bakmayan kötü bir öğretmen gibi.”
Sınavlarda başarılı olan çocukların bu sonuçlara göre daha iyi okullara gittiğini, geriye kalanların ise düşük olanaklarla yetinmek zorunda kaldığını belirten derneğe göre, bu durum ayrımcılığı körüklüyor ve çocuklar arasındaki başarı makasının sürekli açılmasına yol açıyor.
“Zorunlu eğitim sürecinde seçme ve sıralamanın baskın ve tek belirleyici unsur olması kabul edilemez.
“Tüm çocuklar gibi üstün zekalı ya da öğrenme güçlüğü olan özel gereksinimli çocukların tespit edilmesi ve onların ihtiyaçlarına uygun ve özel çözümler geliştirilmesi gerekli ve önemlidir.
“Öte yandan böylesi düzenlemelerin, eğitim sisteminin yan unsurları olduğu unutulmamalıdır. Çocuğun haklarını gözeten bir eğitim sisteminin temelinde tüm çocuklar için eşitlikçi yaklaşım esastır.”

Kısır döngü
Gündem Çocuk uyarıları arasında Seviye Belirleme Sınavı’nın yerine getirilen sistemin aynı zamanda bir eğitim aracı da olan sınavları öğretmenlerin elinden alacağı kaygısını da dile getiriyor.
“Öğretmenler sistemin daha çok dışına itilmektedir.
“Yapılması gereken eğitim sistemini belirler hale gelen seçme-yerleştirme sınav kısır döngüsünün dışına çıkma iradesini göstermektir.
“Aranan cevap eşitlikçi yaklaşımda ve eğitime yapılacak bütüncül ve verimli yatırımdadır.”

İhbarcılık ve fişleme
Gündem Çocuk Gezi sürecinde pek çok çocuğun kolluk kuvvetlerinin orantısız şiddet kullanımı ve keyfi uygulamaları başta olmak üzere birçok hak ihlaline uğramasını da hatırlattı.
“Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) da eylemlere katılanların (öğrenci ve öğretmenlerin) tespit edilmesi için fişleme ve öğrencileri ihbarcılığa teşvik gibi faaliyetlere giriştiğine dair
basında çeşitli haberler yer almıştır.
“Bu çabaların bakanlık talimatı ile mi yerel inisiyatifle mi olduğu bilinmemektedir. Bu iddialara karşılık bakanlığın sessiz kalması ise endişe vericidir.”
MEB’i bu konuda açıklama yapmaya çağıran dernek, bakanlık dahil herkesin fişleme ya da ihbarcılığa zorlama gibi eylemlerden kaçınması gerektiğini vurguladı. (YY)

(bianet.org, 12 Eylül 2013)

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN