Post image
Hemingway okurların sığınağıdır

 

Kadir İNCESU

‘Sonsuza Dek Hemingway’ isimli kitabıyla okuyucuyla buluşan Prof. Dr. Belma Ötüş Baskett, “Bilmediği konularda hiç yazmamış, çok deneyimleyip az yazarak okuyucunun saygısını hiç kaybetmemiştir. Hemingway’in romanları günümüzde rafları dolduran sığ kitaplardan kaçan okurların sığınağıdır” diyor

Nobel ve Pulitzer ödüllü Ernest Hemingway, bugün de en çok okunan ve merak edilen yazarlardan birisi. 1968’de yaptığı doktora çalışmasını Bilgi Yayınevi tarafından ‘Sonsuza Dek Hemingway’ adıyla yayımlayan Prof. Dr. Belma Ötüş Baskett ile Hemingway’i konuştuk.

>> Hemingway sizi hangi özellikleriyle etkiledi ki hakkında doktora çalışması yaptınız?

Doktora tezimin hazırlık çalışmalarını Kaliforniya Berkeley Üniversitesi’nde yaptım. Tezimi İngilizce olarak Ankara Üniversitesi Dil-Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde sundum. 1968’de doktora diplomamı aldım. O yıllarda Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde öğretim üyesiydim. Tezim kitap olarak Ankara’daki Amerikan Haberler Merkezi’nin Türk bilim kişilerinden kitap bastırma programında bastırıldı.

Hemingway, 1962’de intihar ettiğinde ününün zirvesindeydi. Yapıtlarının gerek konuları gerek biçemleri ile tüm dünya edebiyatını etkilemekteydi ve Türkiye’de hakkında bir şey yazılmamıştı, yani doktora çalışması için bakir alandı. Kitap, ilgililer ve ODTÜ’lüler tarafından çok okundu.

>> Hemingway’in, F. Scott Fitzgerald’a yazdığı bir mektupta, “Bildiklerinden yola çıkarak yazmalı ve yaratmalı, insanların geçmişlerini olduğu gibi yansıtmalısın” sözünün yapıtlarındaki karşılığı nedir?

Hemingway’in tüm diğer yazarlara da verdiği nasihat aynen buydu. Çünkü gerçekçiliğe, yazarın konuya daima dürüst olarak yaklaşmasına çok önem veriyordu. Olayları oldukları gibi yansıtmak için yazarın o olayları yaşamış olması tam güvenilirlik sağlardı. İyi savaş romanlarını savaşın kan, ter kokusunu, bomba ve yaralı seslerini duymuş yazarlar yazabilir diye inanıyordu. Hemingway hem Birinci Dünya Savaşı’nın İtalya cephesinde hem İspanya İç Savaşı’nda savaşmış ve hala da savaş hakkında yazılmış en gerçekçi romanlarıyla tanınır, sevilir. Hemingway’in dizinden yaralandığı İtalya cephesinden romanı ‘Silahlara Veda’dır ve herkes tarafından daima hatırlanmaktadır. Hemingway’in ‘Çanlar Kimin İçin Çalıyor’u İspanya iç savaşını ve ayrıca gerillaların yaşamını anlatan en iyi romandır.

HEMINGWAY’İN KAHRAMANLARI CESURDUR

>>Hemingway’in kahramanlarının genel özellikleri neler?

Hemingway’in kahramanları cesurdur, namus, şeref kavramlarına saygılıdır. Bir disipline bağlı olmayı gerektiren uğraşları vardır. Savaşçı, boğa güreşçisi, büyük av ve büyük balık peşinde olan avcılar, balıkçılardır. Ölümle sık sık karşı karşıya gelirler, ölüme meydan okurlar, yapıtlarındaki yaşlı balıkçı ve boğa güreşçileri gibi. Nasıl bir karakterde oldukları davranışları ile saptanır. Ölüm karşısında dirençlidirler, ölümle boy ölçüşürler. Yaşlı balıkçı tuttuğu efsanevi büyüklükteki balığı köpek balıklarına kaptırır, ama başarısı öz saygısını ve ona duyulan saygıyı arttırır, onu efsaneleştirir.

>>“Herkese derslerle dolu” dediğiniz Hemingway’in yaşamı yapıtlarına nasıl yansımıştır?

Hemingway’in yaşamı ve yapıtları nasıl yaşamak ve nasıl yazmak gerektiğini herkese öğretebilen derslerle doludur. Yarattığı karakterlerin davranışlarını cesaretle kendi de yaşamıştır. Cephede savaşmış, İtalya’da Birinci Dünya Savaşına, İspanya iç savaşına ve Pasifik Okyanusu’nda yatıyla devriye gezerek İkinci Dünya Savaşı’na da katılmış, deneyimlemiştir. İki kez arenada boğayla güreşme deneyimi olmuştur. Bilmediği konularda hiçbir zaman yazmamış, çok deneyimleyip az yazarak okuyucunun saygısını hiç kaybetmemiştir. Hemingway’in romanları günümüzde rafları dolduran sığ kitaplardan kaçan okurların sığınağıdır.

ATATÜRK VE İSTANBUL’A HAYRAN KALMIŞ

>> Hemigway’in Türkiye günleri için neler söylemek istersiniz?

O zaman Türkiye, Amerika’da çok az biliniyor. Hemingway Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılıp yeni bir devletin kurulmasının ve başta Mustafa Kemal’in olmasının önemini anlamıştır. Bu tarihsel ortam onu çok ilgilendirmiştir. Hemingway, Trakya’ya gittiğinde Trakya’da iki taraflı göç vardır. Türkler ve Yunanlılar, Hemingway de yollardadır ve tüm göç sefaletini dünyaya anlatmıştır. Atatürk’e ve İstanbul’a hayran kalmıştır. Taksim’i, Tepebaşı’nı, boğazı gezmiş ve bu deneyimlerini hem gazetesine yollamış, sonradan da ‘Çağımızda’ ve ‘Kilimanjaro’nun Karları’ gibi kurmaca yapıtlarında kullanmıştır. Beyoğlu’nda tanıştığı Beyaz Rus göçmenler hakkında da yazmıştır. Türkiye’ye ilgisini Lozan konuşmalarını izleyerek sürdürmüştür.

(Birgün, 30.03.2020)

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN