Post image
Kadın Haklarında Geriye Gidişin Sonuçları

AYDINLIK_20171116_15

Kadın haklarında geriye gidişin sonuçları Dünya Ekonomik Forumu (World Economic Forum, WEF), 1971 yılında Klaus Schwab tarafından İsviçre’de kurulmuş uluslararası bir vakıf. WEF, 2006 yılından beri her yıl Küresel Cinsiyet Uçurumu raporu hazırlıyor.

Dünya Ekonomik Forumu’nun 2017 Küresel Cinsiyet Eşitliği Raporu’na göre, 144 ülke arasında Türkiye bir basamak daha gerileyerek 131. sırada yer aldı.

Küresel Cinsiyet Eşitliği Raporunda kadınların siyasete katılımları, sağlık ve eğitime erişimleri ile ekonomik katılım ve fırsatlar olmak üzere 4 alanda ölçme yapılmakta.

144 ÜLKE İÇİNDE SONLARDAYIZ

ucurum

Bu endekslere göre; Türkiye’de kadınlar ekonomide 128’inci, siyasette 118’inci, eğitimde 101’inci ve sağlığa erişimde 59’uncu sırada.

Sıralamaya baktığımızda Etiyopya, Bahreyn, Katar bizden daha iyi durumda. En iyi durumda olan ilk 5 ülke ise sırasıyla İzlanda, Norveç, Finlandiya, Ruanda ve İsveç. İlk on içerisinde Filipinler, Yeni Zelanda, Slovenya ve Nikaragua gibi ülkeler var.

144 ülke içinde son sıralardayız yine… Ne yazık ki son yıllarda kadın haklan açısından hep geriye doğru gidişin yansımasının sonuçlan bunlar. Elde edilen kazanımlar tek tek kadınların ellerinden alınıyor. En son çıkan Nüfus Hizmetleri Kanunu ile ilgili yasal değişikliklerin kadın haklarına vurulan bir darbe olduğunu dile getiren barolar, baroların kadın hakları merkez ve komisyonları, kadın örgütleri ve bireysel olarak kadınlar “Bu kanun geçemez, geçmemeli” diye seslerini yükselttiler. Duyan oldu mu? Bir gecede bu kadar tepkiye karşın Meclis’ten geçti.

NE YAPMALIYIZ?

turkiyenin-cinsiyet-esitligi-karnesi,6vzdT99hx0qjSElKlzB02g

Kadın cinayetleri ise hız kesmiyor. Eğitim sistemimiz kız çocuklarının ilkokuldan sonra okutulmamasının önünü açıyor. Zorunlu KESİNTİSİZ 12 yıllık bir eğitim modeline derhal geçilmeli. Geçilmeli ki kız çocuklanmız eğitim hakkına erişebilsin, çalışma yaşamına katılabilsin. Çıkardığımız yasalarla, söylemlerimizle, bakış açımızla kadını yalnızca aile içinde değil de bir birey olarak görmeye başlarsak belki bir şeyleri düzeltmeye başlarız.

Gelenekselleşmiş ataerkil ilişki biçimlerinin, düşünce yapısının bugünden yarına değiştirilerek, yerine eşitlikçi yaklaşımların yerleştirilmesi gerekiyor. Tüm birey ve kurumlar tarafından da toplumsal cinsiyet eşitliği düşüncesinin benimsenmesi, içselleştirilmesi ve uygulanması gerekiyor. Aksi taktirde Küresel Cinsiyet Uçurumu Raporlarında son sıralarda yer almaktan kurtulmamız mümkün görülmüyor.

(Aydınlık, 16.11.2017)

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN