Post image
Neden?

 

Gerçekten neden?

Neden herkes kendi hakkına razı olmuyor…

Neden paylaşmayı, adilce bölüşmemeyi bilmiyoruz…

Yaşanan cinayetlerin büyük çoğunluğu alacak verecek ya da miras, arazi anlaşmazlıklarından kaynaklanıyor…

Hemen herkes bu konuda korkunç acımasız…

Kime sorsan o haklı…

Ama hiç kimse empati yapmıyor…

Yıllardır köyünün arazisini ekip biçen, köydeki evde oturan kardeş, diğer kardeşiyle ya da diğer aile bireyleriyle asla atadan kalan arazileri paylaşmak istemiyor… Çünkü “ben burada yıllarca korudum” diyor…

Ama korudum dediklerini, kullandığı hiç aklına gelmiyor…

Hiç aklına gelmiyor ki; onun da hakkı vardı, bir kilo bir şeyi de ona yollasın…

Ya da birbirine borç veren kardeşler, arkadaşlar, dostlar geri ödemeye gelince zorluk çıkarıyor…

Gerçekten neden?

Neden bu harislik?

Neden bu bencillik?

Dinen de; “öte dünyaya giden bir şey yok” diyoruz, ama hakça, adilane bir şekilde paylaşmaya gelince hemen herkes işi yokuşa sürüyor… Bir anda karşısındakini düşman belliyor…

Empati yapmak sadece kendi çıkarları varsa söz konusu…

Ya “hoş görü”?

Kelimelerde mi kaldı?

Bilemiyoruz, ama bir bayram günü kaybolan çakır gözlü küçük Leyla’yı hatırlar mısınız?

 

 

Ağrı’da 4 yaşındaki Leyla 15 Haziran 2018 tarihinde kaybolmuştuş. Şükran ve Nihat Aydemir çiftinin yedi çocuğundan altıncısıydı. Aile bayram nedeniyle dedesinin yaşadığı Bezirhane köyüne gitmişti. Ve Leyla kayboldu. Tüm Türkiye Leyla için üzüldü, aile ağıtlar yaktı. Tam 18 gün sonra bulundu Leyla’nın cesedi.

Ortaya çıktı ki; güzelim Leyla “miras anlaşmazlığı”nın kurbanı olmuştu… Onu tehdit aracı olarak kullanmak isteyen öz be öz amcası katili olmuştu…

Kardeşler arasında babadan kalan bilezikler ve traktör paylaşılamıyordu…

Amca yargılama sonucunda müebbet aldı. Ama ne önemi var…

Bir traktör, üç beş bilezik bir çocuğun canından daha mı kıymetli…

Leyla olayı en bilinen örnek… Miras için hemen her gün olmasa bile sık sık tartışmalar yaşanıyor, uğruna cinayetler işleniyor maalesef…

Son olarak Trabzon’un Düzköy ilçesinde A. Kaçağan (61) ile Ali Kaçağan (70) kardeşler arasında yıllardır süren arazi anlaşmazlığı cinayetle sonlandı… A.Kaçağan ruhsatsız tabancasıyla kurşun yağdırdı ve dört çocuk babası ağabeyini öldürdü… Ölen ağabeyin; “Ne istiyorsa verelim de bıraksın yakamızı dediği”, ancak öldürülmekten kurtulamadığı ortaya çıktı… Bir karış toprak için ağabey katili olan kardeş, ifadesinde pişman olduğunu söylemiş… Söz konusu araziyi alıp cezaevinde eker biçer artık, demenin dışında bir şey diyemiyoruz…

Geçenlerde de; Ankara’da yaşayan bir emekli memur babasından kalan mirası paylaşmak için Iğdır Aralık’a gitmişti. İnan Tazegün kardeşi Hüseyin Tazegün’den payını istedi. Aralarında tartışma çıktı. Aynı günün akşamı da namaza duran kardeşinin kafasını tek el ateş ederek öldürüp, kaçtı. Hem de sınırı geçip Nahçivan’a…

Hatırlar mısınız Mersin Vali Yardımcısı da Adana’da miras için tartıştığı avukat kardeşi Altuğ Polat ile annesi İkbal Polat’ı silahla vurarak öldürmüştü…

 

 

Hoş görümüz, hak, adalet anlayışımız adeta yok oldu… Hep benim… Hep benim, diyoruz…

Ya vicdan…

Onu da mı kaybettik?

İyi haftalar

Umut Vakfı

 

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN