Tweet

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca; kadına yönelik şiddetle mücadelede kritik önem taşıyan iki farklı yasa teklifini TBMM Başkanlığı’na sundu. Karaca’nın TBMM’ye sunduğu yasa teklifleri; Türk Ceza Kanunu ve Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunda düzenlemeler içerirken Belediye kanununda da değişiklik getiriyor. Ayrıca Karaca, Sığınma Evleri’ne dair Meclis Araştırma Önergesini de TBMM Başkanlığı’na iletti.

Yasa teklifinin gerekçesine dair açıklama yapan Karaca, şunları söyledi:

“Ülkemizde kadınlar sırf kadın olduğu için öldürülüyor. Devlet kadınları koruyamıyor. Artan kadın cinayetlerinin önüne geçmek için yasal düzenlemeler yapılması gerekiyor. Verdiğim yasa teklifi Türk Ceza Kanunu’nda kadına yönelik şiddeti bir suç olarak tanımlıyor. Bu aynı zamanda tarafı olduğumuz İstanbul Sözleşmesinin bir gereği. Kadına yönelik şiddeti bir suç olarak tanımlamadıkça kadın cinayetlerini durduramayacağız.”

KARACA’NIN TEKLİFİ İYİ HAL İNDİRİMİNİ YASAKLIYOR

Karaca’nın verdiği yasa teklifi kamuoyunda çokça tartışılan kadın cinayetlerinde iyi hal indiriminin uygulanmasını yasaklıyor. İyi hal indiriminin en çok kadın cinayetleri davalarında uygulandığına dikkat çeken Karaca; “Erkekler bir kravatla bile iyi hal indiriminden yararlanıyor. Hem şiddet uygulayacak hem de ‘kravatı var’ diye ya da ‘mahkeme karşısında sakin durdu’ diye iyi halden indirim alacak. Bu şiddeti önlemek şöyle dursun; şiddet uygulayan erkekleri cesaretlendiren bir durum. Kadın cinayetlerinde cezasızlık politikasından vazgeçilmeli’ dedi.

BELEDİYELEE KONUK EVİ AÇMA ZORUNLULUĞU GETİRİYOR

Karaca’nın TBMM Başkanlığı’na sunduğu bir diğer yasa teklifi ise belediye kanununda sığınma evlerini düzenleyen maddeye ilişkin. Belediye Kanunu’nun 14. Maddesi büyükşehirler ve nüfusu 100 binin üstünde olan belediyelere konukevi açma zorunluluğu getiriyor. Biçer Karaca’nın verdiği teklif yasallaşırsa; nüfusu 10 bin üzerinde olan belediyeler, sığınma evi açmak zorunda kalacak. Uluslararası mevzuata dikkat çeken Karaca, “Birleşmiş Milletler’in kadına yönelik şiddetle mücadele mevzuatı gereğince; yerleşim yerlerinde kadın sığınakları her 10 bin nüfusa karşılık en az 1 yatak kapasitesi olacak şekilde hizmet vermelidir. Ülkemizde kadın sığınaklarının 8 bin 81 yatak kapasitesi olması gerekmesine rağmen, 144 kadın sığınağı 3 bin 724 yatak kapasitesi ile hizmet veriyor Bu rakamlara baktığımızda Türkiye’de kadın sığınaklarının yatak kapasitesi yüzde 54 oranında eksik kalıyor” dedi.

ŞİDDETE MARUZ KALAN KADINI KONUK GİBİ GÖRMEK YANLIŞ

Kadına yönelik şiddetle mücadelede sığınma evlerinin önemini vurgulayan Karaca, şunları söyledi:

“Kadın örgütleri yıllardır şiddetin önlenmesinde kritik öneme sahip konuk evlerinin sığınma evi olarak kabul edilmesini istiyor. Çünkü konukevi demek; şiddete maruz kalan kadın ve beraberindeki çocuğun bir misafir gibi görülmesi, ağırlanması ve uğurlanması anlamına geliyor. Sığınma evi ise kadının sadece barınma mekanı değil, can havliyle sığındığı, psikolojik ve ekonomik olarak güçlendirilip çalışma-sosyal hayatına devam etme koşullarının oluşturulduğu yer demektir. Mevcut konuk evleri sadece sayı olarak değil içerik ve işleyiş bakımından da ne yazık ki yetersiz. Temeldeki bakış açısını ve işleyişi değiştirmezsek, bütçe ayırmazsak, sığınma evlerinin sayısını artırıp temelde köklü iyileştirmeler yapmazsak ne kadın cinayetlerinin önüne geçebiliriz ne de şiddeti önleyebiliriz.”

ŞİDDETE UĞRAYAN KADINLAR VE SIĞINMA EVLERİ İÇİN BÜTÇE

Yasa tekliflerinin yanı sıra Sığınma Evlerine dair Araştırma Önergesi de veren Karaca, Sığınma Evleri’nin kadına şiddetle mücadelede önemine değindi. Karaca; “Ülkemizde sadece 144 tane farklı isimlerle sığınma evi var. Bu sayının yetersizliği belli. Yeni adıyla Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın sığınma evlerine ayırdığı bütçe yüzde 1’in altında. AKP iktidarının kadına verdiği değeri hepimiz biliyoruz. Sığınma Evleri’nin durumu sır gibi saklanıyor. Meclis araştırması şart” dedi.

(Denizli Gazetesi, 26.11.2018)