Post image
İki kadın bir cinayet

mantıksız adam

Esra Karataş

Mutsuz ve arayış içindeki bir profesörün, yaşamına giren iki kadın ve bir cinayet planı, filme komik bir hava katsa da, gerçeği yansıtma konusunda oldukça zayıf kalıyor.

Woody Allen‘ın çarpık aşk ilişkileri ve romantik komedi türüne cinayet öğesini eklediği Mantıksız Adam /IrrationalMan bunalımın eşiğinde, hayatla ilgili sorunlar yaşayan felsefe profesörünü anlatıyor.

Woody Ailen denilince akla ilk gelen çarpaşık ilişkilerinin ve aşk üçgeninin sıradanlığına taklip kalmaktan kolaylıkla sıyrılıyor film. Ancak filme farklı bir ivme kazandıran cinayet öğesi fikir olarak çarpıcı olsa da, cinayetin yeterince ‘kusursuz’ işlenmediğini bunun da filmin etkisini zayıflattığını söyleyebiliriz.

Ünü kendisinden önce kampüse ulaşan Abe Lucas (Joaguin Phoenix) eşi tarafından en yakın arkadaşıyla aldatılmış, dostlarından birini Irak’ta boğazı kesilerek kaybetmiş, çapkın, yaşamak için sebep bulamayan, alkolle hayata tutunmaya çalışan bir felsefe profesörüdür. Abe, hayaünı değiştirebileceğini düşündüğü küçük bir kasabaya yerleşerek okulda dersler vermeye karar verir. Abe okula geldiği andan itibaren kadınların ilgisi üzerinden eksik olmaz. Kısa sürede Abe ile eski arkadaşlarından aynı okulda öğretmenlik yapan Rita Richards (Parker Posey) ve parlak öğrencilerinden Jill Pollard (Emma Stone) arasında aşk üçgeni kurulmuştur bile.

Abe ve Jill sık sık müzelere, sergilere gidip bol bol konuşup, tartışmaktadır. Bir kafede vakit geçirirlerken, Jill’in arka masada dikkatini çeken bir konuşmaya kulak misafiri olurlar. Birlikte oturduğu arkadaşlarına boşanmalarıyla ilgili sorunlarını anlatan kadını dinleyen Abe’nin zihninde uzun süredir onu hayata tekrar bağlayacak bir fikir belirir: kusursuz ve hoş bir cinayet. Zor durumda olan bir anneyi kurtaracak cinayet fikrinin sarhoş eden etkisi Abe’yi hayata bağlı ve mutlu bir adam yapmaya yeter. Toplumun mutluluğu için laf ebeliği yapmaktan çok eyleme geçme fikri heyecan verici bir hal alır. Zalim bir hakimin ortadan yok olmasıyla insanlıktan bir şey eksümeyecek ve planladığı ‘kusursuz’ ve ‘hoş‘ bir cinayet başkalarına mutlluluk getirectir.

Kendini Suç ve Ceza’nm Raskolnikov’u olma misyonunu biçen Abe’nin işlediği cinayet ‘hoş bir cinayet’ olsa da ‘kusursuz’ değildir. Kendi gerçekliğini yaşamaya karar veren Abe kontrolü elden kaçırır. Jill’in görebildiği gerçek ise Abe’nin gerçeklik dünyasında bir anlam taşımaz. Baudrillard‘ın öne sürdüğü üzere en kusursuz cinayet bile ardından iz bırakır. Abe’nin hesaba katmadığı gerçekler ‘hoş’ bir fikirden çıksa da filmin gerçeklik algısını azaltır. Woody Allen’ın Mantıksız Adam’da gerçekliği daha incelikli hesap etseydi film ‘hoş’ belki de ‘mükemmel’ olabilirdi. Ancak Allen’in gerçekliği eksik yorumlaması filmin etkisini yitirmesine sebep oluyor.

(Taraf, 09.10.2015)

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN