Post image
Hükümetin Zaruret Hali

Fikret İLKİZ

TBMM tarafından “6771 Sayılı Kanun’la Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Yapılan Değişikliklere Uyum Sağlanması Amacıyla Çeşitli Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Konusunda Yetki Kanunu” 10 Mayıs 2018 günü kabul edildi (Kullanılan oy sayısı: 235, Kabul: 210 ve Ret: 25)

Hükümet tarafından hazırlanan Tasarı 10 Mayıs 2018 sabahı Komisyon kabulünün hemen ardından aynı gün Genel Kurul’a yetiştirildi ve TBMM tarafından kabul edildi. Böylece en kısa sürede imal edilmiş, en kısa sürede muhalefet şerhi yazılması istenmiş ve en kısa sürede muhalefet şerhi yazılmış ve en kısa sürede basılarak Genel kurula yetiştirilmiş ve en kısa sürede kabul edilmiş kanun oldu.

Neden? Zaruretten…

CHP Grubu Adına Cemal Okan Yüksel (Eskişehir) bu Tasarı hakkında sözlerine başlarken şöyle diyor: “…Peki, yirmi dakikada ne yapılmalı? Yirmi dakikada ne yapılmalı? Ben size yirmi dakikada ne yapılmaz onu söyleyeyim: Bu sabah Plan ve Bütçe Komisyonu sabah -tutanak elimde- 10.03’te toplantıya başlamış, bu tasarıyı görüşmüş, 12.41’de de toplantıyı bitirmiş. Aynen okuyorum, bugün saat 13.00’e kadar muhalefet şerhi yazmak için süre vermiş. Yani Plan ve Bütçe Komisyonu, muhalefet partilerine yirmi dakika muhalefet şerhi yazmak için süre vermiş. Böyle bir yasama yapılabilir mi? Böyle bir yasama faaliyeti olabilir mi? Belki grup başkanları ile Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı önceden konuşmuştur, önceden bunlar hazırlanmıştır ama bundan yirmi sene sonra bu tutanakları okuyacak olan parlamenterler güler yahu, çok komik. Bu acele nedir? 10.03’te toplantı başlıyor, 12.40’ta toplantı bitiyor, 14.00’te elimdeki tasarı basılıyor buraya.” (TBMM 26. Dönem 3. Yasama Yılı, 98. Birleşim.10 Mayıs 2018 Perşembe. Tutanaklar)

Plan Bütçe Komisyonu Raporuna CHP Milletvekillerinden Zekeriya Temizel, Bülent Kuşçuoğlu, Muşa Çam, Lale Karabıyık, Utku Çakırözer, Kadim Durmaz ile HDP’den Ertuğrul Kürkçü “muhalefet şerhlerini” yazdılar (Plan Bütçe Komisyonu S. Sayısı 560).

Anayasanın değiştirilmesinden sonra Anayasaya uyumlu hale dönüştürülmesi gereken kanunlar ve KHK değişiklikleri yapılması gerekiyordu. Hükümetin 6 aylık süresi vardı. 13 ay geçti…

Neden sorusuna Hükümetin yanıtı, zaruretten…Üstüne üstlük ivedilik hali kanun gerektiriyor.

Alınmış olan seçim kararı nedeniyle “uyum yasalarının” Meclisten kanun olarak çıkarılması için Yetki Kanunu tasarısının gerekçesinin özü oldu zaruret…

Mecburiyetten çıkarılan yetki kanunu ile Bakanlar Kurulu TBMM’nin yerine aldı. Neden, zaruretten! Böylece Bakanlar Kurulu Anayasaya değişiklikleri sonrası uyum için çıkarılması gereken kanun ve KHK’ler adına mecburiyetten oldu yasama organı…

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini kurmak ve yapılandırmak için Parlamentoyu ve muhalefeti aradan çıkarmak ve böle bir Yetki Kanunu ile bypass etmek en iyi çareydi.

Yasama organının yetki, görev ve hakkı Bakanlar Kuruluna devredildi ve devir kanunen kanuna uygun! Kanun devleti olarak Hükümet bu yetki kanuna dayanarak en az 521 kanun ve 40’dan fazla KHK’de Anayasaya “uyum” sağlamak amacıyla değişiklik yapacak ve beş binden fazla kanun maddesi değişecek…

Olağan dönemde Bakanlar Kurulu’nun KHK çıkarabilmesi TBMM tarafından çıkarılacak bir “yetki kanunu” ile mümkündür (Anayasa Madde 91). Yetki kanununda çıkarılacak KHK’lerin amacı, kapsamı, ilkeleri belirtilmelidir ve süresi olmalıdır. Anayasa Mahkemesinin 16.09.1993 Tarih ve E.1993/26, K.1993/28 Sayılı Kararı ile Bakanlar Kuruluna KHK çıkarma yetkisinin verilebilmesinin “ivedilik ”, “zorunluluk” ve “önemlilik” olmak üzere üç ayrı şart daha eklenmiştir. Yargısal denetim Anayasa Mahkemesinindir. Resmî Gazetede yayımlandıkları gün yürürlüğe giren KHK’ler aynı gün TBMM’ne sunulur. Aynı gün Meclise sunulmazsa yine o gün yürürlükten kalkar. TBMM tarafından reddedilen kararnameler, bu kararın Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Sayın Gözler’in görüşüne göre; “Kanımızca, KHK’nin TBMM tarafından reddi hâlinde, KHK’nin yürürlükten kaldırmış olduğu kanun hükümleri yeniden ve kendiliğinden uygulanabilir hâle gelmez. Zira, ilga eden kanunu ilga etmek, ilga edilmiş kanuna tekrar hayat vermez (Abrogata lege abrogante non revivescit lex abrogata). Ret kanunu Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilirse, reddedilen KHK tekrar yürürlüğe girmez. Aynı sebeple, Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği KHK’nin yürürlükten kaldırdığı kanun veya KHK hükümleri kendiliğinden yürürlüğe girmez (Daha geniş bilgi Bkz. Kemal Gözler, “KHK’ler”, www.anayasa.gen.tr/khk-bilgi.htm). 

Olağanüstü Hal devam ederken, Meclis Olağan dönemde Bakanlar Kuruluna KHK çıkarma yetkisi veren Yetki Kanununu kabul etmiş oldu.

Bir taşla iki kuş! Zaten elde var beş kuş…İki kere iki beş eder o halde uyum yasalarını çıkarmak için yasamanın yerine Bakanlar Kurulunu geçirme faaliyetinin gerekçesi oldu Hükümet için zaruret ve zorunluluk…Hem Anayasaya hem kanuna uygun.

Devlet, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi diye adlandırdıkları sistem için teşkilatlanacak…

Bu Kanuna dayalı olarak kamu kurum ve kuruluşlarının kuruluş, teşkilat, görev ve yetkileri düzenlenecek, Kanunlar ve kanun hükmünde kararnamelerde yer alan tüzük, Bakanlar Kurulu, İcra Vekilleri Heyeti, İcra Vekilleri Heyeti Kararı, Bakanlar Kurulu Kararı, Bakanlar Kurulu Yönetmeliği,  Hükümet, Başbakan, Başvekil, Başbakanlık, Başvekalet, sıkıyönetim, nizamname, kanun tasarısı gibi bazı ibareler değiştirilecek veya yürürlükten kaldırılacak veya bu çerçevede kanunlar ve kanun hükmünde kararnamelerde yer alan ilgili hükümlerin yeniden düzenlenmesi,  Kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde yer alan bakanlıkların, kamu kurum ve kuruluşlarının kurulması, kaldırılması, görevleri, yetkileri ve birçok KHK ler gibi, gibi pek çok Kanun ve KHK değişecek….

Kısaca ve öz olarak Kanun Tasarısı Genel Gerekçesine göre; son Anayasa değişikliği ile Parlamenter Hükümet Sistemi yerine Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi getirildiğinden devlet teşkilatı Cumhurbaşkanlığına “uyum” sağlayacak biçimde yapılandırılacak…

Devlet yapılanmasının yetki kanunu ile yeniden teşkilatlandırılması 24 Haziran seçimlerini kazanmaya ve devamına yönelik fevkalade önemli ve hesaplanmış kanun hareketidir. Hatta kendisini kazanmış kabul eden ve teşkilatlarını Devlet içinde kurmak isteyen Hükümetin kendi zaruretini rahatça ve ivedilikle “kanuni” şekle çevirmek isteğidir.

Yasama, yürütme ve yargı erkleri arasındaki güçler dengesinin ortadan kaldırılması suretiyle Parlamento’nun fiilen işlevsiz kılınması amaçlanan nihai hedeftir.

Yetki Kanununun Anayasaya aykırılığı şeklen ve ruhen ortada…

Amacı, kapsamı, ilkeleri ve süresi demokratik hukuk devleti ile bağdaşmayan böyle bir Yetki Kanununun Anayasaya göre “ivedilik”, “zorunluluk” ve “önemlilik” esaslarına uygun olup olmadığını Anayasa Mahkemesi nasıl denetler ve ne karar verir?

Ama karşımızda bir başka gerçeğin gelecekteki zorunluluk hali duruyor…

Kim Cumhurbaşkanı seçilirse seçilsin ve kim Meclise üye seçilirse seçilsin, kim hükümet, kim muhalefet olursa olsun; kendisini yeniden yapılandırılmış bir yeni devlet yapılanmasının tam ortasında bulacaktır.

Parlamenter sistemin Hükümeti mi, Cumhurbaşkanlığı Hükümeti’mi?

Yasama, Yürütme ve Yargının birbirinden bağımsızlığı ve tarafsızlığı mı?

Acaba bu seçimler; Cumhurbaşkanlığı Hükümetine bağımlı bir yasama ve yargının güçsüzlüğü temelinde yeniden teşkilatlandırılmış bir devlet sisteminin hepimize dayatacağı bir zaruret halinin ivedi ve zorunlu seçimi midir?

14 Mayıs 2018

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN